Yılbaşı otomatik zam oranı yüzde 23’ten yüzde 16’ya inebilir

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek enflasyonla mücadeleye gelecek yıl ek destek vereceklerini söyledi. Bu kapsamda “yeniden değerleme oranını hedef enflasyona göre belirleyeceğiz” dedi. Yılbaşındaki otomatik zamların bu kararla yaklaşık yüzde 23 yerine 16’ya düşmesi beklenebilir.

Yeniden değerleme oranı ekim ayı sonunda üretici fiyat artış ortalamalarına göre belirlenen bir oran. Pazartesi günü açıklanacak rakamlara bağlı olarak yeniden değerleme oranının yüzde 22-24 arasında kesinleşmesi bekleniyor.

Şimşek’in söylediğine göre; yılbaşında otomatik olarak yeniden değerleme oranında artırılan vergi, ceza ve harç artışları bu oranın altında belirlenecek. Ancak hedef enflasyon oranı konusunda ikircikli bir durum var. OVP’de yüzde 16’lık 2026 enflasyon hedefine ulaşılması neredeyse imkansız görünüyor.

Merkez Bankası’nın kasımda açıklayacağı Enflasyon Raporu’nda bu hedefi değiştirip değiştirmeyeceği henüz bilinmiyor. Örneğin geçen yıl Merkez, 2025 enflasyon hedefinin tutmayacağını bilmesine rağmen, yılbaşından önce değişiklik yapmamıştı. 2025’in ilk Enflasyon Raporu’nda hedefi yükseltmişti.

ASGARİ ÜCRET İÇİN Mİ YAPILIYOR?

Eğer Merkez Bankası kasımda değişiklik yapmaz, Bakan Şimşek’in sözü yerine gelirse; o zaman yüzde 22-24 arasında çıkacak yeniden değerleme oranındaki yılbaşı zamları yüzde 16’ya düşecek. Merkez hedef değiştirirse büyük ihtimal yüzde 19’a çıkarması bekleniyor. Hedef değişirse yeniden değerleme oranı yüzde 19 olarak saptanır, indirim 7’den 4 puana iner.

Bu noktada “yeniden değerleme oranının asgari ücret zammını düşük tutmak için mi indirildiği” sorusu akla gelecektir. Ekonomi yönetimi yeniden değerleme oranının hedef enflasyon kadar tutarak, ileriye dönük fiyatlamaları etkilemeyi amaçlıyor. Bu yolla enflasyonla mücadeleye katkı amaçlıyor.

İşte bu noktada “gelirler politikası” denilerek, “ücretlerin hedef enflasyona göre belirlenmesi” niyeti ortaya çıkıyor. Hedefler hiç tutmadığı için, artık asgari ücret zammının hedef enflasyona göre verilmesi fikrine herkes, baştan karşı çıkıyor. İşte bu güvensizliği gidermek için, “biz kamu olarak alacaklarımızı da düşük oranda artırıyoruz” denilerek, düşük ücret zammını zorlamaya çalışabilirler.

Geçen yıl yüzde 21 hedefine geçmiş yıl kayıpları eklenerek, asgari ücret zammı yüzde 30 olarak belirlenmişti. Yüzde 21 hedefi yerine yüzde 32’lik enflasyon gerçekleşeceği için, işçilerin geçen yıldan kalan 11 puanlık artışın bu yılki zamma eklenmesi talepleri doğal olacaktır.

Yani yüzde 16 hedef enflasyon, üzerine 11 puanlık telafisi eklenince asgari ücret zammı, yüzde 27’ye çıkıyor. Açlık sınırı da gözönüne alınırsa, bu oranın yüzde 33-34 olması beklenebilir. Yani bu gidişle yüzde 29-30 zam beklenebilir.

SİYASİ RİSK YİNE ENGEL

Enflasyonla ilgili gelişmeler hakkında dün Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Bakan Şimşek, verecekleri ilave destek kapsamında “negatif çıktı açığı üzerinden dezenflasyon devam edecek” demiş. Yani büyüme oranlarının 2026’da da yüzde 3 civarında tutulacağını ima etmiş.

Bu kapsamda iç borç çevirme oranının 2026 yılında yüzde 100’un altına indirileceğini kaydeden Şimşek, “Böylece kamunun çektiği fonların daha fazla özel sektöre akacağını” da kaydetmiş.

Özet olarak; Merkez Bankası yönetimi de Bakan Şimşek de, enflasyonda yaşanan umutsuzluk havasını kırmaya çalışıyorlar. Mali disiplinin sürüp, faiz dışı fazlanın artırılmasını ve kamu zamları düşük tutularak enflasyon hedefine ulaşılacağı umudunu vermek istiyorlar.

Ancak Bakan Şimşek’in açıkça söyleyemediği iç ve dış siyasi riskler de var olmaya devam ediyor. Şimşek, “Türkiye’nin risk priminde de ciddi düşüş yaşandı. Zor bir coğrafyada yaşamasak ve sıkıntılı bir yıl geçirmesek 200’ün altında bir CDS konuşurduk” demiş.

Enflasyon ve istikrar konusunda oluşan umutsuzluğu kırmak istiyorlar ama özellikle içerideki yargı yoluyla siyasi baskıların süreceği anlaşılıyor. Bu anlayışla ekonomideki risklerin devam etmesi, enflasyonun hedeflere yaklaşamayacağı ortada.

Yazarın Diğer Yazıları