Türkiye tarım ve hayvancılık cenneti bir ülke olması için her türlü doğal (Allah vergisi) imkana sahip.

Et lüks madde oldu.

Zengin et yiyebiliyor.

Yoksul dertleniyor.

İlk okul birinci sınıfa giden çocuğun; “annem bana karne hediyesi et aldı” deyişinin TV ekranlarında yayınlanması ülkenin vicdanına oturdu.

Baba:

Çocuğum var.

Eve et girmiyor.

Anne:

Çocuğum var.

Oyuncak istemiyor.

Et yemek istiyor.

Kasap:

5 liralık kıyma isteyen var. Çöpe attığımız kemikleri alıyorlar. Son 30 gün içinde et fiyatı 4 kez arttı.

★★★

Besiciler, hayvancılık yapanlar, kombinalar, kesimhanelerin üst örgütü Ulusal Kırımızı Et Konseyi (UKON) Başkanı Ahmet Hacıince ise “et lüks madde oldu” sonucuna nasıl gelindiğini anlattı:

1 yıl önce.

2022 ocak ayında.

Yerli sığır canlı kilo fiyatı 40 TL idi. Bir yıl sonra, 2023 ocak ayında, yerli sığır canlı kilo fiyatı yüzde 150 arttı. Çünkü besi yemi, saman, çoban ücreti başta olmak üzere hayvanın beslenip büyüyebileceği bütün girdiler de çok arttı. Bir besi işletmesinin bir yıl önce 2022’de sattığı bir yerli dananın yerine yenisini koyabilmesi için 28.000 TL harcaması kaçınılmaz oldu. Geçen yıl sekiz ay besleyip kesime gönderdiğimiz 600 kiloluk bir sığırın yerine şu anki fiyatlar ile ancak 280 kiloluk bir besi danası alabiliyoruz.

Yani!

Besici de zararda.

Kesici de zararda.

Bakıcı da zararda.

Et lüks madde oldu.

Vatandaş feryatta.

★★★

Balık da lüks oldu.

Tavuk da lüks oldu.

Süt de lüks oldu.

Peynir de lüks oldu.

Yumurta. Patates.

Soğan. Ekmek.

Damacana suyu içmek bile lüks oldu. Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı Hüseyin Karamehmetoğlu, “ambalajlı sulardan bir miktar şebeke suyuna dönüş oldu” dedi. Çünkü gelirler fiyatların çok gerisinde kaldı; Çok küçük zengin mutlu azınlık hariç Türkiye vatandaşlarının tümü “alım gücü sefilleri” haline getirildi. Birleşik Kamu İş Sendikası’nın yeni yaptığı son araştırmaya göre gıda ürünlerinin fiyatları son bir yılda yüzde 152.6 artış gösterdi. Ücret ve maaş gelirleri ise yüzde 30’larda kaldı. Devlet ya da özel sektör fark etmez bir işverene bağlı olarak çalışanlar emeklerinin fiyatını yükseltemez duruma düştüler.

Fiyatlar serbest.

Emeğin fiyatı esir.

İşçi, memur, emekli ailelerin tüm gelirleri şu 3 gideri bile karşılamaz duruma düştü.

Gıda harcaması.

Kira fiyatları.

Ulaşım giderleri.

★★★

Türkiye’deki fiyat artışları, savaşmakta olan Rusya ile Ukrayna’nın bile üç katı yüksekliğe ulaştı. Türkiye’yi bu duruma; “128 milyar doları hesapsızca, bilgisizce, sorumsuzca savurup bitirenler” ve Suudi Arabistan Maliye  Bakanı’nın şişinerek söylediği “korunacak ülke” durumuna düşürenler getirdi. Suudi Bakan, Davos’ta; “Bazı ülkeler borçlarını çeviremeyerek temerrüde (iflasa) düştü, daha fazla ülkenin temerrüde düşebilme olasılığı var. En kırılgan ülkelere yardım etmeliyiz. Pakistan, Mısır, Türkiye’ye ekonomik destek veriyoruz. Vermeye devam edeceğiz” dedi.

Özetle hesap kabardı.

Sandık yola çıktı.

Seçime gün sayımı başladı. Halk sandıkta “eti ve patates ile soğanı lüks haline getirenlerden” hesabı soracaktır.

★★★

Birkaç iktidar yanlısı hariç bütün hukukçular; “Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçildiğinde yemin etti, şeref sözü verdi, sözünde durmalı ve adaylığını koymamalı” diye uyarıyorlar.

İki defa seçildi.

Üçüncü defa olamaz.

Anayasa’nın 101’inci maddesi; “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” diye yazıyor.

Madde çok açık.

Yorumu olamaz.

O eski sitemdi, bu yeni sistem diye gerekçe uydurulup hukuksuzluğa kılıf uydurulamaz. Halk, hukuksuzluğu ile onu sandığa gömer. Bu halk, 21 yıl önce AKP’yi kurduğunda parti tüzüğüne bir kişinin üç dönemden fazla genel başkan ve milletvekili olamayacağı maddesi konulduğunu fakat sonra bu maddenin çıkartıldığını da unutmadı.

Şeref sözü tutulmadı.

Et lüks oldu.

Hesap kabardı.