Meriç Kahraman: Tayfun'u acı içinde gördüm!

Meriç Kahraman, "Masalarında Tayfun’un hastalığının ilerlediğine dair heyet raporu olmasına rağmen, AYM kararını uygulamayıp Tayfun’u tahliye etmeyenlerin ve hiç böyle bir şey olmamış gibi susanların hiç mi vicdanı yok, bu nasıl insanlık?" diye sordu.

Hakkında Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararı uygulanmayan Gezi davası tutuklusu, MS hastası Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Kahraman yeni bir açıklama yaptı. Kahraman eşini cezaevi ziyaretinde acı içinde gördüğünü söyledi.

"ÇOK AĞIR VE SANCILI BİR SÜREÇ YAŞIYOR"

Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Kahraman, "Tayfun’u bugün 1 saat cam ardından acı içinde gördüm! Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmadığı, masum yere hapiste olan eşim Tayfun Kahraman, sağlığını kalıcı biçimde etkileyecek çok ağır ve sancılı bir süreç yaşıyor." dedi.

Meriç Kahraman şu ifadeleri kullandı:

Oysa 4 senedir kimseye bir zeval gelmeden, geri dönüşü olmayan bir hasar almadan bu haksızlık bitsin diye dua ediyordum…

"İLACI VERİLMEMİŞ"

Tayfun geçirdiği MS atağı nedeniyle dün bütün gün daracık havasız bir ring aracı içinde oradan oraya götürüldü. Hastaneden koğuşuna geri götürüldüğünde ilaç dağıtım saati geçtiği için almak zorunda olduğu Neurotin adlı ilacı verilememiş! Tüm geceyi ağrı içinde bir başına geçirmiş!

Hastaneye tekrar sevki ve yatışı planlanıyor! Ne yapalım biz? Kime anlatalım derdimizi? Tayfun’un 4 senedir haksızca içinde barındırıldığı fiziksel ve psikolojik yaşam koşullarının hastalığının bugün geldiği seyre etkilerini hangi mahkeme değerlendirecek? Nereye başvuralım?

"TAYFUN'U TAHLİYE ETMEYENLERİN HİÇ Mİ VİCDANI YOK"

Masalarında Tayfun’un hastalığının ilerlediğine dair heyet raporu olmasına rağmen, AYM kararını uygulamayıp Tayfun’u tahliye etmeyenlerin ve hiç böyle bir şey olmamış gibi susanların hiç mi vicdanı yok, bu nasıl insanlık?

Resmi gazetede yayınlanmış AYM kararına göre dışarıda olması gereken Tayfun neden zırhlı araç içinde gün boyu şehirlerarası yolculuk yaparak tahlil, tetkik ve takip altında kalıyor?

Bizim daha ne yaşamamız gerekiyor? Bu kadar zulüm, bu kadar gaddarlığı nasıl sineye çekelim? Başımıza gelenlerin ve geleceklerin sorumluluğu kimde?