Ne güzel dünya... Suçla fakat kendisine dokunama!

Erdoğan, Davutoğlu için, “Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bila bedel vakfına mülk edindi” dedi...

“Biz de bunların yolsuzlukları sebebiyle üniversiteyi aldık, devletimize mal ettik” diye devam etti.

Peki, ortada yolsuzluk varsa, bu durum suç teşkil ediyorsa nerede suç işleyene verilen ceza?

Erdoğan’ın bahsettiği yolsuzluk AKP zamanında mı yapıldı? Yoksa arada başka hükümet kuruldu da haberimiz mi olmadı?

★★★

Bundan üç yıl önce de konu açılmıştı. Ne zaman Davutoğlu, “O zaman benim de sizin de mal varlıklarının araştırılması için bir komisyon kurulsun” teklifiyle geldi, konu hop kapatıldı. Sahi hakkında böyle ciddi suçlamalarda bulunan bir insanın neden teklifi kabul edilmez benim aklım almadı. Sus pus...

★★★

Unutulduysa hatırlatmak isterim. Davutoğlu, Halkbank’tan usulsüz kredi kullanımı nedeniyle de suçlanmıştı Erdoğan tarafından... Sahi Halkbank kimin bankasıydı? Yok mu kamu davası?

Suçlanan Ahmet Davutoğlu’nun sorusu da yabana atılmamalı; “Ben o arazi üzerinden kızımı, oğlumu, gelinimi, torunlarımı zengin etmedim” demişti... Kimden bahsetmişti?

Yine benzer soruyu yineledi: “Önce benim mal varlığım, hemen arkasından Erdoğan’ın, Binali Yıldırım’ın ve Berat Albayrak’ın ve bütün bakanların mal varlığı araştırılsın.”

★★★

Nitekim 15 Temmuz darbe girişimini araştırmayan Meclis’ten mal varlıklarının araştırmasını istemek... Bilemiyorum, galiba fazlaca saf olmak demek!

Hele Erdoğan’ı ekrana çağırıp tartışma talep etmek. Bana da uyar valla... Aynı şansa sahibiz bu konuda... Ne siyasinin ne gazetecilerin karşısına çıkmıyor bildiğim kadarıyla... “Gazeteci” diyorum aman yanlış anlaşılmasın da...

★★★

Bu dönemde hem muhalif hem de gazeteci olmak deli işi... İnsan sorgulamıyor değil... Gerçekten değer mi?

Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2005 yılında 98’inci sırada olan Türkiye, AKP döneminde getirilen yasaklar, baskılar, sansürler, gazeteci tutuklamalarıyla hızla gerileyerek 2022 yılında 149’uncu sırada...

★★★

Yani basının özgür olmadığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı ülkelerden biri Türkiye...  Tehditler, yalanlar, karalamalar, kovulmalar, küfürler, haysiyet cellatlıkları da cabası...

Gücü elinde tutana yaranmak için kraldan çok kralcı olmak, yanlışlara kılıf bulmak karakter turnusolü haline geldi.

Yalan, bir milyon kişi tarafından savunulsa da yalandır. Gerçekler ne kadar saklarsan sakla, hiç dile getireni olmasa da çıplaktır. Zamanı gelince ortaya çıkmak
gibi de bir huyu vardır.