“İstanbul-Beykoz’da yapılan Hizbullah operasyonunda ele geçirilen video kaset, disket ve CD’lerin incelenmesi sonucu, korkunç bir katliamdan dönüldüğü anlaşıldı. Uğur Dündar’ın başta bulunduğu Hizbullah’ın ölüm listesinde; iş insanları, gazeteciler, ılımlı Müslümanlar ve sanatçılar yer alıyor.



Kavacık’taki villaya düzenlenen baskınla başlayan ve terör örgütü lideri Hüseyin Velioğlu’nun etkisiz hale getirilmesiyle sonuçlanan Hizbullah operasyonu tüm yurtta sürerken, evde ele geçirilen video kasetler, disketler ve CD’lerin incelemesi sonucu; korkunç bir katliamdan dönüldüğü ortaya çıktı. İstanbul’da yeni yeni yapılanmaya başlayan örgütün kısa bir süre içinde seri cinayetlere başlamayı planladığı belirlendi. Ele geçirilen 1500 kişilik kurban listesinin ilk sırasında ünlü televizyoncu Uğur Dündar’ın bulunduğu tespit edildi. Örgütün öldürülen elebaşının bir teyp bandında yandaşlarına, ‘‘Kurban Bayramı’nı Uğur Dündar’ın kellesiyle yapacağız’’ talimatını verdiği ortaya çıktı.

★★★

Kavacık’taki villada örgüt lideri Hüseyin Velioğlu ve yanındaki Edip Gümüş ve Cemal Tutal’ın (Bu iki kişi, Yargıtay’ın 2011’deki kararından sonra cezaevinden salıverildi. Halen kayıplar ve resmi kayıtlara göre terör örgütü üyesi olarak aranıyorlar) otomatik silahlarla ateş ederek tahrip etmeye çalıştıkları bilgisayarlardaki kayıtlar çözüldükçe, polisi şaşkına çeviren ölüm listeleri ortaya çıktı. Bilgisayar kayıtları, Güneydoğu’daki birçok kanlı eylemden sonra İstanbul ve Ankara’daki hücre evlerine gömdükleri cesetler bulunan Hizbullah’ın, katliamlara doymadığını ortaya koydu. Yetkililer, birçok ünlü ismin bulunduğu listedeki her kişinin yanına Velioğlu’nun ‘Katli vaciptir’ diye not düştüğünü açıkladılar. Örgütün ölüm listesi, bilgisayar disketlerine kopyalanarak Ankara’ya gönderildi.

★★★

Kavacık’taki villa baskınıyla başlayan ve yurt çapında yayılan Hizbullah operasyonunun zamanlamasının mükemmel olduğunu belirten üst düzey bir emniyet yetkilisi, ‘‘Bu operasyon gerçekleşmeseydi, örgüt seri cinayetlere başlayacaktı. Daha büyük katliamlar yapacaktı’’ dedi.

★★★

Atatürk ilkelerine ve laik demokratik Cumhuriyet’in esaslarına yürekten bağlı bir Türk milliyetçisi olduğunu, işini yaparken bunu hep gözettiğini ifade eden Uğur Dündar, bu tür tehditlerin ilk olmadığını belirterek, ‘‘Eğer tehditlerden yılsaydım, bu mesleği yapamazdım’’ dedi. Genel Yönetmeni olduğu Arena programının geniş halk kitleleri tarafından izlendiğini ve büyük yankı bulduğunu belirten Uğur Dündar şunları söyledi: ‘‘Arena, bizi ortaçağ karanlığına sürüklemeye çalışanlara karşı halkımızı bilinçlendirip, ışık saçıyor. Amacımız, bu kişilere hiçbir zaman fırsat vermeden, güzel ülkemizi büyük Atatürk’ün gösterdiği yönde, çağdaş medeniyet düzeyine çıkarmaktır. Bu uğurda Kubilay’lar gibi, devrim şehidi olmak kaderimde varsa, buna hazırım. Ancak ben, hiçbir siyasi ayrım gözetmeksizin, sadece toplumun gerçekleri öğrenme hakkı için mesleğini yapan bir gazeteciyi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeterince koruyacak güçte olduğuna ve bunu gerçekleştireceğine yürekten inanıyorum. Bana tehdit savuranlar, uygarlık ışığından korkanlardır...’’

★★★

Yukarıdaki satırları 22 Ocak 2000 tarihli  Hürriyet Gazetesi’ndeki bir haberden alıntıladım.

Güvenlik ve strateji uzmanları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önderliğindeki Cumhur İttifakı’na katılma görüşmeleri yapan Hür Dava Partisi’nin (HÜDAPAR) Hizbullah’ın devamı ve siyasi ayağı olduğunu öne sürüyorlar.

Hatırlanacağı gibi Hizbullah, başta Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastı olmak üzere birçok masum yurttaşın domuz bağıyla işkence edilerek öldürülmesinden sorumlu tutuluyor.

★★★

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise Hızbullah’ın devamı olmadıklarını söylüyor ve “Hizbullah Türkiye Cumhuriyeti’ne göre terör örgütü sayılıyor ama bana göre terör örgütü değildir” diyor.

Yıllar sonra okurken bile tüylerimi ürperten bu haberi can ve mal güvenliğimizden sorumlu en yüksek mevkideki kişi olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bilgisine ve dikkatine sunuyorum.