Sağlıkta çıkmaza girdik. İlaç yok, doktordan randevu almak bir mesele. Şehir Hastaneleri tam anlamıyla bir alışveriş merkezine dönüşmüş. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medyada şu önemli açıklamayı yapmıştı: “İlaç teminindeki zorluğa karşı; 1- Üretici için yeni kur düzenlemesi, 2- Az bulunan ilaçların ihracatının bir süreliğine durdurulması, 3- İlaç hammadde alımının güvenilir şartlara kavuşması.  Üç adımda çözüm. Muhtemelen aradığınız ilacı ilk girdiğiniz eczaneden bulabileceksiniz.”

Bakanın bu açıklamasının üzerinden tam 45 gün geçti. Bırakın ilk girdiğiniz eczaneyi, eczane eczane dolaşmanıza rağmen aradığınız ilacı bulmak kolay olmuyor.  İktidarın en çok övündüğü Şehir Hastaneleriyle ilgili yakınmalar alabildiğine artmış durumda. Sağlık hizmetine devlet hastanelerinde erişemeyen, zorunlu olarak özel hastanelere gidiyor. Tabii bunun için önemli bir de fark ödemek zorunda bırakılıyor. Neden, SGK yıllardır fiyatları artırmadığı için vatandaşla hastane yönetimini karşı karşıya getiriyor.

BÖYLE KAPATMIŞTIK

2022 Sağlıkta “Yok” yılı olmuştu. 2023’de bunların düzeltileceği beklentisi vardı. Ancak şu ana kadar değişen bir şey yok. Geçen yıl yurttaş; MHRS’de “randevu”, hastanede “doktor”, eczanede “ilaç” bulamadı. Tüm bunların sorumlusu gibi hedef gösterilmekten kendini kurtaramayan sağlık çalışanı 2022 yılında da değer göremedi.

Yurttaşların sağlık hizmetlerine ulaşamadığı, tedavisinin düzenlenemediği, ilacına ulaşamadığı bir yılın geride kalacağını Sağlık Bakanının açıklamalarından öğrenmiştik.  Çünkü, 2022 yılında yurttaş, MHRS’yi aradı, randevu alamadı, hekime ulaşamadı. Hekime ulaştı; hekim tetkik istedi, tetkik için yakın bir tarihe randevu alamadı. Tetkik yapıldı, teşhis kondu ameliyat olması gerekti, ameliyata gün alamadı.

GİDEN GİDENE

Kamuda özellikli ameliyatlara girecek hekim bulunamadı. Ortopedi ve beyin cerrahisi ameliyatları için gerekli malzemesi olmayan hastanelerin yenisini de tedarik edemediği için bu alandaki ameliyatlar yapılamadı. Hastanın tedavisi düzenlendi, ilaç bulunamadı. Tıbbi teknoloji, ilaç ve aşı üretimi konusunda dışarıya bağımlı olunmasının bedelini 2022 yılında yurttaş, sağlığı ile ödedi.

Toplumun sağlığını korumak, insanları sağlığına kavuşturmak, can kurtarmak için hizmet üreten sağlık çalışanları, mesleklerinin değersizleştirilmesi, sağlıkta şiddet ve yaşadığı sorunlar nedeniyle istifa yolunu seçti. Geçen yıl istifa eden, yurt dışına giden doktor sayısı 2.686’yı buldu. Bunlardan 1.344’ü uzman, 1.342’si ise pratisyen doktor.

Türkiye’de katmerli yaşanan ekonomik krizden sağlık sektörü alabildiğine etkilendi. Doktorlar, ameliyat yapacakları hastaya “Biz malzemeyi bulamıyoruz, malzemeyi getirebiliyorsan getir. Ameliyatı yapalım” diyor. 900’e yakın ilaç bulunamıyor. MR cihazları Helyum gazı bulunamadığı için çalıştırılamıyor ve hastalara aylar sonraya randevu veriliyor.

Kronik hastalara ise her gün yeni bir uygulama, yeni bir zorluk çıkarılarak ilaçları almaları zorlaştırılıyor. Hele özel mama ve ilaçlarla beslenen çocuklar, kronik hastalar ve yaşlılar ise acil ve sürekli kullanmaları gereken ilaçları bulamıyor. Artık onların sağlığını, ailelerinin kaygılarını varın siz düşünün.  

İlaca zam yapıldı. Ancak, bu durum ilaçların piyasada bulunmasına yetmedi. Dövizdeki artışın gerçek fiyatları yansıtmadığını öne süren firma ve ilaç üreticileri piyasaya bu fiyatlarla ilaç vermek istemiyor.  Yani ilaç var ama zam beklentisi nedeniyle eczanelere kısıtlı veriliyor. Yeni çıkan ilaçların Türkiye’ye girişi mümkün olmuyor. İlaç kur fiyatlarının sabitlenmiş olması ithal eden firmaların Türkiye’ye ilaç vermemesine yol açıyor. Piyasada kronik hastaların ilaçlarını bırakın penisilin türevi antibiyotikler, şuruplar, grip ilaçları bile bulunamıyor.

GÜVENEN, RAHASIZ OLMAZ

Artık “6’lı masa”nın yerini “Millet ittifakı” aldı. Sağlık konusu da bu ittifakın öncelikleri arasında. Belki de en geniş bölüm sağlığa ayrılmış. İktidarın büyüklüğüyle övündüğü Şehir Hastaneleriyle ilgili Millet İttifakının ne düşündüğünü “Mutabakat Metni”nden okuyalım:

“Şehir hastaneleri projelerini teknik, idari, hukuki ve yasama denetimine tabi tutacak. Fizibilite, ihale sonrası değişiklikler, uygulama, raporlama ve denetim aşamalarında yapılmış olan hata. Usulsüzlük ve yolsuzlukları tespit ederek gereğini yapacağız. Planlanan şehir hastanelerinin, henüz yapılmayanlarının ihalelerini ivedilikle durduracak ve yeni şehir hastanesi yapmayacağız.”

Yüksek kapasiteli hastaneler yerine farklı bölgelere yayılacak, kapatılan devlet hastaneleri ihtiyaç analizi çerçevesinde yeniden açılacak. Askeri hastaneler ve TSK sağlık tesisleri de yeniden devreye alınacak. Tabii bu arada yıllardır ihmal edilen üniversite hastanelerinin de yeniden yönetilebilir hale getirilmesi için yasal değişiklikler de tamamlanacak.

Şehir hastaneleriyle ilgili önemli iddialar var. Bunların hesabı sorulmasın mı? Gerçekler neyse ortaya çıkar, sorun yoksa en azından iktidar üzerindeki gölge de kalkar. Kendilerine güveniyorlarsa denetimlerden kimse rahatsız olmamalı.   

Sağlık alarm veriyor. Duyan var mı?