TÜSİAD’dan küresel düzene ve Türkiye ekonomisine uyarı
TÜSİAD Genel Başkanı Orhan Turan, YİK toplantısında küresel belirsizliklerin arttığını vurgulayarak iş dünyasının enerjisini enflasyon sarmalına değil uzun vadeli yatırım ve üretime yönlendirmesi gerektiğini söyledi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısı YİK Başkanı Ömer Aras'ın konuşmasıyla başladı. Genel Başkan Orhan Turan'ın konuşmasıyla devam etti. Son olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Fatih Karahan Türkiye ve küresel ekonomiye dair konuştu.
TÜSİAD Genel Başkanı Orhan Turan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
"Amerika ve Çin arasında devam eden şiddetli mücadelenin nasıl devam edeceğini öngöremiyoruz.
Bu sürecin boyutlarını bilebilmek de henüz mümkün değil.
Küresel siyasette de yeni yön arayışları var. Ama bu sürecin nereye evirileceğini şimdilik tahmin edemiyoruz
Birçok ülkede gelir adaletsizliği gibi sorunlar mevcut. Bu durum siyasette alternatif arayışlarını güçlendiriyor. Dünyanı farklı ülkelerinde siyasette yeni yön arayışlarının ne yöne evirileceğini göreceğiz.
Büyüme, ticaret ve yönetişimin kurallarının yeniden yazılacağını biliyoruz.
Öngörülemeyen bu konularda proaktif olacağız.
Değişimi yönetmek ve gelişmeleri kendi lehimize çevirebilmek için doğru pozisyonları zamanında almak gerekiyor. TÜSİAD olarak dünyada hüküm süren değişim ve gelişimi çok yakından takip ediyoruz.
Bugünlerde karşı karşıya katlığımız şoklarla uğraşmaya çalışırken yarınlarda güçlü olmak için strateji geliştirmeyi ihmal etme tuzağına düşmemeliyiz.
İş dünyası tüm zamanını kur, faiz, enflasyon sarmalına yönetmeye ve finansman sıkıntılarını çözmeye ayırmamalı.
Enerjisini uzun vadeli yatırım ve üretim kararlarına ayırabilmeli. Hiç şüphesiz bu imkanı sağlayacak en önemli koşul enflasyonun kalıcı olarak tek haneye inmesi.
Fakat enflasyonla mücadeleyi kazanmak yeni küresel ekonomide tek koşul değil."
Toplantı Karahan'ın konuşmasıyla devam ediyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulunuyor.
Karahan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şunlar:
Üç hedefimiz vardı: Rezerv yeterliliği, KKM bakiyesini azaltmak ve fiyat istikrarını sağlamak.
En önemli önceliğimiz fiyat istikrarı.
Dezenflasyon sürüyor ve sürecek.
Sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz.
Bugün önemli konulara değinmek istiyorum:
Öncelikle fiyat istikrarı ve faiz kararı… Fiyat istikrarı sağlanırsa öngörülebilirlik sağlanıyor, bu da faiz indirimlerini kalıcı kılıyor ve uzun vadeli finansmana erişilebilirlik getiriyor. Bu iyileşmeyle beraber uzun vadeli yatırımlar sağlanır.
2020’den sonra yüksek enflasyonla tanıştık. Bu dönem aynı zamanda para politikasının gevşek olduğu dönemdi. Yatırım yapmak isteyenin erişim açısından da maliyet açısından da zorlanmayacağı bir dönemdi. Ancak veriye baktığımızda, fiyat istikrarının olduğu dönemdeki yüzde 8’lik büyümenin bu dönemde zayıfladığını görüyoruz. Bu süreçte büyüme oranları fiyat istikrarıyla aynı oranda oldu.
2023 başında cari açığın millî gelire oranı yüzde 5’i aştı.
Parasal sıkılaşmaya 2 yıl önce başladık. Enflasyonun yüzde 75’le zirve yaptığını, şu an yüzde 31’e düştüğünü görüyoruz. Talepte dengelenme, fiyatlama davranışlarında normalleşme ve enflasyon beklentilerinde iyileşme olarak sıralanabileceğini söyleyebiliriz.
Her kalem grubun enflasyonu aynı değil. Temel mallarda enflasyon manşetin altında, gıda enflasyonu oynak olurken hizmet ise manşetin üzerinde. Bu grupta enflasyon hâlâ yüzde 44 seviyesinde. Bu, enflasyonun düşmediğini göstermiyor; önceye kıyasla yavaşladığını görmekteyiz. Gıda enflasyonunda yaz aylarında 8 aylık bir yükseliş gördük. Bu da yıllık enflasyonu etkiledi.
Kira ve eğitimde enflasyonun yüzde 60’lar olduğunu ve manşetin 2 katı olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni deprem etkisi. Büyük şehirlere göç fiyatlarda etkili oldu. Hem kira hem eğitimdeki artış geçmişteki etkilerin yansıması.
Önümüzdeki günlerde kira enflasyonu manşete yaklaşacak. Üretici enflasyonu yüzde 20 seviyesine geriledi. Hizmet sektöründe enflasyon ise şu an 35 seviyesine düştü.
Enflasyon beklentileri, enflasyonu etkileyen aktörler arasında. Enflasyon beklentileri 3 grupla şekilleniyor:
– Piyasa katılımcıları: Görevi enflasyonu takip etmek.
– Reel sektör: Firmalar fiyat belirleyici olduğu için planlamalarını buna göre yapar.
– Hanehalkı beklentileri: Tüketim tercihini enflasyona göre belirledikleri için enflasyonu etkiliyor.
FAİZLER NASIL DÜŞER?
Politika faizi Merkez Bankası tarafından belirleniyor, piyasa ise farklı unsurlarla belirleniyor. Biz bu fonlar üzerinden bankalara kredi sağlıyoruz.
Bu durumda Merkez Bankası’nın faiz adımı, piyasa üzerindeki faizler üzerinde sınırlı düzeyde. Bu değişiklikler piyasaya hemen yansımaz. Eylül 2022’de başlayan indirim döngüsünde 5 puan indirildi, ancak piyasa faizlerinin yüzde 4,5; tüketici faizlerinin 5 puan, Hazine’nin ise 7’den fazla arttığı görülüyor.
Merkez Bankası indirirken piyasada faizler gerilemedi. Burada enflasyon beklentileri yükseldi. Bu da orta ve uzun vadedeki oranlara yansıtılmakta zorlanıldı.
Haziran’da faizleri sabit tuttuk. Bu durumda hem mayıs hem haziran enflasyonunun olumlu gelmesiyle, fonlama maliyetleri düşmemiş olsa dahi piyasa faizleri geriledi.
Şu anki dönemde ise toplamda 6,5 puanlık indirime gittik. Hem ticari hem tüketici faizleri düştü. Enflasyon faizleriyle beraber tahvil faizleri de düştü. Süreç devam ettikçe kredi vadeleri artmaya devam edecek.
Sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Enflasyon görünümünü toplantı bazlı ve ihtiyatlı şekilde ilerleteceğiz. Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme ve toplum refahı için önkoşulumuzdur.