Yılı %40 kayıpla kapatan yeme içme sektörü: Son 25 yılın en kötü 3 ayını geçirdik

SAYİME BAŞÇI/ SÖZCÜ

Yüksek fiyatlar ve enflasyon etkisiyle sık sık gündeme gelen, sadece yerli tüketici değil yabancı turist için de pahalı hale gelen yeme içme sektörü, maliyetlerindeki artışa dikkat çekerek, “Bu işin kazananı yok, müşteri de, personel de işveren de mutlu değil” dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yeme İçme Meslek Komitesi Üyesi Yücel Özalp, 2025’in ilk çeyreğinin sektör açısından son 25 yılın en kötü 3 ayı olduğuna işaret ederek, “Pahalıyız ama asıl sebebi maliyetlerdeki artış.

Bir ürünün Antalya’dan İstanbul’a gelmesi üretiminden daha çok paraya mal oluyor. İşçilik maliyetleri çok arttı. Personel maaşları dünyada cironun yüzde 25’ine denk gelirken, bizde yüzde 45-50 bandında. Bu yıl 2024’e göre enflasyondan dolayı ciro artışı olsa da ancak giren kişi sayısı ve kişi başı harcama miktarında yüzde 40 düşüş var. Müşteriler daha az dışarı çıkıyor, çıktıklarında daha az harcıyor” diye konuştu.

LOBİYE PAKET SİPARİŞİ

Kurun tutulmasının da pahalılığı etkilediğini aktaran Özalp, sektörde kötü örneklerin genelleştirildiğini ve kurunun yanında yaşın da yandığını belirtti. Otellerin 100 Euro’ya oda verirken, bir öğün yemeğin maliyetinin bir otel odası maliyetinden yüksek olabildiğini söyleyen Özalp “Şehir otelleri de boş, boşluktan da öte asıl sıkıntı kaliteli para harcayan turist yok. 5 yıldızlı otelde bile otel lobisinde paket servis yemek siparişi veren müşteriler var” dedi.

Sektör güllük gülistanlık değil

İTO Yeme İçme Meslek Komitesi Başkanı Ebru Koralı, sektörde el değiştirmelerin olduğuna işaret ederek, ”Şirket kapatmak kolay değil. Sektörde bir sıkışma var. Bu yıl 2-4 marka geldi. Yatırımlarda güllük gülistanlık bir durum yok. 30 odalı bir otelde 9 kişi ile kahvaltı dahil bütün işi çözebilirsiniz. Bizde ise 9 kişi ile ancak kahve servisi yapabiliriz. Enflasyona bağlı ciro artışı var ama gelen kişi sayısında düşüş var” dedi.