ABB Başkanı Mansur Yavaş, çorba dağıttığı için hakkında soruşturma açılacağını her halde hiç düşünmemişti. Mansur Yavaş, sanki ilk kez çorba dağıttırıyormuş gibi yıllar sonra hakkında soruşturma açıldı, savunması istendi. Mansur Bey’e, “Ben de bugün çorbanızdan ilk kez içtim” dediğimde, “Çorbamızı içene helal olsun, afiyet bal, şeker olsun” dedi ve soruşturma ile ilgili olarak ne düşündüğünü sorduğumda şunları söyledi:
“Gece 03.00’da toptancı haline mal getirenlere, hastaneye gelenlere, hasta yakınlarına, organize sanayi bölgelerinde işine giden işçilerimize, üniversite çevrelerinde, metro istasyonlarında çorba, ekmek dağıtıyoruz. Aslında çok güzel bir hizmet. Yoksa millet okula, işe aç gidiyor. En azından çorba ve ekmekle karnını doyuruyor.
YİNE GÖKÇEKLER
Hakkımda konserlerle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verdi. Buna karşılık Danıştay’a itiraz dilekçesi verdik.
Oysa, başkanın sorumlu olmayacağına ilişkin Yargıtay, Danıştay, Sayıştay kararları var. Bunlar dikkate alınmamış. CHP Milletvekili Umut Akdoğan, Melih Gökçek ve oğlu Milletvekili Osman Gökçek’in İçişleri Bakanlığı’na gidip müfettişle görüştüğünü söyledi.
Öğrencilere çorba dağıtmışız. Bunun soruşturulacak hiçbir şeyi yok. Neyini soruşturuyorlar ben de anlamadım. İnsan olan herkes, benim gibi davranır. Gençlerin eylem yayarken değil, toplanıp şarkı türkü söylediği bir sırada onlara çorba göndermenin neresi suç?
Gece vakti insanların ıslatıldıklarını duyunca çorba ve battaniye gönderdik. Hatta o gece CHP’ye sığınan birkaç genç, ‘Ben bugün buraya kaçtım ama yemin ediyorum benim CHP ile hiçbir ilgim yok. Biz gençler olarak hakkımızın peşindeyiz’ demişti. Bunu da oradaki herkes duydu. Hatta oradakilere, ‘Duyun; bakın herkes partili falan değil. Bunu da mutlaka dikkate alın’ dedim.
BİR GÜN DOĞRUYU BULACAĞIZ
Telefon konuşmamı gizemli gösteriyorlar. O konuşma CHP Genel Merkezi’nin içinde oldu. TOMA ile ıslatılan gençler genel merkeze sığınmıştı. Duyunca o taraftan geçerken uğradık. Durumu öğrenince çorba ve battaniye gönderilmesini istedim. Bunu gençlerimiz ıslandığı için hasta olmasın diye gönderdik. Meselenin hepsi bu. Olay CHP’nin önünde olmuş ama biz ODTÜ’nün içine gönderdik.
Orada büyük bir kalabalık bekliyordu. Vali yardımcısı da oraya gelmişti. Onlarla görüşmelerini söylüyoruz. Yani ortada korsan bir şey yok. Hayırlısı olsun. Bunlar olacak doğruyu bir gün inşallah bulacağız.”
18 milyar TL’lik yardım dağıttı
Mansur Yavaş Ankara’da 200 bin aileye, yaklaşık 600 bin nüfusa destekte bulunuyor. Başkent Kart’la vatandaş istediği yerden kartını gösterip alışverişini yapıyor. Yani belirli 8-10 firmayla anlaşma diye bir şey yok. Köyde bile o kartlar geçiyor ve küçük esnaf ayakta kalıyor. Bu kartla “Şehir ekonomisi” de oluşturuluyor. Başkent Kartla yapılan anlaşma gereği belediyenin kasasına 434 milyon lira girdi. Bu para da yine yardımlar için kullanılıyor. 2021’den bu yana yapılan yardım miktarı da güncel kurla yaklaşık 18 milyar lirayı geçiyor.
KİME HANGİ DESTEK?
ABB Başkanlığı 22 ayrı konuda yoksullara destek veriyor. Onlardan bazıları şöyle:
- 80 bin dar gelirli emekliye her ay 1.500 TL.
- 200 bin aliye her ay 600 TL et parası.
- Yılda bir ton kömür, 3 ay 750 TL doğazgaz desteği.
- Yaşlı ve engelli bin aileye sabah kahvaltısı ve akşam yemeği.
- 2 bin üniversiteliye ücretsiz dört kap yemek.
- 2 ile 5 yaş arasındaki çocuklara ayda 6 litre süt parası.
Bu çorbayı hayatım boyunca unutamam
Saat 07.20’de Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’ne otobüslerin kalktığı durağa gittim. Öğrenciler, çalışanlar ya da yolculuk yapanlar akın akın metrodan çıkıyor. Ardından çorba kuyruğuna giriliyor. Tabii herkes değil. Ben de kuyruğa girdim. Sıranın gelmesini beklerken önümdeki gençle sohbet etmeye başladık. “Kahvaltı yapmaya zaman bulamıyorum. Burada çorbamı içip okuluma gidiyorum. Belediyenin bu hizmetini öğrencilik hayatım boyunca asla unutmam” diyordu.
İYİLİĞİN BAŞKENTİ
Üstünde “Ücretsiz Çorba Dağıtımı” yazan aracın önüne gediğimde, ilk dikkatimi çeken, çorba dolduran görevlinin montundaki “İyiliğin başkenti” yazısı. Ne gibi iyilikler yapıldığını öğrendiğimde gerçekten Ankara’nın “İyiliğin başkenti” olduğunu daha iyi anladım. Görevli, başını hiç kaldırmadan, yere bir damla çorba düşürmeden görevini yapıyordu. İşini yaparken, sorum üzerine, “Çorba hizmeti öğrencileri, çalışanları çok memnun ediyor. Çorbamızı da çok seviyorlar. Teşekkür ediyorlar. Onlara hizmet etmekten biz de mutluluk duyuyoruz” diyor.
Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Ahmet Güven, şunları söylüyor:
“Çorbayı kendimiz pişiriyor, ekmeği ekmek fabrikamızdan alıyor, 14 ayrı noktada saat 07.00’den, çorba bitene kadar servisimiz sürüyor. Çok büyük bir ilgi oluyor. Günde ortalama 16 bin bardak çorba dağıtıyoruz. Ramazan’da cami çıkışlarında, etkinliklerde, şehit cenaze törenlerinde de çorba dağıtıyoruz. Çorba malzemesini iştirakimiz alıyor, biz de pişirip dağıtıyoruz.”