Bir arkadaşım anlattı.
Bayramda misafirleriyle, bilinen bir et lokantasına gitmişler.
6 kişi, etin yanına salata ve cacık da söylemişler.
Arkadaşım cacığı kaşıklarken bir cam parçası dilini kesmiş!
Hemen peçete bastırıp kanamayı geçici olarak durdurmuşlar.
Ama yemek de zehir olmuş!
Böyle bir durumda lokanta işletmecisi ya da yöneticileri ne yapar?
Müşteriden binbir özür dilenir ve hesap alınmaz ya da en azından büyük bir indirim yapılır, değil mi?
Özür dilenmiş dilenmesine ama, adisyon da önlerine konulmuş!..
16 bin lira!..
★★★
Arkadaş yaşadıklarını anlatırken “Gözlerime inanamadım ve garsona cam parasını da mı aldınız diye sordum!” diyor.
Kanama tekrar başlayınca oradan çıkıp, doğruca bir özel hastaneye koşmuşlar.
Dil kesiklerine dikiş atılmıyor.
Özel bir yapıştırıcı ile müdahale ediliyor.
Oraya ne ödediğini sordum.
“6 bin lira” dedi.
Yani bir yemeğin maliyeti hastane masrafıyla birlikte 22 bin lirayı bulmuş…
★★★
Dün ben bu yazıyı kaleme alırken merakla beklenen emekli zammı açıklandı.
En düşük emekli aylığı 12 bin 500 lira oldu.
Açıklamayı İstanbul’da emeklilerin bulunduğu bir kahvehanede izleyen SÖZCÜ TV muhabiri Meral Danyıldız mikrofonu uzattığı, hayal kırıklığı içindeki emeklilere bir dokundu bin ah işitti.
Ağlamaklı emeklilerin cevapları şöyleydi:
“Biz pek umutlu değildik ama en azından 17-18 bin lira olmasını bekliyorduk.”
“Hayal kırıklığı içindeyim. Alay eder gibi bir zam! Benim kiram 10 bin lira, 20 bin lira olsa yine geçinemem…”
“Eskiden çayımızı içer, arkadaşlarımıza da ikram ederdik. Şimdi ancak kendimiz bir bardak çay içebiliyoruz…”
★★★
Sonra kadim dostum, tiyatromuzun büyük ustası Müjdat Gezen’i arayıp, zammı nasıl bulduğunu sordum.
Kısa ama çok anlamlı bir cevap verdi:
“Allah bunu yapanlardan razı olsun. Allah bunu yapanların da maaşlarına zam ihsan eylesin. Allah bunu yapanların...”
★★★
Sözü fazla uzatmaya gerek yok.
Cumartesi günü, İzmir’in göbeğinde, gencecik iki değerli yurttaşımız sokakta yürürken su birikintisindeki elektrik akımına kapılıp yaşamlarını yitirdiler.
Böylece yüreğimiz sızlayarak bir kez daha gördük ki; Türkiye’de her şey çok pahalı, en ucuz şey ise insan hayatı!..