50'li yaşlarında fark etti, 1972 yılı milat oldu! Ünlü aktör 100. yaşını kutlarken uzun ömrünün 2 sırrını açıkladı
Yaklaşan 100. yaşını kutlamaya hazırlanan efsanevi aktör Dick Van Dyke, uzun ve sağlıklı yaşamının sırrını yıllar önce aldığı radikal kararlara bağladı. Ünlü isim, alkol ve sigarayı bırakmasının yanı sıra zihinsel duruşunun da bugünlere gelmesinde belirleyici olduğunu söyledi.
Yaklaşan 100. doğum gününe (13 Aralık) kısa bir süre kala efsanevi Amerikalı aktör Dick Van Dyke, uzun ve sağlıklı yaşamının arkasındaki radikal kararları paylaştı. Oyuncu, yıllar önce bıraktığı iki büyük alışkanlığın —alkol ve sigara— onu bugünlere taşıdığını belirtiyor.
Van Dyke'ın sigarayı bırakma kararında, yakından tanıdığı bir ismin trajik ölümünün büyük etkisi oldu.
People dergisine konuşan Van Dyke, 1960'larda birlikte çalıştığı, Walt Disney'in kurucusu Walt Disney'i hatırlatarak, sigaranın yıkıcı etkisine dikkat çekti. Disney, 1966 yılında akciğer kanserinden hayatını kaybetmişti.
"Harika bir adamdı. Sadece çok fazla sigara içiyordu! Hepsi bu" diyen Van Dyke, Disney ile bizzat çalışan hayatta kalan son kişilerden biri olduğunu söyledi.
Oğlu Barry Van Dyke, babasının hiçbir zaman aşırı sigara içmediğini iddia etse de, usta oyuncu bu iddiayı reddetti: "Aslında çok sigara içiyordum. Bağımlılık eğilimlerim olduğunu fark ettiğimde sanırım 50'li yaşlarımdaydım. Bir şeyden hoşlanıyorsam, onu abartıyordum" diye itiraf etti.
Aktör, alkol bağımlılığı tedavisi gördüğü 1972 yılından sonra hayat tarzında radikal değişiklikler yaptı. Ancak sigarayı bırakmanın çok daha zorlu bir mücadele olduğunu söyledi.
Real No Really podcast'inde konuşan Van Dyke, sigarayı bırakma sürecinin "alkolden çok daha kötü olduğunu" belirtti. Ünlü isim, nihayetinde alkolü, sigarayı ve "diğer her şeyi" bıraktığını ve muhtemelen bu kararlar sayesinde hâlâ aramızda olduğunu ekledi.
Dick Van Dyke, uzun ömrünü sadece fiziksel alışkanlıklara bağlamıyor; zihinsel durumunun da en önemli faktörlerden biri olduğunu düşünüyor.
People dergisine verdiği röportajda, yaşına göre "çok iyi" hissettiğini ve neredeyse hiç kötü bir ruh haliyle uyanmadığını söyledi:
"Öfke ve nefretin insanı içten içe yiyip bitiren şeyler olduğuna her zaman inandım. Ve ben hiçbir zaman nefret duygusunu deneyimleyemedim. Sanırım bu, dayanmamı sağlayan en önemli şeylerden biri."
Van Dyke'ın bu açıklamaları, bilim insanlarının yaşlanma sürecini yavaşlatacak ilaçlar geliştirme çabaları devam ederken, yaşam tarzı ve zihinsel sağlığın uzun ömürlülükteki kilit rolünü bir kez daha gözler önüne serdi.