Refik Arslan Öztürk, Manisa Valiliği’ne atandığında, kente makam otomobiliyle değil, otobüse binerek gitmiş, otobüsten indikten sonra valilik konutuna taksiyle gelmişti. Polis şaşırmıştı. Daha bu bir başlangıçtı.

Kente geldikten kısa süre sonra kalp rahatsızlığı geçirdi. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırıldı. Valiye, imkanlarının daha iyi olduğu hatırlatılıp arzu ederse İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne de götürülebileceği söylendi.

“İLİNDE AMELİYAT OLMALI”

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Uğur Kemal Tezcan, şaşırdığı olayı şöyle anlattı:

“Sayın Valimiz Refik Öztürk’ün 2005 yılında Manisa’ya yeni tayin olduğu bir dönemde rahatsızlanması üzerine koroner anjiyografisini yapmıştım. Bilahare kardiyoloji-kalp cerrahisi konseyinde koroner by-pass ameliyatı kararı alındığı zaman kendisine bu ameliyatı MCBÜ hastanesi dahil Türkiye’nin başka bir şehrindeki dilediği hastanede yaptırabileceğini, durumunun buna uygun olduğunu söyledim.

Benim bu açıklamam üzerine Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk; ‘Manisa Valisi Manisa’da ameliyat olmalıdır’ dedi. Bu müstesna şahsiyetle ilk tanışmam bu şekilde olmuştu.

Daha sonraları da karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde kendisi ile iletişimimiz oldu. Şu kadarını söyleyeyim Valimiz gibi Cumhuriyet çocuklarını özlüyoruz. Vefatından dolayı derin bir üzüntü duydum. ‘Vali Bey’ kitabını kaleme aldığınız için sizi tebrik eder, vefayı ve kardeş sevgisini topluma tekrar hatırlattığınız için teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerimle.”

“KERİZ OĞLU KERİZ”

Atilla Yıldız, Niğdeli bir iş insanı. “Gönülden Kopanlar” adlı şiir kitabını, Niğde’den Erzincan’a tayin olan Vali Refik Arslan Öztürk’e de göndermişti. Kitabı alan Vali, Yıldız’a şu mektubu yazdı:

“Değerli Dostum; ‘Gönülden Kopanlar’ adlı şiir kitabınızı okudum. Birkaç kez daha okuyacağım. Elinize gönlünüze sağlık. 46. sayfadaki bölüm beni özel olarak ilgilendirdi. ‘Harcamıyor’ diye suçlanıyorum, ‘Yemeyen değil, yiyen keriz oğlu keriz’ diyerek gönlüme ferahlık verdiniz. İnşallah onlar da okur.

İşimiz düştüğünde bize hep yardımcı oldunuz. Evinizde bize sofra açtınız. Şimdi de unutmayarak şiirlerinizi gönderdiniz. Yüreğim şükran duygularıyla dolu. Ailece iyi dileklerimizi, size ve değerli eşinize hürmetlerimizi sunarız.”

TASARRUFU BÖYLE YAPTI

Atilla Yıldız, valinin o günlerde mektubunu aldığında çok duygulanmıştı. Onun 14 Kasım 2020’de vefat ettiğini öğrendiğinde Vali Öztürk ile ilgili şu anıyı paylaştı:

“Rahmetli Valimiz, Niğde Valisi. Telefonla bizzat aradı ve iki kasabada faaliyet gösteren halıcılık okullarında ısınma sorunu olduğunu, birlikte gidip sorunu ‘En ucuz nasıl çözeriz, bir bakalım’ dedi.

Oysa yapılan keşif tutarı ve yakıt maliyeti kendisi için çok yüksek gelmiş. Makam arabası ile birlikte gitmemizi söyledi. Ben de yanıma usta alacağımı ve kendi arabamla geleceğimi söyledim. O zaman ‘Ben de seninle gelirim’ dedi ve eskortsuz, korumasız benim araba ile gitmiştik.

Isınma sorununa gelince; Kilisede faaliyet gösteren okulun tepede bulunan havalandırma kulesinde camlar kırıktı. Cam takıldı ve ısınma sorunu da bitti. Diğerinde ise lise binası büyüklüğündeki okulun ancak beşte biri kullanıldığı halde akaryakıtla tamamı ısıtılıyor ve özel idareye büyük maliyet çıkıyordu. Orada da binanın bölünerek sadece kullanılan kısmının ısıtılmasını önererek sorunu çözmüştük. Kendisine Allah’tan rahmet ve cennet nasip etmesini dilerim...”

VALİ EĞİLİP TERLİĞİ KOYDU

Mimar Orhan Güzelmeriç, “Hayatımda en çok etkilendiğim davranışlardan birisine sahip olan rahmetli Vali Refik Arslan Öztürk’ün alçak gönüllüğü ile ilgili yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum” dedi. Bakalım “Vali Bey” o gün ne yapmış:

“2002- 2005 yılları arası Niğde’de Kuveyt sarayı için halıları dokuturken sayın vali bizi valilik evine davet etmişti. Kapıyı o açtı ve önümüze eğilerek terlik koydu. Ben, ‘Aman sayın valim ne yapıyorsunuz? Ne münasebet ben terlikleri alabilirim’ dedim. O da bana ‘Halkımıza ekmek parası kazandıran kişilere bizim saygımız sonsuzdur’ dedi. Ben şaşırdım, ezildim. O valiyi hiç unutmadım. Onun elini vefat etmeden önce öpmeyi çok isterdim.”

MİLLETVEKİLLERİNE İLGİNÇ POSTA

Milletvekili Danışmanı Kutlu Esendemir, birçok milletvekiline elektronik postayla gönderilen iletiden çok etkilenmiş. O iletide şunlar yazılıydı:

“Sayın Vekilim... Sizden ricam ve isteğim devlet erkanının el kitabı olması gereken Saygı Öztürk’ün yazdığı VALİ BEY kitabını öncelikle sizin okumanız. Okuduktan sonra yine sizin yardımınız ile yakın çalışanlarınıza, sonrasında da dağıtımı konusunda emin olduğunuz kamu kurumu yetkililerine ulaştırılması ve okutulmasının sağlanması hususunda emir ve talimat vereceğinizi umarak bir vatandaş olarak sizden ricamdır.

İnanıyorum ki, her evde bulunması gereken bu başucu kitabı, size-çalışanlarınıza ve kamu kurumu yetkililerine örnek teşkil edecek. Ülkemin içinde bulunduğu bu zor günlerden en kısa zamanda refaha ulaşacağımıza büyük katkısı olacaktır. Çalışmalarınızda başarı dileklerimle... Saygılarımla, Serdar PARLAKGÖRÜR.

Not: Ben 64 yaşında EMEKLİ sade vatandaşım. Ne kitap yayıncısı ile ne de ÖZTÜRK ailesi ile yakınlığım yok.”

YOĞUN BAKIMDA

Öyle bir duygulandım ki, hem de tam da hastanedeyken. By-pass olan rahmetli ağabeylerim Fahri ve Refik Öztürk’ü düşündüm. Onlar da mı aynı duygularla ameliyata girmişti?  By-pass olmam gerektiği anlaşıldığında kalbimi Prof. Dr. Mustafa Serkan Durdu ve ekibine bıraktım. Siz bu yazıyı okuduğunuzda, ben yoğun bakımda olacağım.

BAŞSAĞLIĞI, SABIR VE RAHMET

Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerinin acısını paylaşıyorum.