Dünyanın en önemlisi Türkiye'den seçildi: Bunlar sadece taş değil!
Binlerce yıldır toprağın altında saklanan bir yüz, bugün insanlık tarihine bakıyor. Uluslararası arkeoloji çevrelerinin dikkatini Türkiye’ye çeviren bu keşif, Arkeoloji Dergisi tarafından 2025 yılının dünyanın en önemli buluntusu olarak değerlendirildi. Bu taşlar neyi anlatıyor, kime sesleniyor?
Neolitik Çağ’a dair bildiklerimizi kökten sarsan bir keşif Türkiye’den çıktı. Şanlıurfa’daki Karahantepe, uluslararası saygınlığıyla bilinen Arkeoloji Dergisi tarafından 2025 yılının dünyanın en önemli keşfi olarak seçildi.
İNSANIN ORTAYA ÇIKIŞ ÖYKÜSÜ YENİDEN YAZILIYOR
Göbeklitepe ile birlikte “Taş Tepeler” kültürünün en önemli duraklarından biri olan Karahantepe, Çömlek Öncesi Neolitik Dönem’de (yaklaşık 12 bin – 10 bin 200 yıl önce) yaşamış toplulukların dünyaya bakışını yeniden şekillendiriyor.
Arkeoloji Dergisi’nde yayımlanan makalede, Karahantepe için “İlk taş yapıların altı yıl önce ortaya çıkarılmasından bu yana Karahantepe, Güneydoğu Anadolu’daki Neolitik insanların öyküsünü değiştirmeye devam ediyor.” ifadeleri kullanıldı.
YÜZÜ OLAN KEŞİF TARİHTE BİR İLK
Bu yıl Karahantepe’yi zirveye taşıyan iki keşif özellikle dikkat çekiyor. Bunlardan ilki, üzerinde oyulmuş bir insan yüzü bulunan T biçimli dikilitaş.
Kazıları yürüten İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Necmi Karul, bu buluntunun Neolitik arkeoloji açısından bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekiyor. Yaklaşık 1,4 metre yüksekliğindeki ve M.Ö. 9. binyıla tarihlenen bu sütun, bir yapının içinde üç başka T sütunuyla birlikte bulundu.
Karul’a göre bu keşif, uzun süredir tartışılan bir görüşü artık somutlaştırıyor: “Sütunun tepesinde bir yüzün bulunması, T biçimli sütunların insanları sembolize ettiği düşüncesini güçlü biçimde destekliyor.”
3 BOYUTLU VE DÜNYANIN EN ESKİSİ
Karahantepe’deki ikinci büyük keşif ise daha da gizemli. Arkeologlar, kasıtlı olarak gömülmüş ve terk edilmiş bir yapının içinde dibi olmayan taş bir kase, taş çubuklar ve yaban domuzu, akbaba ve tilkiyi temsil eden taş figürler buldu.
Her biri yaklaşık 3,3 santimetre yüksekliğindeki bu figürlerin başlarının kireçtaşı halkalarla çevrili olması ve belirli bir düzenle kaseye yerleştirilmesi, bunun rastlantısal bir buluntu olmadığını düşündürüyor.
Prof. Karul’a göre bu koleksiyon, dünyanın bilinen en eski üç boyutlu anlatılarından biri olabilir. Hayvanların, Neolitik insanın hikâye dünyasında ve inanç sisteminde önemli bir yer tuttuğu değerlendiriliyor.
İNSAN KENDİNİ TAŞA İŞLEDİ
Karahantepe’de bulunan insan yüzü betimli T biçimli dikilitaş, Neolitik çağ insanının kendisini ilk kez bu şekilde temsil ettiği örnek olarak görülüyor.
Keskin yüz hatları, derin göz çukurları ve küt burun formu; bölgede daha önce bulunan insan heykelleriyle aynı üslubu taşıyor. Bu da Karahantepe’de gelişmiş bir estetik anlayış ve sembolik dilin varlığına işaret ediyor.
GÖZLER 10 FARKLI NOKTAYA ÇEVRİLDİ
Taş Tepeler Projesi kapsamında 2025 yılı kazı çalışmaları Karahantepe dahil 10 farklı alanda devam ediyor. Göbeklitepe ve çevresinde daha önce bulunan kol ve el kabartmalı T sütunlar, bu taşların insanı temsil ettiği fikrini güçlendirmişti. Ancak Karahantepe’de ortaya çıkarılan yüz betimi, bu görüşü ilk kez tartışmasız biçimde görünür kılıyor.
BUNLAR SADECE TAŞ DEĞİL
Bu keşifler, Neolitik insanın yalnızca taş işçiliğindeki ustalığını değil; kendini algılayış biçimini, soyut düşünme kapasitesini ve sembolik anlatım gücünü de gözler önüne seriyor.
Karahantepe, artık yalnızca bir kazı alanı değil; insanlığın kendini ilk kez “anlatmaya” başladığı yerlerden biri olarak kabul ediliyor.