Ahmet Özer, Sözcü TV'de açıkladı: Bahçeli, Demirtaş hakkında ne dedi?
Bir yıllık tutukluluğun ardından geçen ay tahliye edilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Sözcü TV'de İpek Özbey'in sorularını yanıtladı. Davasının kayyum davalarına emsal olacağını ifade eden Özer, "AKP'liler de göreve dönmemi istiyor" dedi. Bahçeli ile ziyaretinde ne konuştuğunu aktaran Özer, "Demirtaş’ın serbest kalmasını istediğini söyledi" dedi.
Geçen yıl 30 Ekim'de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve 1 yıl 10 gün sonra tahliye edilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Sözcü TV'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözcü TV Genel Yayın Yönetmeni İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Özer, yeni "çözüm süreci"yle birlikte kayyumlarında rafa kalkması gerektiğini söyledi.
Özer'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kayyum 21. yüzyılda, insanlığın uzayda adeta taht kurduğu bir dönemde, açık bir demokrasi ayıbıdır. Bu sadece seçilmiş olanın değil, seçenin de hakkının gasp edilmesidir.
Anayasamızın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu söyler. Bu uygulama hukuka aykırıdır. Anayasamızın 5. maddesinde egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu yazar. Yani seçimle gelen, seçimle gider.
Anayasamızın 127. maddesi ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ikili bir yapıyla yönetildiğini söyler: merkezi yönetim ve yerel yönetimler. Yerel yönetimler de seçimle iş başına gelir. Hiç kimse ama hiç kimse halktan almadığı bir yetkiyi halk adına kullanamaz. Dolayısıyla kayyum bir garabettir. Kayyum, o beldenin geri gitmesidir. Aynı zamanda bir demokrasi ayıbıdır ve ortadan kalkması gerekir.
Bu sadece Esenyurt için geçerli değildir. Bugüne kadar Türkiye genelinde yaklaşık 160 kayyum atanmıştır. Şu anda fiilen 13 kayyum vardır; bunların 3’ü CHP’li, 10’u DEM’li belediyelerdedir.
Kayyumla ilgili ben dava açtım. 9. İdare Mahkemesi talebimizi kabul etti. Bu, Türkiye’de bir ilktir. Biz ne dedik? Dedik ki: Bu yasa olağanüstü hal döneminde çıkarılmıştır ve Anayasa’ya aykırıdır. Az önce saydığım maddelere aykırıdır. Mahkeme heyeti değerlendirdi ve “Evet, bu yasa Anayasa’ya aykırıdır” dedi ve konuyu Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Şu anda dosya Anayasa Mahkemesi’nin önündedir.
Anayasa Mahkemesi bizim lehimize karar verirse ki beklentimiz bu yöndedir, bu karar bütün kayyumlar için emsal olacaktır. Ahmet Özer’in kayyum davası üzerinden kayyum problemi ortadan kalkacaktır. Bu sadece muhalefetin değil, iktidarın da elini rahatlatacaktır.
İkinci olarak, bir barış süreci yaşıyoruz. Bu barış sürecinin önemli çıktılarından biri de kayyum uygulamasının ortadan kaldırılması ve iade sürecinin başlaması olmalıdır. Ancak bu konuda henüz herhangi bir adım atılmamaktadır. Bunu konuşmamız gerekiyor.
Her halk, layık olduğu biçimde yönetilir. Dünya bu kadar kötüyse, bunun nedeni sadece kötüler değildir; kötülüğe ses çıkarmayanların da bunda payı vardır. Eğer bir kayyum varsa ve bu kayyum demokrasiye aykırıysa, o beldenin halkının buna itiraz etmesi, kendi hakkını ve hukukunu talep etmesi gerekir.
Esenyurt halkı artık açıkça “Başkanımız geri gelsin” diyor. Şişli halkı da kendi başkanını bekliyor. Bakın, Resul Emrah Şahan’ın “kent uzlaşısı” davası neredeyse 9 ay oldu. Mehmet Ali Çalışkan ve Ebru Özdemir hala iddianame yazılmadan tutuklu kaldılar. Şişli halkı da kendi seçilmiş başkanını bekliyor.
Aynı şekilde Van Büyükşehir Belediyesi, Mardin… Ahmet Türk’e kaçıncı kez kayyum atanıyor. Üstelik kayyum atanan yerlerde AK Parti seçim kazanamıyor. Her seferinde daha büyük bir kayıp yaşıyor. Dolayısıyla bu kayyum uygulaması halk iradesini boşa çıkarmaktır.
Bir an önce kaldırılması, ülkemizin demokratik standartlarının yükselmesi açısından son derece önemlidir. Aynı zamanda barış sürecine halkın inancını ve güvenini artıracaktır. Çünkü İpek Hanım, bütün ilişkilerin temelinde güven vardır; karı-koca ilişkisinde de, öğretmen-öğrenci ilişkisinde de, patron-çalışan ilişkisinde de…
Sayın Bahçeli, Demirtaş’ın serbest kalmasını istediğini söyledi. Özgür Özel’e karşı bir antipatisinin olmadığını, “Bana sordular; Kılıçdaroğlu’ndan sonra kim olsun diye, ben Sayın Özel olsun dedim” şeklinde ifade etti.
"Benim İmamoğlu ailesine karşı da herhangi bir önyargım yok. O aileden bizim camiada birçok insan var" dedi."