Hulusi Akar bu ülkenin önemli bir şahsiyetidir. Genelkurmay Başkanlığı’na kadar yükselmiş bir orgeneraldir. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında bu makamdaydı. Darbeciler onu kendi saflarına çekmek istediler. Akar direndi ve bir süre enterne edildi. Başkan Erdoğan’ın halkı direnmeye çağırması ve komutanlarının çoğunun bu girişime karşı çıkması sayesinde darbeciler amaçlarına ulaşamadı. Akar, TSK’nın darbecilerden tasfiyesini Genelkurmay Başkanı sıfatıyla yönetti. Daha sonra Milli Savunma Bakanı oldu ve 5 yıl bu görevde kaldı. TSK’nın yeniden yapılanmasına nezaret etti. Akar, geçenlerde katıldığı bir etkinlikte şöyle konuşmuş: “Eğitimin amacı bilgi edinmek değildir. Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanmalıdır. Eğer biz 4-12 yaş arasındaki çocuklarımıza Allah korkusunu verirsek, Allah’tan korkmayı, kuldan utanmayı verirsek, vatan sevgisini verirsek, millet sevgilisini verirsek, bayrak sevgisini verirsek, başkaları için iyilik yapmayı öğretirsek ve diğer milli ve manevi değerlerimizi onlara yüklediğimiz takdirde onun üzerine bu çocuk nereye giderse gitsin, dünyanın her yerine gitsin bu çocuktan korkmayın. Eğer bu verilmezse şu gördüğümüz tablo olur. Bu sefer ateistle mi deistle mi uğraşacaksınız? LGBT ile mi uğraşacaksınız? Uyuşturucuyla mı uğraşacaksınız? Şaşırırsınız, şaşırırsınız.”
EĞİTİM, ÖĞRETİM VE KORKU
İnsan “davranışını” belirleyen bir numaralı duygu “korku” (fear)’dur. Allah korkusu, yani emirlerine karşı gelince, onun tarafından cezalandırılma bunlardan biridir. Ancak günah işleme özgürlüğü ve her günahın da bir kefareti varsa, bu korku davranışı belirlemez.
Eğitimin amacı “davranışı değiştirmek”tir (Change of behavior). İnsan fıtraten hodkamdır yani bencildir. Toplum ondan tam zıddını yani diğerkam olmasını bekler. Akar’ın tanımıyla “başkaları için iyilik yapmayı öğrenmesini” ister. Bencillik ile bireyciliği karıştırmayın.
Öğretim ise bilgi ve beceri noksanının giderilmesidir. Eğitim, öğrenimden önce gelir. Çünkü bilgi ve beceri noksanı her yaşta giderilebilir. Ama çocukken eğitilmeyen bir kişinin büyüdükten sonra karakterinin hodkamlıktan diğerkamlığa dönüşmesi çok zordur.
Sayın Akar’ın bu baptaki tespitleriyle mutabıkım. Diğer sözlerini, onaylamam imkansızdır.
YAPMAM, YAPAMAM! ÇÜNKÜ ALLAH’TAN KORKARIM
Olmayanı söyleyerek veya olanı söylemeyip susarak veya eksik konuşarak yalancılık yapmam. Kıra, çayıra, deniz kıyısına pikniğe gittiğimde yanımda getirdiğim gıdalardan çıkan çöpü torbaya koyar geri götürürüm. Hatta başkalarının attıklarını toplarım. Ardımda tek çöp bırakmam. Çünkü Allah’tan korkarım. Faturasız iş, fiş almadan alışveriş yapmam. Gelirimin tamamını beyan eder, vergimi son kuruşuna kadar öderim. Çünkü ben Allah’tan korkarım. Kümes kadar bile olsa asla kaçak inşaat yapmam, binamı büyütmem, Hazine arazisine ne gecekondu ne de gündüz kondu ne de imarsız arsama “tiny house” inşa etmem. Karavanımı plaja park etmem. İmar değişikliği yaptırıp kendime rant yaratmam. Çünkü ben Allah’tan korkarım. Sınavlarda kopya çekmem, kopya vermem. Kimseden torpil istemem, kimseye torpil yapmam. Çünkü Allah’tan korkarım. Araç sürüyorsam asla girilmez yola girmem, akan trafikten daha hızlı gitmek için sürekli şerit değiştirmem, önümdeki aracı yakın takip etmem, yasak yere veya dörtleri yakıp ikinci sıraya park etmem. Çünkü ben Allah’tan korkarım. Taksici olarak istikamet seçmem, turisttir diye kimseden taksimetrede yazandan fala para istemem. Özel hastane doktoruysam hastadan zaruri olmayan tahlil veya görüntüleme talep etmem. Avukatsam müvekkilimi yolunacak kaz gibi görmem, davayı uzatmam. Asla rüşvet almam veya vermem. Çünkü ben Allah’tan korkarım.
SON SÖZ: Ahlaklı doğulmaz, ahlaklı olunur.