Bombardıman uçaklarının şahı ama akıllara zarar bir zaafı var
Dünyanın en gelişmiş stratejik bombardıman uçaklarından biri olarak kabul edilen Northrop B-2 Spirit, üstün teknolojisine rağmen şaşırtıcı bir zayıflıkla anılıyor. Nükleer silah taşıyabilen, yakıt ikmali yapmadan binlerce kilometre uçabilen ve radarlar tarafından neredeyse görünmeyen bu "hayalet uçak", adeta bir kedi gibi sudan korkuyor.
Havacılık sitesi Jalopnik'in aktardığına göre B-2 Spirit'in en büyük problemlerinden biri, yağmur ve nem... Öyle ki bu zaaf, 2008 yılında yaşanan pahalı bir kazanın başlıca nedenleri arasında yer aldı.
HEM GÜÇLÜ HEM KIRILGAN
B-2 Spirit'in radar izini minimuma indiren özel gövdesi, elektromanyetik sinyalleri emip dağıtacak şekilde tasarlandı. Ancak bu ileri teknoloji kaplama, çevresel koşullara karşı oldukça hassas çıktı. Özellikle yağmur ve yüksek nem, uçağın kritik sensörlerinde ciddi sorunlara yol açabiliyordu.
Bir diğer sorun ise tasarımdan kaynaklandı. Uçağın iç yapısında suyun birikebileceği bölmeler, kanallar ve valfler bulunuyordu. Bu durum, zamanla sensörlerin hatalı veri üretmesine neden olabiliyordu.
2008'DEKİ KAZA YAĞMURLA İLİŞKİLENDİRİLDİ
Bu zayıflık, 2008 yılında Guam'daki Andersen Hava Üssü'nde yaşanan kazada net biçimde ortaya çıktı. Kuyruk numarası 89-0127 olan B-2 Spirit, kalkıştan kısa süre sonra kontrolden çıkarak yere çakıldı. ABD Hava Kuvvetleri'nin kaza raporunda, hava verilerinin yanlış okunmasının kazaya yol açtığı belirtildi.
Raporda özellikle, kalibrasyon sırasında sol taraftaki sensörlerde nem bulunduğu ve bu nedenle uçağın hatalı hız ve irtifa verileri aldığı vurgulandı. Nemi gidermek için sensör ısıtma sisteminin devreye alınması konusunda ekipler arasında yeterli iletişim kurulmadığı da kayda geçti.
BEKLENTİNİN ÇOK ALTINDA KALDI
ABD Sayıştayının (GAO) yaptığı bir araştırmaya göre B-2 Spirit'in teoride zamanın yüzde 66'sında görev yapabilecek kapasitede olduğu hesaplansa da pratikte bu oran yalnızca yüzde 26 seviyesinde kaldı. Bunun en önemli nedenlerinden biri, stealth kaplamanın bakım zorluğu ve çevresel koşullara duyarlılığı oldu.
Uçağın görünmezliğini sağlayan bazı malzemelerin onarımı ve yeniden kaplanması 30 ila 80 saat sürebiliyordu. Üstelik bu işlemler, sıcaklık ve nemi sıkı biçimde kontrol edilen özel hangarlarda yapılmak zorundaydı.