2020 yılında İYİ Parti'den AKP'ye geçen Antalya Milletvekili Dr. Tuba Vural Çolak, sosyal medya hesabından, eğitilen sokak köpekleriyle birlikte kanser tedavisi gören hastaları ziyaret ettiğine yönelik paylaşımlarda bulundu.
Göz hastalıkları uzmanı olan Vural "Sokak hayvanlarını eğitiyoruz. Hastalarımızı tedavi ediyoruz" diyerek, "Özel eğitim ve sınavlardan başarıyla geçen sokak köpeklerimiz bugün ülkemizde ilk kez Avrupa ve Amerika'daki uygulamalara benzer şekilde, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Meme Cerrahisi Servisi'nde ameliyat olmuş hastaları ziyaret etti" mesajı yayımladı.
Doç. Dr. Eda Küçüktülü’den Basın Açıklaması – Cevap ve Düzeltme Hakkıdır
Herhangi bir hekimin sokaktan rastgele bir köpeği alıp, ameliyat geçirmiş ya da bağışıklığı zayıf bir hastanın yatağına koyduğunun düşünülmesi bile akıl dışıdır. Biz hekimler olarak mesleğimizi, hastalarımıza şifa sunmak ve onları iyileştirmek amacıyla icra ediyoruz. Bu proje de tamamen bu amaçla, bilimsel altyapıya dayalı olarak geliştirilmiştir. Yapılmakta olan iki ayrı çalışmanın (birincisinin terapi köpekli grubu tamamlandı ve ön sonuçları yayınlandı) hem hayvan hem de insan etik kurullarından ayrı ayrı onayları bulunmasına rağmen ve özel hasta seçim kriterleri olmasına rağmen adı doktor olan fakat bilimsel dil kullanmayan bazı insanlar tarafından bağışıklığı zayıf, yeni ameliyat olmuş, yoğun bakımda yatan hastaların yanına sokaktan köpek götürdüğümüz iddia edilmiştir.
Projede görev alan köpekler, ne sokaktan rastgele alınmıştır ne de eğitimsizdir. Hayvanların bir kısmı barınaklardan, bir kısmı ise sokaktan davranış bilimleri uzmanı veteriner hekim tarafından özel olarak seçilmiştir, kişilere sahiplendirilmiştir ve sahipleri ile birlikte yaşamaktadırlar. Ardından, İçişleri Bakanlığı desteğiyle yürütülen bir süreç kapsamında, yaklaşık altı aylık bir eğitimden geçmiş, sınavlara tabi tutulmuş ve sadece uygunluk kriterlerini sağlayan hayvanlar bu çalışmada yer almıştır.
Dünya genelinde terapötik hayvan destekli tedaviler giderek yaygınlaşmakta ve bu alandaki bilimsel literatür her geçen gün gelişmektedir. Biz bu çalışmayla Türkiye’de farklı bir köpek grubunu kullanarak, yeni bir model sunarak öncü olduk. Ama daha önce ilk Türkiye deneyimi olarak yaptığımız bilimsel çalışmada, özel ırk köpekleri kullandık. Bu köpekleri
kullanmadan önce onların da belirli özelliklere göre seçimleri yapıldı. Yani her özel ırk köpek de terapi köpeği olmaya uygun değildir. Yurt dışında yapılan çalışmalarda henüz bu konuda net bir “ideal köpek türü” konsensüsü oluşmamıştır. Biz bu çalışmayla uluslararası literatüre katkı sağlayıp bilimsel alanda ülkemizi ön plana çıkaracakken, yapılan çalışmada kendi ülkemizde, konuya hakim olmayan insanlar tarafından bu şekilde dayanaksız hedef alındık ve projemiz lekelenmeye çalışıldı. Yaptığımız çalışmada sokak köpeği geçmişi olan 10 köpek insanlarla sosyalleşebileceklerini bir heyet tarafından yapılan sınavla ispatladılar ve köpekle ilgili hijyen, aşılama ve güvenlik kuralları çalışmada bulunan Prof. Dr. Duygu Dalgın ( İç Hastalıkları Uzmanı Veteriner Hekim) tarafından düzenlendi ve yakın takiple raporlandı.
Bu nedenle haberde görüş belirten hekimlerin açıklamaları bilimsel etikle bağdaşmamaktadır. Akademik kimlik taşıyan bir hekimin meslektaşına kamuoyu önünde hakaretvari bir tutumla yaklaşması yerine, bilimsel bir yaklaşımla doğrudan iletişime geçerek araştırmayı ve uygulamayı öğrenmeye çalışması gerekirdi. Bu kişiler, hasta seçim kriterlerimizi, enfeksiyon kontrol önlemlerimizi ya da köpeklerin eğitimiyle ilgili detayları öğrenmek isteselerdi, bir telefon kadar yakınımızdaydılar. Ayrıca bugünkü internet ortamında herhangi bir arama motoruna dahi ‘terapi köpekleri ve hasta’ yazısı yazıldığında tıp çevresinde olmasanız da herkesin anlayacağı şekilde yurt dışında terapi köpekleri ile ilgili çalışmaların olduğu, kemoterapi almış çocuk hastaların
yataklarında dahi köpeklerin olduğu hem görsel hem de yazılı olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla bugün bu habere yansıdığı gibi hayali bir proje planlayıp yatağa dünyada ilk kez biz köpek koymuşuz gibi davranılması hukuki de vicdani de değildir, sadece art niyetlidir. Projenin en büyük başarısı olan hastalarımızın kendi el yazıları ile belirttiği pozitif bildirimleri ve istatistiki verileri görmezden gelinmiştir.
Kaldı ki, bilimsel bir araştırma yürütülüyorsa, gazetecilik etiği gereği bu araştırma hakkında haber yapılmadan önce bilgi alınmalı, belgelere ulaşılmalı, araştırmacılarla doğrudan görüşülmeliydi. Sağlık alanında yürütülen bir çalışmayı, bilimsellikten uzak ve spekülatif ifadelerle karalamak, toplum sağlığına ve hekimlik onuruna zarar verir ayrıca toplumu gereksiz endişelere sürükler. Bu endişeye sürüklediğiniz insanlar kanser hastası da olunca konunun hassasiyeti daha da artmaktadır.
Sağlık bu kadar basit ve ucuz bir konu
değildir. İyi hekimler kolay yetişmez. Şov yaparak ön plana çıkmaya çalışan, bu konuları sosyal platformlarda tartışan, halkı galeyana getirmeye çalışan, haberde ismi gözüken hekim dahil olmak üzere, yarın bu 3 hekim hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır.
Bu nedenle, www.sozcu.com.tr'nin yayımladığı haberi, doğru belgeler ve bilimsel verilerle düzelterek kamuoyunu aydınlatmasını, aksi takdirde hem tarafım hem de içinde yer aldığım proje adına hukuki süreçlerin başlatılacağını kamuoyuna saygıyla bildiririm.
Doç. Dr. Eda Küçüktülü
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı – Proje Geliştiricisi