Aydın köylüleri maden şirketlerine karşı ayaklandı
Aydın’ın Karpuzlu ve turistik Didim ilçesinde maden şirketleri için düzenlenen ÇED Gerekli Değildir kararları için açılan iptal davalarının keşifleri yapıldı. Yüzlerce köyle ve çevrecinin ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk fotoğrafları ile katıldığı keşiflerde jandarma güçleri geniş güvenlik önlemi aldı. Daha önce maden ocağına karşı açtıkları davayı kazanarak şirketin iznini iptal ettiren köylüler, bu kez Latmos’un eteklerinde bir araya gelerek yeni projeye tepki gösterdi.
Aydın’ın Karpuzlu ilçesine bağlı Ömerler Mahallesi ve turistik Didim ilçesinde maden şirketleri için düzenlenen ÇED Gerekli Değildir kararları için açılan iptal davalarının keşifleri yapıldı. Yüzlerce köylü ve çevrecinin katıldığı keşiflerde jandarma güçleri geniş güvenlik önlemi aldı. Köylüler keşife ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile geldi. Yaşlı köylülerin çok olması dikkat çekti.
BÖLGE HALKI KEŞİF SIRASINDA EYLEM YAPTI
Bilirkişi keşfine; Aydın Çevre Koruma ve Kültür Derneği (AYÇED), Latmos Platformu, EKODOST, Güzelçamlı Yürüyüşleri Grubu, Akbük Doğa Gönüllüleri, Beşparmak Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü, Kuşadası Çevre Platformu ve Merdiven Toplumsal Girişim Gelişim Derneği temsilcileri katıldı. Eylemde “Madene değil, yaşama geçit var”, “Latmos halkındır”, “Toprağımızı, suyumuzu savunuyoruz” pankartları taşındı.
Keşifte köylüleri temsil eden hukukçu Mehmet Çilsal köylülerin mücadelesini Sözcü’ye anlattı.
DAVAYI KAYBEDEN ŞİRKET BAŞKA PROJE İLE ORTAYA ÇIKTI
***Taş ocağı açmak isteyen Dinçler Madencilik, “çevresel etki değerlendirme (ÇED) gerekli değildir” kararı aldığı projeye karşı açılan davayı kaybetti. Ancak şirket, bu kez aynı bölgede kırma eleme tesisi kurmak için başvurdu. Toplam 25,2 hektarlık alanda yılda 210 bin ton feldspat çıkarılması ve aynı miktarda malzemenin kırılıp elenmesi planlanıyor. Ancak proje sahası “mera” ve “sulama alanı” içerisinde yer alıyor. Ocak sahasının yanı başında tarım arazileri, zeytinlikler ve tescilli arkeolojik sit alanları bulunurken, alanın Ömerler köyüne yalnızca 300 metre mesafede yer alıyor. Proje kapsamında her 10 günde bir patlatma yapılması planlanıyor.
***Daha önce maden ocağına karşı açtıkları davayı kazanarak şirketin iznini iptal ettiren köylüler, bu kez kırma eleme tesisi projesine karşı Latmos Platformu öncülüğünde iptal davası açtı. Dava sonrası bilirkişi keşfi gerçekleşti. Bölge halkı ise projeye tepki göstermek için eylem yaptı.
PROJE SADECE DOĞAYI DEĞİL BÖLGE HALKININ YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR
*** “Latmos’un taşını toprağını, havasını, suyunu savunmak yalnızca bu köyün değil, bu ülkenin sorumluluğudur. Bu proje sadece doğayı değil, köylülerin yaşam hakkını da hedef alıyor. Daha önce kazandık, yine kazanacağız” dedi.
Aydın’ın Didim ilçesi kırsal Akbük Mahallesi’nde yaşayan doğa gönüllüleri, “Doğamıza Sahip Çıkıyoruz” etkinliği kapsamında bir araya geldi. Akbük Doğa ve Yaşam Derneği öncülüğünde düzenlenen etkinlikte vatandaşlar, ellerindeki pankartlarla “Akbük’te Kalker ve Taş Ocağı İstemiyoruz” sloganları attı. Toplanma noktası olarak Kazıklı Yolu üzerindeki Ceylan Evleri Sitesi önünü seçen grup, burada basın açıklaması yaptı.
“Doğamız Tehdit Altında”
Akbük’te DYM Yapı Market tarafından açılması planlanan kalker ve taş ocağına karşı Hukukçu Mehmet ÇİLSAL’ın hazırladığı dilekçeyle dava açılmıştı. 04.10.2025’de yapılan bilirkişi keşfi sırasında bölge halkı ve çevre gönüllüleri, doğanın tahrip edilmemesi için eylem yaptı. Akbük Doğa ve Yaşam Derneği Başkanı Ali Serin, taş ocağının çevreye vereceği zararlara dikkat çekerek, “Akbük’te açılması planlanan kalker ve taş ocağı, bölgenin doğal yapısını, ekosistemini, biyolojik çeşitliliğini ve ekolojik dengeyi bozacaktır. Bu proje hem yaban hayatını hem de insan yaşamını tehdit ediyor.” sözlerini kaydetti.
“Toprak, Su ve Zeytinlikler Tehdit Altında”
Başkan Ali Serin, taş ve mermer ocaklarının doğa üzerinde telafisi zor zararlar bıraktığını ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “Mermer ve taş ocaklarıyla birlikte önce toprak ve bitki örtüsü yok olur. Morfoloji bozulur, erozyon hızlanır, tarım alanları zarar görür. Patlatmalar yer altı ve yer üstü su kaynaklarını kurutur. Gürültü, toz ve görüntü kirliliği hem insan yaşamını hem de yaban hayatını olumsuz etkiler.”
Serin ayrıca, ocakların terk edilmesinin ardından devasa çukurların kaldığını, bunun da hem insanlar hem hayvanlar için büyük tehlike oluşturduğunu vurguladı.
“Akbük Çocuklarımızın Geleceğidir”
Akbük’ün yalnızca bir yerleşim alanı değil, aynı zamanda kuşların göç yolu ve endemik bitkilerin yaşam alanı olduğuna dikkat çeken Serin, “Bu nedenle taş ocağına karşı çıkmak sadece bugünü değil, yarınlarımızı da korumaktır” dedi. Basın açıklamasında çevre gönüllüleri, tüm doğa dostlarını bu mücadeleye destek vermeye davet etti.