Türk basınının çınarına veda ettik

“Neylersin ölüm herkesin başında,

Uyudun uyanmadın olacak,

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında!”

Cahit Sıtkı Tarancı’nın bu dizeleri, ölüm gerçeğini en yalın şekliyle anlatıyor.

Hangi yaşta olursa olsun, her ölüm acıdır ama bazı ölümler derin izler bırakır.

★★★

Perşembe günü Zincirlikuyu Camii’nin avlusunda, benzeri görülmemiş, büyük bir kalabalık vardı.

Başta gazeteciler olmak üzere her meslek grubundan insanlar, yazar, gazeteci, denizci, uzun yol kaptanı Necati Zincirkıran’ı sonsuzluğa uğurlamaya gelmişlerdi.

Uzun yıllar birlikte çalıştığım meslek büyüğüm Necati Zincirkıran, çok iyi bir gazeteci, çok iyi bir insan, çok iyi bir aile babasıydı...

...Ve uzun yol kaptanı ehliyetine sahip usta bir denizciydi.

Büyün iyilikler onda toplanmıştı sanki...

★★★

Hürriyet Gazetesi’nin “Babıâli’nin amiral gemisi” olduğu yıllarda Genel Yayın Yönetmeni Necati Zincirkıran’dı. Hürriyet’in o zamanki tirajı 1 milyonu aşmıştı.

Necati Zincirkıran, gazetecilikte çok şeyler öğrendiğim ve “Üstat” dediğim iki meslek büyüğümden biridir.

İlki, Hürriyet ve Günaydın gazetelerinin sahibi, efsane medya patronu Haldun Simavi, diğeri büyük usta Necati Zincirkıran...

İkisi de Türk basınının çınarlarıdır.

O çınarlardan birini kaybettik. Diğeri (Haldun Simavi) halen Londra’da yaşıyor ve Türkiye’de olup bitenleri uzaktan izliyor. Allah uzun ömür versin.

★★★

Necati Zincirkıran’ın güzel bir teknesi vardı... Yaşının ilerlediği son yıllar hariç, yaz aylarını eşi Neriman Hanım’la birlikte denizde geçirirdi...

Bir defasında onun teknesiyle Bodrum’da denize açılmıştık. Birden fırtına çıktı. Tekne dalgaların üzerinde yükselip, sularda açılan derin çukurlara doğru indikçe yüreğim ağzıma geliyordu.

Ben “Fırtınaya fena yakalandık” deyince tatlı tatlı gülmüş:

“Bu da fırtına mı? Sen fırtına görmemişsin” demiş ve eklemişti:

“Ayrıca... Ülkemizdeki fırtına daha büyük!”

Mekânın cennet olsun sevgili üstadım. Huzur içinde yat.

Bu 4 maddenin hangisi onlara batıyor?

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’u harekete geçirip, Anayasa’yı değiştirmek isteyenler şu 4 maddenin hangisinden ve neden rahatsız olduklarını net olarak anlatsalar da, biz de öğrensek!

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilk 4 maddesi:

MADDE-1) Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

MADDE-2) Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

MADDE-3) Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklâl Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

MADDE-4) Anayasa’nın 1. Maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. Maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. Maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

TEBESSÜM

Yün kırpılır, deri yüzülmez!

Roma İmparatoru Tiberius, vergileri aşırı derecede arttıran eyalet valisini hemen görevden almış.

Şaşkına dönen vali boynunu bükerek “Suçum nedir efendimiz?” diye sorunca, imparator:

“İyi bir çoban, koyunların yününü kırpar ama derisini yüzmez!” diye gürlemiş. Bu söz, günümüzde millete vergiler yağdıran Bakan Şimşek Bey’e bir nebze ders olur mu acaba?

GÜNÜN SÖZÜ

Baki kalan bu kubbede “Hoş bir seda” imiş. (Şair Bâki)

Yazarın Diğer Yazıları