Yenidoğan çetesi olarak adlandırılan ve hiçbir zaman olmaması gereken yerde kendimizi en çaresiz hissettiğimiz hastane koridorlarında bebekler üzerinden yapılan pazarlıkları yakından takip ettiğimiz bu dönemde SGK’nın özel hastanelere yaptığı ödemelerin büyüklüğünü gelin hep birlikte inceleyelim.
BÜTÇENİN YARISI SGK HARCAMASI
Merkezi bütçenin 2023 yılı kesinleşen gelir tutarı 5.210.488.000.000 TL (beş trilyon iki yüz on milyar dört yüz seksen sekiz milyon TL) iken aynı yıl için SGK’nın toplam gideri 2.232.339.000.000 TL (iki trilyon iki yüz otuz iki milyar üç yüz otuz dokuz milyon TL) oldu. Bu durumda merkezi yönetim bütçesinin yüzde 43’lük kısmını SGK harcamaları oluşturdu.
(Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı Aralık 2023 Bütçe Gerçekleşme Raporu)
2023 yılı SGK’nın toplam sağlık harcaması 553 milyar 143 milyon tutarında. Bu kapsamda SGK bütçesinin yaklaşık dörtte birini sağlık harcamaları oluşturmaktadır. Bu harcamaların yüzde 66,4’ünü tedavi harcamaları oluştururken, yüzde 33,6’sını ilaç (ilaç, reçete bedeli ve diğer kalemler) harcamaları oluşturmakta.
2023 yılında SGK’nın Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca 13 başlık altında 2907 denetim, teftiş, soruşturma gerçekleştirilmiştir. Başlatılan soruşturmaların sadece 85 adedi hastaneler ve tıp merkezleri hakkında yapılmış olup bu payın toplam teftiş içindeki payı yüzde 3’ü geçememiştir.
SGK tarafından özel hastanelere 2023 yılında 34 milyar 525 milyon liralık ödeme gerçekleştirilmiştir.
(Kaynak: 2023 Yılı SGK Faaliyet Raporu)
Yapılan yüzde 3’lük denetimlerdeki sağlık hizmetleri alanında tespit edilen SGK’nın kurum zararı 271.051.871,20 TL (İki yüz yetmiş bir milyon civarı) olmuştur. Bu kapsamda denetim raporları sonrasında sağlık hizmetleri sözleşmesi gereği önerilen ceza tutarı 1.024.420.649,89 TL (bir mlyar TL’yi) aşmıştır.
(Kaynak: 2023 Yılı SGK Faaliyet Raporu)
2023 yılında müfettişler tarafından ödeme durdurma kararı verilen Sağlık Hizmet Sunucusu sayısı sadece 12’dir.
350 MÜFETTİŞ YETMİYOR
SGK’nın aktif olarak istihdam ettiği teftiş kurulunda 350 müfettişi bulunmaktadır. Bu müfettişler şüpheli gördükleri işlem ya da şikâyet üzerine ilgili hastaneleri incelemeye tam olarak yetkilendirilmiş devletin en üst düzey memurları. Eskiden bu birimde görev yapan müfettişlerin tamamına yakını doktor ya da eczacı iken bugün bu birimde görev yapan personelin 347 tanesi iktisadi ve idari bilimler (fen/sosyal) mezunu olan müfettişlerden ibaret olup sadece 3 tanesi eczacı müfettiş olarak kurulda görev yapmakta.
Sözün özü; insani yaşat ki devlet yaşasın felsefesinden, isabetlide olsa geç işleyen adaletin zulüm olduğu sözü ne katılmamak mümkün mü?