CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, önceki gün bir dosya açıkladı ve yer yerinden oynadı. Hedefteki isimler İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile emrinde çalışan Emin Şen idi.

Özel, Bakan Soylu’nun müşaviri (Bakanlık danışman diyor) olduğunu öne sürdüğü Emin Şen’in firmasına yüzbinlerce dolarlık iş yaptırıldığını, onun da “Ebabil Harekatı” adı altında toplanan 8 bin kişilik bir trol ordusunu yönettiğini iddia etti.

Daha da vahim iddia, bir zamanlar Fetullah Gülen’e övgüler düzdüğü ve FETÖ”cülerle ortaklık yaptığı ortaya çıkan Emin Şen’in, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait bazı sosyal medya mesajlarını da kendi telefonundan paylaştığıydı!..

“Ebabil Harekatı” iktidar muhalifi birçok siyasetçi ile gazeteciye yönelik sosyal medya linçleri ve onlara ait Twitter hesaplarının askıya aldırılmasıyla biliniyor.

★★★

Bu trol ordusunu iftira ve linçlerinden nasibini alan kişilerden biri de benim.

Onlara göre güya “Dindar” olan soyadımı, bir harf değişimiyle “Dündar” yapmışım.

Bir FETÖ’cünün üretimi olan bu yalanın hikayesini daha önce yazmış olmama karşın “Ebabil Harekatı” trolleri şimdi ayrıntılarını anlatacağım bu palavranın üzerinde tepinip durdular.

★★★

“Ünlü gazeteci Uğur Dündar’ın daha önce soyadı ‘Dindar’mış!

Anlayacağınız, soyadından sadece bir harf değiştirmiş.

Bir harf değişikliği bile, anlamı ne kadar farklılaştırıyor değil mi?

Bu bilgiyi, değerli gazeteci Hüseyin Gökçe’nin (...) kitabından aldım.

Kitap elime geçtiği andan itibaren 200 ünlü ismin yaşam hikayesinden anekdotları bir çırpıda okurken, Uğur Dündar’ın anlatıldığı kitabın 338. sayfasında şu satırlar çıktı karşıma; ‘Uğur Dündar, ailesinden gelen ‘Dindar’ soyadını ‘Dündar’ olarak değiştirdi. Bu tek harfti ama, bu önemli değişiklik, yakışıklı ve gözü yukarılarda yeni bir televizyoncu için önemliydi. Din düşmanı olduğundan değil elbet. Dindar algılanmayı uygun bulmadığından!..”

★★★

Okuduğunuz yazı yandaş Yeni Şafak Gazetesi’nde yayımlandı.

Yazarı Osman Özsoy sıradan biri değil, profesör!..


O tarihlerde radyo ve televizyon habercilerine yüksek lisans ve doktora dersleri veriyor, haberciliğin evrensel ilkeleriyle etik değerleri öğretiyordu!.

Ama gelgelelim yazıyı kaleme alırken, ilkokulda duvar gazetesi çıkaran öğrencilerin bile haberdar oldukları çok önemli bir mesleki kuralı uygulamamıştı!

Gerçekte “Dindar” olan soyadını “Dündar” olarak değiştirdiğini iddia ettiği kişiyi arayıp, bunun doğru olup olmadığını sormaya gerek görmemişti!..

★★★

Sormuş olsa alacağı cevap şuydu:

Sizin değerli gazeteci olarak takdim ettiğiniz Hüseyin Gökçe yalan yazmış!.. Ben kitap çıktıktan sonra kendisini buldum ve “Elinizde soyadımı Dindar olarak değiştirdiğimi kanıtlayan bir belge var mı” diye sordum. “Hayır yok” dedi. “Peki o halde doğrulatmadan nasıl ve niçin yazdınız” diye üsteleyince de, özür dileyerek “Ben öyle duymuştum...” cevabını verdi!

Profesörün “değerli” (!) gazetecisinin elinde aksini kanıtlayan bir belge olması mümkün değildi. Çünkü babamdan miras kalan ve gururla taşıdığım soyadım “Dündar”dı. Kaldı ki “Dindar” olsa ne değişirdi? Onu da gururla taşımaya devam ederdim. Soranlara da “Ailemizde hacılar, hocalar hatta İstanbul’da müftülük yapmış ama çocuğunu okutup, Merkez Bankası Başkanlığı’na kadar yükselmesini sağlamış aydın din adamları vardı. Soyadımız bu nedenle ‘Dindar’ olmuş” derdim.

★★★

Profesörün yazısını pek seven yandaşlar ve sosyal medya trolleri bu yalana sazan gibi daldılar!

Okumak ve doğruyla yalanı ayırmak gibi bir kaygıları bulunmadığından, bana hâlâ “Dindar soyadımı niçin Dündar olarak değiştirdiğimi” soruyorlar!..

★★★

Önceki gün baktım, yurtdışına kaçan 3 FETÖ’cü hakkında uluslararası yakalama kararı çıkarılmış!

Bunlardan biri de, malum yazının sahibi Profesör Osman Özsoy!..

Bundan böyle hep kaçacak!..

Yakalanmamaya çalışacak!..

Belki de yakalanmamak için sadece soyadını değil, adını da değiştirmek zorunda kalacak!..”

★★★

Özgür Özel’in açıklamalarından anlıyoruz ki; “Ebabil Harekatı” trolleri, yalan olduğunu bilmelerine rağmen benim ödediğim vergilerle örgütlenip bana saldırmışlar!..

Kur’an’a göre; Ebabil kuşları Kabe’yi yıkmak için gelen İslam düşmanlarını gagalarında taşıdıkları taşları atarak yenen kutsal kuşlar...

Günümüzün sözde “Ebabil” kuşları ise; yalan ve iftira atmakta sınır tanımayanlar!..