2027’de seçim planı ve ekonomiye etkileri

Ekonomide uygulanan programın ağır aksak gittiği, istenen sonuçların alınamadığı ortada. Yaşanan siyasi iklime bakılacak olursa; ekonomide ne yapılacaksa 2026 sonuna kadar yapılabilecek. Ekonomik dengeler açısından 2026 sonrası, ağırlaşacak seçim ekonomisi nedeniyle, tufan görülüyor.

Ekrem İmamoğlu ve CHP üzerindeki yargı baskısının 2026’da da devam edeceği anlaşılırken, AKP içindeki yeni dönem liderlik kavgasının kızıştığı, bu arada Bilal Erdoğan’ın, şimdiden Tayyip Erdoğan sonrası için, partide öne çıkarılmaya çalışıldığı yolunda güçlü işaretler alınıyor.

Bu parti içi kavgalara bağlı olarak, AKP medyasındaki kavganın da kızıştığına, bazı ekran isimleri ve medyatik isimlere açılan davaların bu kapsamda değerlendirildiğine şahit oluyoruz. Aynı kapsamda Fenerbahçe Başkanı Saadettin Saran gibi, aynı zamanda iş insanı olan, ünlü isimlerin de davalara dahil edildiği görülüyor. Bu isimlerin gözaltı ve tutuklamalarının, sadece aileye yakın medya kuruluşu kanalıyla ifşa edilmesi ise işin siyasi yönünü öne çıkarıyor.

Tüm bu siyasi gelişmeler ve yargı kararlarına, birlikte ve tepeden bakıldığında ise tüm bunların seçime hazırlık hareketleri olduğu izlenimi ortaya çıkıyor. Kısacası; Ankara’daki siyasi kulislerde konuşulanlara bakacak olursak; bir seçime hazırlık planı olduğu kanısı güçleniyor. 2027 yılı sonbaharı için seçim planları yapıldığı yönündeki iddiaların güç kazandığını söyleyebiliriz.

Bu siyasi planların, ekonomide alınacak kararları, tedbirlerin zamanlamasını etkilemesi kaçınılmaz. Seçim ekonomisinin uygulama takvimi ve dozunu da o zamana kadar yapılması gerekenleri de bu siyasi planlar belirleyecek.

Ekonomi yönetiminin, uygulanan program kapsamında makro istikrar adına ne yapılacaksa 2026 yılı sonuna kadar yapılabileceğini bildiğini ve buna göre davranmaya başladığını düşünüyoruz. Örneğin; asgari ücret zam oranı, ekonomi yönetiminin istediği gibi, yüzde 25-30 arasında kalırsa, hazırlanan seçim planına uygun bir oran olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

SEÇİM SONRASI YENİ PROGRAM

2026 yılı bu düşük zam oranlarıyla geçirilip, 2027 yılı başından itibaren yüksek oranlı maaş zamları gündeme gelecek demektir. Hatta hem 2027 yılbaşında hem de yıl ortasında, işçi, memur ve emeklilere ek zamlar gündeme gelebilir. Yine asgari ücret için de yılda iki zam tekrar uygulanabilir.

Ekonomi yönetiminin düşecek faiz oranları nedeniyle, 2027 yılı bütçesinde bir miktar rahatlama sağlanacağı, deprem harcaması gibi kalemlerin artık bütçede yer almayacağı hesabını yaptığı anlaşılıyor.

2027 yılı başından itibaren, gerekirse bütçe açıkları artırılıp, yoğun bir seçim ekonomisi uygulanabilmesi için, şimdiden hazırlıkların başladığı bile söylenebilir. 2027 yılının tümünde yüksek maaş zamları ve sosyal yardımların önemli miktarlarda artırılması için de büyük bir mali alan yaratılmış olacaktır.

Bütçe harcamalarındaki artışın sonuçlarının, seçim sonrasında görüleceği açık. Daha önceden de gördüğümüz gibi; seçim atlatıldıktan sonra yeniden bir istikrar programı uygulaması gündeme getirilirse, sürpriz olmaz.

Para politikası açısından bakıldığında; seçim ekonomisinin fazla zarar vermeden atlatılmasına çalışılacaktır. Enflasyona bağlı faizler düşürülecek ama dövize talep yaratmayacak bir seviyede tutulacaktır.

Özetle; 2026 sonunda inilecek enflasyon oranını, yeni dip nokta kabul edebiliriz. Seçim sonrasına kalmadan, enflasyonun yeniden yükselişe geçmesi kaçınılmaz olabilir.

Yani; her şey seçim için. Sonrası tufan ama politikacının umurunda değil.

Yazarın Diğer Yazıları