Nefes nefese geçen bir yarışta vatandaşın yarısından biraz fazlası değişim istemedi...

Kirli, eşitsiz ve adaletsiz bir seçim kampanyasından sonra, önceki seçimlerde olduğu gibi “Atı alan Üsküdar’ı geçti!”

Ülkedeki yoksulluk ve hukuksuzluğun devamından yana oy kullananlar 85 milyon insanımızı (kendileri dahil) 5 yıl daha sıkıntıların, dertlerin kucağına ittiler!

Ülkeyi iflasın eşiğine getiren mevcut düzenin kazanması aslında Türkiye’nin büyük kaybıdır!

Bu sonuç gerçekten, sosyolog ve psikologların incelemesi gereken bir durumdur.

★★★

Ülkemizi Batı’dan koparıp, geri kalmış yoksul ülkeler arasına sürükleyen “Tek Adam Sistemi” ile birlikte, yıllardır çektiğimiz sıkıntılar da devam edecek, ekonomi düştüğü bataklıktan çıkamayacak.

Ekmeği daha pahalı yiyeceğiz, çarşı-pazardaki fiyatların hızla artmasını ürpererek izleyeceğiz.

Enflasyon hız kesmeyecek, ağlayanlar daha da artacak.

Elektrik, doğalgaz, su, her şey çok daha pahalı olacak. Çünkü artık döviz kurlarını, doları zapt etmek, fiyatları kontrol altında tutmak şansını kaybettik.

★★★

Aziz yurttaşlarımızın yarısından çoğu aydınlığı tepip karanlık bir geleceğe oy verdi.

Bence Kılıçdaroğlu ile beraber ülkemizin umutları, geleceği, sosyal hukuk devleti, özgürlük ve demokrasi kaybetti.

Bu günler de geçecektir elbette... Dünyada geçmeyen ne var ki?

Geçecek ama delip de geçecek tabii! Milletçe büyük sıkıntılar çekeceğiz.

Her şeye rağmen, ne olursa olsun, yaşam umudunu kaybetmeyelim. Rahmetli Çetin Altan’ın dediği gibi “Enseyi karartmamak lâzım!”

Seçim sonuçları (biz beğenmesek de) vatana ve millete hayırlı olsun.

“Ben bu kaypaklara güvenirim”


Seçim sonuçları bana Bekir Coşkun’un “Ben bu kaypaklara güvenirim” yazısını hatırlattı.

3 yıl önce kaybettiğimiz sevgili arkadaşımızın ibret verici yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Okuyalım:

★★★

“Ben bu kaypaklara güvenirim...

Bu topraklarda tarihi yazan kaypaklıktır...

27 Mayıs...

Milyonlarca seçmeni, bir ordu aydını, bir sürü medyası vardı...

Menderes asılırken kimse başını kaldırıp “Niye asıyorsunuz?” demedi...

Tam yarım asır sonra hesabını sormaya kalktılar...

Utanmadan...

★★★

12 Eylül...

Herkes “Evrenci” olmuştu...

Kenan Evren’e tam üç bin; plaket, ödül, takdirname, teşekkür, berat, madalya, nişan verildi... Koyacak yer bulamadı, kayığa yükleyip gizlice denize attı...

Caddelere, meydanlara, okullara adını verdiler.

“Kuş resmi” yaptı, görgüsüz 50 milyon bastırıp “Gemi resmi” diye satın aldı, astı...

33 sene sonra...

Hasta ve 90 yaşında dayanmış Evren için “Mahkemeye kafes içinde getirilip hesabı sorulsun” diye bağırıyorlar...

★★★

Atatürk’e dil uzatmak kimin haddineydi?

Ama Atatürk ile İnönü için “Ayyaş” deyince...

Alkışladılar...

Geninde var koçum...

Döneksin...

Kaypak...

★★★

Yarın bu iktidar biraz sallansın, göreceksiniz....

Çevrelerindeki binlerce yanaşma aydın, sanatçı, medya, patron...

Eğer “İrtica tehlikesi atlattık” diye fırlamazlarsa namerdim...

Bu nedenle işte...

Korkma...

Bir anda her şey değişir...

Ben bu kaypaklara güvenirim...


TEBESSÜM

Kaç tavşan vurdu?


Temel kahvede köylülere müthiş avcılığını anlatır:

“Arkadaşlar... Sabah silahımı alarak ormana gittim attım vurdum, attım vurdum... Akşama kadar tam 49 tane tavşan vurmuşum...”

Dinleyenlerden biri dalga geçer:

“Yahu Temel, 50 diyelim de düz hesap olsun bari.”

Temel itiraz eder:

“Olmaz, bana bir tavşan için yalan mı söyleteceksiniz?”

GÜNÜN SÖZÜ


Paranın konuştuğu yerde haklı olmak bir şeyi değiştirmez!