Merkez ‘seri faiz indirimi beklentisi’nden rahatsız

Merkez Bankası yönetiminin, son faiz indirimiyle oluşan “bundan sonra seri ve yüksek oranlı faiz indirimi devam edecek beklentisinden rahatsız olduğu anlaşılıyor. Merkez Bankası hem yayımladığı Para Politikası Kurulu karar özetinde hem de bankacılarla yaptığı toplantılarda bu beklentinin yanlış olduğu üzerinde durdu.

Merkez Bankası bu hafta yayımladığı Kurul Toplantısı Özeti’nde, “enflasyon beklentilerinin ve fiyatlama davranışlarının iyileşme işaretleri göstermekle birlikte dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini” vurgulama ihtiyacı duydu.

Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının, iyileşme işaretleri göstermekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, temkinli üslup dikkat çekti. Açıklamada, “Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak, ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir” denildi.

Bu söylemiyle birlikte Merkez Bankası yönetiminin, peşinen bir faiz indirimi beklentisinin oluşmasına sıcak bakmadığı, oluşacak verilere göre Kurulun karar almaya devam edeceğini anlatmaya çalıştığını düşünüyoruz.

Merkez Bankası yöneticilerinin, bu açıklamadan önce Bankalar Birliği’nde banka genel müdürleriyle bir araya geldiğini biliyoruz. Fatih Karahan’ın bu toplantıda bankacılara, piyasadaki seri halde faiz indirimi olacağı beklentisine değinerek, verilmiş böyle bir kararın olmadığını söylediğini öğrendik.

GEREKİRSE DURULUR

Özellikle son 1.5 puanlık indirimin ardından, bundan sonra, 2026’da her toplantıda sanki aynı oranda indirimin devam edeceği gibi yorumlar yapıldığını ancak böyle bir algının yanlış olduğunu söylemiş. Özetle; Merkez Bankası Başkanı Karahan, koşullara göre gerekirse faiz indirimlerine ara verilebileceğini, verilere bağlı karar vermeye devam edeceklerini, dezenflasyon sürecinin sekteye uğramasına izin vermeyeceklerini kaydetmiş.

Bu temkinli tutuma karşılık, toplantıya katılan bankacılar, Başkan Karahan’ı 2026 yılı için umutlu gördüklerini söylediler. ABD Başkanı Trump’ın “düşük enerji fiyatları” tavrının da etkisiyle, petrol fiyatlarındaki düşük seyrin, bir miktar yukarı çıkıp inse de, gelecek yıl boyunca düşük seyretmesini beklediğini belirttiler. Bu yılki gıda fiyatları artışı gibi sürpriz hareketler olmadığı takdirde enflasyonla mücadelede önemli yol alınacağı görüşünde olduğunu söylediler.

Başkan Karahan’ın, mevcut makroihtiyati tedbirlerin yumuşatılması konusunda, bankacılardan gelen taleplere rağmen, burada sıkı durmaya devam edeceklerini ve uzun bir süre daha mevcut tedbirlerin devam edeceğini söylediği belirtiliyor.

TAKVİM HAFTAYA BELLİ OLACAK

Merkez Bankası yayımladığı Kurul Kararı özetinde, dolaylı olarak bu konuya da değinmiş. Açıklamada kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde; parasal aktarım mekanizmasının ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceği belirtilmiş. Ayrıca Kurulun likidite koşullarını yakından izlediği ve likidite yönetimi araçlarını etkili şekilde kullanmaya devam edeceği de tekrarlanmış.

Bu arada Merkez Bankası’nın para politikası kurulu toplantı tarihleri ile enflasyon raporu gibi açıklamaların takvimini hazırladığını öğrendik. Önümüzdeki hafta içerisinde toplantı takviminin açıklanması bekleniyor.

Merkez Bankası’nın bu ayki toplantıda 1.5 puanlık faiz indirimine gitmesi, özellikle 2026 için yüzde 16’lık enflasyon hedefi korunduğu için, yüksek oranlı bir indirim olarak eleştirilmişti.

Piyasalar, yılın ilk toplantısında yüzde 16’lık enflasyon hedefinin yüzde 19’a çıkarılmasını bekliyor. Bununla birlikte hedefe bağlı hata koridorunda üst sınırın yüzde 22-23 olarak belirlenmesi bekleniyor. Piyasalar, bu orana çıkılmasıyla hedefle gerçekleşmenin gerçekçi görünüm vereceği görüşünde.

Hedeflerin sürekli değişip, buna rağmen yakalanamaması enflasyonla mücadeleye güvenin oluşmasında önemli bir engel oluşturuyor.

Bu kadar belirsizliğin, siyasi çatışmanın yaşandığı bir iklimde, 19 Mart’taki gibi, ekonomiyi etkileyen şokların yaşanma ihtimali yüksek. Siyasi iklimin Merkez Bankası yönetiminin işini iyice zorlaştırdığı açık.

Yazarın Diğer Yazıları