Altın damlayan ağaç olarak biliniyor: Hasadı zor ama servet kazandırıyor
Ticari değeri nedeniyle “altın damlayan ağaç” olarak bilinen sakız ağacının İzmir’deki varlığı son yıllarda büyük bir artış gösterdi. Dünyada yalnızca Ege Denizi’ndeki Sakız Adası ve Çeşme Yarımadası’nda yetişen sakız ağacının sayısı, 2010 yılında yaklaşık 1000 iken bugün 100 bini geçti.
Binlerce yıllık geçmişe sahip olan sakız ağacının yaşatılması ve üretimin artırılması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ile yerel yönetimler tarafından kapsamlı çalışmalar yürütüldü. Tohumdan yetişmeyen bu bitki için bakanlık tarafından üretilen fidanlar, hem orman yangınlarında zarar gören alanlara dikildi hem de arazi sahiplerine dağıtıldı. Böylece yok olma noktasına gelen sakız ağacı yeniden çoğaltıldı.
ZOR AMA KAZANÇLI HASAT
Haziran ayında başlayan hasat süreci, eylül ayına kadar devam ediyor. Üreticiler, ağaçların gövdesine çizik atarak akan özsuyunun kireç üzerinde birikmesini sağlıyor. Damla damla akan sakız, kirecin üzerinde kristalleştikten sonra ayrıştırılıyor. Üç gelişmiş ağaçtan ancak 1 kilogram ürün elde edilebiliyor. Bu zorlu üretim sürecine rağmen, damla sakızının kilogramı yaklaşık 20 bin liradan alıcı buluyor.
“5 TON ÜRETİME ULAŞMALIYIZ”
İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, sakız ağacının Anadolu’nun kadim bitkilerinden biri olduğunu hatırlatarak, “Damla sakızını hem tıbbi hem de aroma verici olarak kullanıyoruz. İlaç sanayisinde de değerlendiriliyor. Şu anda üretim yıllık 200-250 kilogram civarında. Önceliğimiz ihtiyacımızı karşılamak, ardından da ihracata yönelmek. Hedefimiz 5 tonun üzerine çıkmak” dedi.
Şahin, sakız ağacının kuraklığa dayanıklı yapısıyla boş arazilerin değerlendirilmesine imkan sunduğunu, aynı zamanda üreticilere ciddi gelir getirdiğini belirtti.
OVACIK’TA İLK HASAT HEYECANI
Çeşme’nin Ovacık Mahallesi’nde üretici Musa Yalçın ise 6 yıl önce diktiği 70 ağacından bu yıl ilk kez hasat yaptığını söyledi. Yalçın, 13 kilogram damla sakızı elde ettiğini belirterek, “Sakız ağacıyla atıl arazilerimizi verimli hale getiriyoruz. Ayrıca bu bitki su istemediği için su kaynaklarını da koruyor” diye konuştu.