2018 yılı Haziran ayında, bugünü de sayarsak, 1640 gün önce; “planlar, projeler, hedefler” sözü vererek başlamıştı. Üzerinden bu kadar gün geçtiği için; “yapılanlar- yapılmayanlar” listeleri yayınlanır oldu.

Özetlersek:

Hiçbir hedef tutmadı.

Yoksulluk zirve yaptı.

Yolsuzluk tavan yaptı.

Yasaklar tepe yaptı.

Yozlaşma üste çıktı.

Yalancılık bini geçti.

Ahlak en dibe battı.

Faiz, döviz rekor kırdı.

Milli para TL sefil oldu.

Kriz derinleşti ve özel sektör şirketleri bile, “beni yüzdürün, batmayayım” diye iktidar kapısında yalaka durumuna düşürüldü. Çiftçiler, artan girdi fiyatları karşısında şaşkına döndüler. Tarım ve hayvancılık zora girdi. 1640 günün sonunda; “Katar’dan hediye geldiği söylenen yeni VIP uçağına davetli olarak binip geziye gidenler daha geniş oturma imkanına kavuştular” ama ülke yere çakıldı.

★★★

İş cinayetleri arttı.

SGK açığı çok büyüdü.

Devlet harcamaları, toplanan vergi gelirlerinin çok üstüne çıktı. İşçi, memur, emeklinin gelirleri geçimlerini karşılayamaz oldu. Cumhurbaşkanı, “ekonomik savaş veriyoruz” diyerek halkı mücadeleye çağırdı fakat kendi maaşı 2022 yılı için belirlenen 100 bin TL’nin üzerinde devam ettirildi. İşçiye, memura, emekliye yüzde 30 zam yaptılar ama fiyatlar yükselmeye devam ettiği için satın alma gücü geri gitti.

Siyaset yozlaştı.

Ar damarlar çatladı.

2023 yılı için milletvekili maşına yüzde 84 zam yapıldı, vekil maaşı:

73.379 TL’ye çıktı.

Emekli milletvekili:

Yüzde 176 zam aldı.

Maaşı 51.970 TL’ye...

Hem emekli ve hem milletvekili olanlar yüzde 113 zam aldı.

Maaşı 125.349 TL’ye...

E. Meclis Başkanları:

Yüzde 81 zam aldı.

Maaşı 56.970 TL’ye...

Emekli Bakanlar:

Yüzde 84 zam aldı.

Maaşı 51. 970 TL’ye...

Çıkartıldı.

Mutlu oldular.

En düşük emekli aylığı 5.550 TL’de ve en düşük memur emekli aylığı da 7.581 TL’de kaldı. Emekliler, memurlar, işçiler mutsuz oldular. 1640 gün sonra ocak ayı soğuğunda memurlar meydanlara inip; “soğan-ekmek yiyerek” durumlarını 1640 gündür iktidar olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasetçilerine duyurmaya çalıştılar.

★★★

Ev sahipleri kiracıları evden çıkmaları için darp etmeye başladı. Kiracılar da meydanlara inip seslerini duyurmaya uğraştı.

Yoksulluk çok arttı.

Açlık sınırı yeni asgari ücretin üzerine çıktı. Yoksullar etin ve peynirin tadını unuttu. Ete bir yılda gelen zam yüzde 115’i ve peynire bir yılda gelen zam yüzde 100’ü geçti. 1 milyon yoksul aile, çocuğunu okuldan aldı, evin bütçesine yardımcı olsun diye çocuk işçi yaptı.

Demokrasi çöktü.

Adalet de çöktü.

Devlet memuru polislerin koruyuculuğunda Ankara’ya gelen mafya bağlantılı kişiler, ülkücü lideri öldürdüler. 20 gün geçti öldüren yakalanamadı. Ölüm emrini verenin kimliği ortaya çıkmadı. Ülkücünün niçin öldürüldüğü karanlıkta kaldı. Ailesi ve arkadaşları ülkücünün mezarını Türk ve Azerbaycan bayrakları ile donatıp kabri başında 24 saat kuran okuyup saygı nöbeti tutmaya başladılar.

★★★

1640 gün geçti.

Gelecek umudu bitti.

Toplum coşkusu söndü.

Güzel günler hayal oldu.

1640 gün önce; “2023 yılına gelindiğinde Türkiye’yi uçuracak ve dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içine sıçratacak” şu hedefler açıklanmıştı:

Enflasyon hedefi:

Tek haneye inecekti.

Tutmadı.

Yüzde 170’i buldu.

İhracat hedefi:

500 milyar dolar olacaktı.

Tutmadı.

Kişi başı milli gelir:

25 bin dolar olacaktı.

Tutmadı.

9 bin dolarda kaldı.

★★★

1640 günün sonunda; iktidar sözcüleri ile iktidar yazarları gazetelerinde ve TV ekranlarında son 30 gün boyunca hemen her yazıda; “Altılı Masa’da derin kaos çıktı. Kılıçdaroğlu ile Akşener’in arası İmamoğlu yüzünden açıldı. Babacan, Kandil ağzıyla konuştu. Davutoğlu, sivil darbe yaptı. HDP Cumhurbaşkanı adayı açıklayabileceğini duyurdu” yazıları yazıyorlar. Halkı inandırabilecekleri bir tek sözleri kalmadı. Umutlarını “Altılı Masa’nın çökmesine” bağladılar.

Utanmazlık uçurum yaptı!

Utanmazlık ilacı yok.