Kasım enflasyonunun düşük çıkması üzerine piyasada yayılan “yüksek oranlı seri faiz indirimi” beklentisi, iktisatçıları tedirgin etti. İktisatçılar “bir aylık veriye bakıp Merkez’in yüksek oranlı indirim yapmasının yanlış olacağı” konusundaki uyarılarını artırdılar.
Kasım enflasyonunun düşük çıkması ve döviz rezervlerindeki artış, piyasada pembe tablolar çizilmesine yol açtı. 31 Aralık bilançoları yaklaşıyor ve yüksek faiz indirimi banka ve fonların kârlarını yükseltecek. Bunun da etkisiyle, yerli ve yabancı piyasacılar, “Aralıkta, Merkez faiz indirimini 200 baz puana çıkaracak” beklentisi oluşturmaya başladı.
Piyasalarda zaten var olan 100 baz puanlık indirim beklentisi, enflasyon verisiyle 150 baz puana kadar çıkmıştı. Son gelişmeler üzerine beklentinin 200 baz puana kadar çıktığına şahit oluyoruz.
Özellikle yabancı bankalar, bununla birlikte 2026 yılında da seri faiz indirimi yapılmasını, 2026’daki faiz indirim toplamının 10 puanı aşmasını beklediklerini açıklıyor. Böylece özellikle tahvil için, yabancı fonların Türkiye’ye yatırım yapmasını özendirmeye çalışıyorlar.
İşte ana akım iktisatçılar piyasada oluşan bu aşırı iyimser havadan, Merkez’in bu havaya uymasından çekinmeye başladı. Bu nedenle de faiz haftasına girilirken, iktisatçıların Merkez Bankası yönetimine dönük, “faiz indiriminde piyasaların gazına gelmeyen” uyarıları artmaya başladı.
Ana akım iktisatçıların çoğu, “Merkez Bankası en büyük hatayı ekimde faiz indirmekle yaptı” görüşündeler. Buradan yola çıkarak, piyasaların “Ekimdeki olumsuz koşullara rağmen 100 baz puan indirim yapıldıysa, aralık toplantısında en az bu kadar indirim normal” havasına girdiğini söylüyorlar.
200 BAZ PUANLIK İNDİRİM TEHLİKELİ
Bu nedenle, çoğu iktisatçı, doğru bulmasa da önümüzdeki hafta Merkez Bankası toplantısında 100 baz puanlık indirimine kesin gözüyle bakıyor. Bu iktisatçılar “Aslında bu koşullarda faizin indirilmemesi gerekiyor ama belli ki en az 100 baz puanlık indirim yapılacak” diyor.
Kimi iktisatçı 100 baz puanlık indirimle yetinilmesini beklerken, 150 baz puanlık indirim bekleyenlerin sayısı fazla. Piyasaların son dönemde öne çıkmaya başlayan, 200 baz puanlık indirim ise bazı iktisatçılar tarafından tehlikeli görülüyor.
Bazı iktisatçılar 200 baz puan indirim yapılması halinde Merkez’in, kesinlikle “Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde, kesin biçimde faiz indirimi yapılmayacak” demese bile, bu anlama gelen mesajı piyasalara vermesi gerekeceğini söylüyor. Aksi takdirde seri faiz indiriminin süreceği havasının enflasyondaki düşüşe zarar vereceğini belirtiyor.
SİYASİ FAİZ İNDİRİMİ HAVASI
İktisatçıların “neden temkinli olunması gerektiği” sorusuna verdiği yanıtlar oldukça gerçekçi. Kasım ayı mevsimsellikten arındırılmış enflasyon verisinin yüzde 1.5 hesaplandığını ama sadece bir aylık rakama bakarak eğilimin artık böyle olduğunun söylenemeyeceğini belirtiyor.
Gıda enflasyonundaki kasım düşüşünün bir aya mahsus kalacağı, bundan sonra dipten yeniden yukarı dönüşün normal karşılanması gerekeceğini söylüyorlar. Kaldı ki kış şartlarının başlamasıyla gıda fiyatlarının bundan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacak.
Bunun yanında mal grubu dışında, özellikle hizmetlerdeki mevsimsellikten arındırılmış oranların hâlâ yüksek olduğu, genele yansıyan bir düşüşün henüz yaşanmadığına dikkat çekiliyor.
Youtube kanalı Money Talks’daki programında, “Merkez Bankası’nı piyasanın dolduruşuna gelmemeye” çağıran iktisatçı Haluk Bürümcekçi, bir aya bakarak 200 baz puanlık indirim kararı verilemeyeceğini söyledi. Bürümcekçi, genel olarak bakıldığında; hizmetler yüzde 3 olmak üzere, B ve C endekslerinde de hâlâ mevsimsellikten arındırılmış oranın yüzde 2 civarında seyrettiğini hatırlattı.
Bu oranların hâlâ 2026’da yüzde 24-25 enflasyon anlamına geldiğini hatırlatan Bürümcekçi “Merkez Bankası kendi hedefiyle uyumlu olmayan bu gidişatı görüp agresif faiz indirimine gitmemeli” dedi.
Merkez Bankası yönetimleri, görevleri gereği, ihtiyatlı olmak zorunda. Bu tabloya bakıp yüksek oranlı faiz indirimine gitmek, ister istemez “faiz indirim kararlarının siyasi olduğunu” gündeme getirir.