Yaz sıcaklarının yaklaşmasıyla birlikte, kışlık konservelerin vazgeçilmezi domatesin de hasadına hız verildi. 

Gıda Bülteni'nin haberine göre; Antalya Kumlucalı üretici Yasemin Bircan, eşi ve ziraat mühendisi oğluyla üretim yaptığı domates serasında pestisit ve domates hasadına ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Bircan, tarla ve serada yapılan üretimin ardından söz konusu ürünlerin marketlerde 5 katı fiyata satılmasına tepki göstererek "20 TL'ye sattığım domatesi markette 100 TL'ye görünce alın terimi ve ellerimi düşünüyorum" ifadelerini kullandı. 

Bircan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Tarlada şu anda domatesin fiyatı ne kadar? 

Şu anda 20 TL. Ama maliyet tabii ki daha yüksek. Tamam bugüne kadar geldi ama biz bunu yılbaşına diktik. 5 Ocak dikiminden beri bununla uğraşıyoruz. Seranın içinde her gün en az beş kişi çalışıyor. Bunun belli bir maliyeti var. Ayrıca gübre, ilaç, don olayları yaşanıyor kışın. Onlar da ekstra bir maliyet.

Kazandırıyor ancak ne kadar bakar, ekersen o kadar biçiyoruz. 

20 liraya sattığınız domatesi markette 100 liraya gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz? 

Sera inanılmaz sıcak oluyor. Kan ter içinde çalışıyoruz. (Eliyle alın terini gösteriyor) Alın terimi düşünüyorum sadece. Alın teri, emeğimiz ve ellerim… Bakın (ellerini gösteriyor)

Biz domatesleri Ocak ayının 5'inde diktik ve Nisan'ın 15'inde hasat etmeye başladık. En az bir 100 günlük bir süre ediyor bu. Yani 100 günde ne emekler diyeyim ne badireler atlatıyoruz. Kış mevsimi bu yıl zor geçti. Don olayları soğuk, hortum, dolu, her türlü tehlike ile her türlü doğal afetle mücadele ederek maddi manevi olarak bu zamana getirdik. 

"ÜRÜNÜMÜZÜN FİYATINI HİÇBİR ZAMAN BİLEMİYORUZ"

Domatesi normalde kaça satmanız gerekiyor? 

Fiyat günlük değişiyor. Fiyat değiştiği için onu kimse kestiremiyor. 50 lirayla başlıyor. Sonunda 20'ye düştü. Ama inanın bu haziranın 15'inde ne olur bilmiyorum. 

Çiftçi olarak girdilerimizi biliyoruz. Fidenin fiyatı, kullandığımız ilaçların fiyatları belli. Ama çiftçi olarak sattığımız ürünün fiyatını hiçbir zaman bilemiyoruz.

"ÇİFTÇİ PESTİSİT KONUSUNDA BİLİNÇSİZ DEĞİL"

Bir de pestisit ya da başka bir zararlı çıktığı zaman bize bu ekstra külfet olarak geri dönüyor. Emeklerimiz boşa gidiyor, çöp oluyor. Bu konuya bir şekilde el atılması lazım. Çiftçi en son ayak. Herkes çiftçiye bir şekilde bahane buluyor ama çiftçi en son ayak. Neden en son? Biz emekçiyiz. Biz burada üretiyoruz. Alın teri bizden çıkıyor.
İnanın bu durumda çok yani çok zorlanıyoruz. 

Her üründe pestisit çıkamaz. Her üründe ilaç çıkamaz. Böyle bir şey olamaz yani.  Biberde de çıkıyor. İşte ne bileyim asma yaprağında çıktı en son. Yani çitçi bu kadar bilinçsiz değil. Görüyorsunuz bu seradan biz bunu kendimiz de alıp yiyoruz günlük. Bu kadar bilinçsiz değiliz. O zaman bu işte diyorum buna bir el atılması lazım.

"PESTİSİTİ BAKANLIĞIN ÖNERDİĞİ GİBİ KULLANIYORUZ"

Ürünlerde neden pestisit çıkıyor, yasal limitlerin üzerinde mi kullanılıyor?

Her şeyin fazlası zarar. Yani kendimizde iki tane ilacı fazla kullanınca bize zarar verir. Yani seraya da zarar verir. Ağaca, meyveye zarar verir. Fazlasını kullanamayız. Fazlası kullanıldığı zaman her şeyin fazlası zarar. 

Biz Tarım Bakanlığı'nın önerdiği ilaçları kullanıyoruz. O zaman yani burada çiftçi en son ayak. Sürekli olarak çiftçinin üzerine düşülüyor ama Tarım Bakanlığı kullanılan tarım ilaçlarına denetim getirmeli. Miktarı bize ziraat mühendisleri öneriyor. Tarım Bakanlığı'nın önerdiği şekilde uygulama yapıyoruz. Yani fazlasını yapamayız. O zaman biz de zarar ediyoruz. Çünkü geri dönüyor, pestisit çıktığı zaman biz de zarar ediyoruz. Çünkü bizim ürünümüz yani. Geri dönenden bizden çıkıyor.  

"PESTİSİT KULLANMAK ZORUNDAYIZ"

Tarım ilacı (pestisit) kullanmak zorundayız. Nedenini size göstereyim (tuta lavrasını  gösteriyor) Şöyle tırnağıma doğru bakın. Bunlar tutanın larva kısmı. Bunlar domatese giriyorlar. Domatese baş kısmından giriyor. Ondan sonra o sebze çöp oluyor. Engellemek için bunu sıkmak zorundasınız. Tarım Bakanlığı'nın normal uygun dozajlarda izin verdiği kimyasallar var.

Tuta lavrasının ve başka zararlıların girdiği ürün bize geri döner. Biz yanlışlıkla paketleyip hale göndersek bile o ürün halde ziraat mühendislerince kontrol ediliyor. Çıkıntı deriz o ürüne. Geçenlerde böyle ürünümüz geri döndü. Üzüldüm, ağladım. Bu benim emeğim çünkü. Benim çocuğumun, rızkı, teminatım. kazancım, emeğim. Hiçbir şekilde çöp etmek istemem.