Birinin sizi kıskandığını anlamanın 4 basit yolu: Uzman psikolog açıkladı
Kıskançlık, günlük hayatımızda sıkça karşılaşılan ancak çoğu zaman gizlenen bir duygu olarak öne çıkıyor. Çevremizdeki insanların bizi sadece olduğumuz gibi kabul ettiğini ve bizimle samimi bir şekilde vakit geçirdiğini düşünsek de, kimi zaman bu ilişkilerin arkasında kıskançlık duygusu yatabiliyor.
Psikoloji uzmanları, kıskançlığın temelinde genellikle kişinin kendi yetersizlik hissinin bulunduğunu belirtiyor. Bu duygu, farklı davranışlarla kendini dışa vurabiliyor. Özellikle dostane görünen tavırlar altında bile kıskançlığın izlerine rastlamak mümkün olabiliyor. Peki, bir kişinin sizi kıskandığını anlamanın yolları neler?
Uzmanlara göre kıskançlık, dikkatle bakıldığında kolayca fark edilebilecek bazı işaretlerle ortaya çıkıyor. Bu işaretleri bilmek, çevrenizde size karşı kıskançlık duygusu besleyen kişileri ayırt etmenizi sağlıyor. Böylece hem ilişkilerinizi daha sağlıklı yönetebilir hem de olası olumsuzluklardan kendinizi koruyabilirsiniz. İşte kıskançlığın en belirgin dört göstergesi…
BAŞARILARI KÜÇÜMSEMEK
Kıskanç bireyler, başkalarının elde ettiği başarıları değersizleştirme eğiliminde oluyor. “Şansa bağlı” ya da “çok da önemli değil” gibi ifadelerle başarıları küçümsemek, özgüven eksikliğinin ve yetersizlik hissinin dışa vurumu olarak değerlendiriliyor.
SÜREKLİ KARŞILAŞTIRMAK
Bir diğer işaret ise sürekli kıyaslama. Kıskanç kişiler, çevresindekilerin başarılarını tehdit olarak gördüğü için kendileriyle ya da başkalarıyla karşılaştırma yapıyor. Bu tavır, rekabet duygusunu canlı tutma ve üstün görünme çabasının bir parçası.
ARKADAN OLUMSUZ KONUŞMAK
Kıskançlık yaşayan bireyler, çoğu zaman duygularını doğrudan dile getirmiyor. Bunun yerine, başkalarının yanında olumsuz yorum yaparak çevreden destek toplamaya çalışıyor. Uzmanlara göre bu davranış, bastırılmış öfke ve yetersizlik hissinin göstergesi.
DAVRANIŞLARI TAKLİT ETMEK
Kıskançlığın en dikkat çekici işaretlerinden biri ise taklit. Kıskanç kişi, farkında olmadan sizin tarzınızı, konuşma biçiminizi ya da alışkanlıklarınızı kopyalayabiliyor. Psikologlara göre bu durum hem hayranlığın hem de sahip olunanlara duyulan özlemin bir sonucu.