“Altılı Masa” nın adı; artık “Millet İttifakı”...

İttifakı oluşturan siyasi partilerin liderleri önceki gün 2.500 maddeden oluşan “Ortak Eylem Planı Mutabakat Metni”ni imzaladılar.

Eylem planında hepimizin  “İyi ki bunu da düşünüp üzerinde çalışmışlar” diyebileceğimiz pek çok madde var.

★★★

Ancak beni en çok ilgilendirenlerden biri; yolsuzluktan kazanılan ve yurt dışına kaçırılan  paraların geri getirilmesi için “Mal Varlıklarının Geri Alınması Ofisi” nin kurulacak olması...

Bu madde çok önemli.

Zira bildiğiniz gibi OECD çatısı altında çalışan bir kuruluş var. Adı; “Mali Eylem Görev Gücü”... (Financial Action Task Force)

Türkiye, kısaca FATF olarak anılan ve G-7 ülkelerince harekete geçirilen bu kuruluşa, 1991 yılında üye oldu.

FAFT, yolsuzlukların ve terörün finansmanını önlemek amacıyla bu suçlarla uluslararası alanda mücadele ediyor.

FATF bu bağlamda 40 tavsiye kararı alıyor ve 11 hedef belirliyor.

Bu kriterler ışığında ülkeleri izliyor ve raporlar hazırlıyor.

Sonra da rüşvet, yolsuzluk ve teröre bulaşmış ülkeleri kara veya gri listeye alıyor. (Türkiye 2021 de girdiği gri listeden 2022’de çıkarıldı.)

FATF’ın listeye aldığı ülkeler, uluslararası arenadan dışlanarak siyasi ve ekonomik olarak izole ediyorlar.

Böylece dışlanan ülkelerin ekonomileri ağır darbeler alıyor.

★★★

FAFT’ın rüşvet, yolsuzluk ve terörün finansmanının önlenmesi için hazırladığı 40 tavsiye kararının bel kemiğini 12 No’lu “Siyasi Nüfuz Sahibi Kişilerin Rüşvet ve Yolsuzluğunun Önlenmesi” tavsiye oluşturuyor.

Bu karar “Siyasi Nüfuz Sahibi” (SNS) kişilerle ilgili. SNS, kendisine kamusal bir yetki emanet edilmiş üst düzey siyasetçi, bürokrat veya yönetici anlamında kullanılıyor. Yani SNS tanımı içerisine; cumhurbaşkanı, bakanlar, parti genel başkanları, milletvekilleri, yüksek yargı mensupları, üst düzey Aakeri ve sivil bürokratlar ve önemli sivil toplum örgütlerinin başkanları giriyor. 

Burada amaç; rüşvet, yolsuzluk ve terörün finansmanına bulaşmış çürümüş siyasetçilerin ayıklanması ve bu sayede toplumun bu suçlara karşı korunması. Suça bulaşmış SNS’lerin kendilerini gizlemek amacıyla kirli işlerini yakınları, temsilcileri, avukatları gibi aracılarla yaptığından, bu tavsiye kararı sadece SNS’leri değil, birinci derece yakınlarını ve SNS’ler adına hareket edenlerin de izlenmesini içeriyor. Örneğin bir SNS’nin ev veya araç alması şüpheli işlem sayılmıyor, ancak bu ev veya aracın bedelinin SNS’nin görev ve yetki alanına giren bir konuda iş yapan bir müteahhit tarafından ödenmesi, şüpheli işlem kabul ediliyor. Ya da bir SNS’nin birinden ödünç para alıp vermesi şüpheli işlem olarak değerlendirilmiyor. Ancak terörist bir organizasyona bağış yapması veya bir terör suçlusundan borç veya bağış alması, şüpheli işlem olarak kayıtlara geçiriliyor...

★★★

Bağımsız denetim uzmanlarının iddialarına göre; Türkiye’de son 20 yıl içerisinde yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir rüşvet pazarı oluşmuş durumda. Alınan her 1 birim rüşvetin kabaca 5 birim kamu zararına yol açtığı düşünüldüğünde, yani yolsuzluk suçundan elde edilen ek gelirin ortalama yüzde 20’sinin rüşvet olarak verildiği göz önüne alındığında, son 20 yılda yolsuzluk bağlantılı kamu zararı toplamı 5 trilyon doları buluyor.

Yolsuzluktan kazanılan ve yurt dışına kaçırılan paraların geri getirilmesi için “Mal Varlıklarının Geri Alınması Ofisi”nin kurulmasını neden çok önemli bulduğum şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi?..