Z Kuşağı işyerinde en çok bundan nefret ediyormuş
Z Kuşağı iş hayatında daha çok yer aldıkça işyeri alışkanlıklarına yönelik çalışmalar da artıyor. Araştırmaya göre eski tip değerlendirme sistemleri, Z Kuşağını çileden çıkarıyor...
1997 ile 2012 yılları arasında doğan Z Kuşağı çalışanları, klasik yıllık değerlendirme sistemine tepkili. Liderlik danışmanı Tracy Lawrence, Forbes için kaleme aldığı makalede bu yaklaşımın Z Kuşağına hitap etmediğini belirtti.
Lawrence'a göre Z Kuşağı, aylar önce yaptığı bir iş hakkında şimdi değerlendirme almak istemiyor. Bu nesil, anlık geri bildirimlerle büyüdüğü ve sosyal medyada anında tepki almaya alıştığı için yıllık değerlendirmeler onlara hem yapay hem de uzak geliyor.
Baby Boomer kuşağı (1946-1964), yıllık değerlendirmeleri 'resmi karne' gibi görürken, X Kuşağı (1965-1980) bu süreci gereksiz bulup görmezden gelmeyi tercih edebiliyor. Ancak Z Kuşağı çok farklı: Sürekli geri bildirim, kişisel gelişime odaklı yönlendirme ve düzenli iletişim istiyorlar.
"İNTİKAM İSTİFASI" YÜKSELİŞTE
Lawrence, Z Kuşağıyla doğru şekilde iletişim kurmayan yöneticilerin şu sorunlarla karşılaşabileceğini belirtiyor:
- Daha hızlı tükenmişlik sendromu
- Düşük iş bağlılığı
- Kötü kurum kültürü
- Artan işten ayrılmalar
Bu noktada içerik üreticisi Ben Askins'in uyarısı da dikkat çekici: "Revenge quitting" (intikam istifası) yükselişte.
Bu terim, çalışanların adaletsizliğe uğradıklarını düşündüklerinde işi en uygunsuz anda bırakarak işletmeyi sekteye uğratma biçiminde protesto etmelerini ifade ediyor.
ANLIK GERİ BİLDİRİM ŞART
Lawrence, yöneticilerin artık anlık ve anlamlı geri bildirim mekanizmalarına geçmeleri gerektiğini söylüyor. Bunun için önerileri şöyle:
- Haftalık online ya da e-posta üzerinden geri bildirim toplantıları
- Bölümler arası çapraz değerlendirme sistemleri
- Geri bildirimi sadece performansa değil, kişisel gelişim ve kariyer hedefleriyle ilişkilendirme
- Hedef takibi ve şeffaf terfi sistemleri için dijital araçlardan faydalanma.
Lawrence şunu da vurguluyor: "Z Kuşağı profesyonel gelişimi, kişisel gelişimin bir uzantısı olarak görüyor. Geri bildirimler, yalnızca iş sonuçlarına değil, bireysel değer ve hedeflerle de bağlantılı olmalı."