Kapı kolları... Evet, yanlış duymadınız. Bir zamanlar arabaların en sıradan, en basit parçalarından biri olan bu küçük mekanizma, bugün teknolojiyle süslenmiş bir baş belası haline geldi. Eskiden elimizi uzatır, kapıyı açardık. Şimdi ise sensörlerin keyfine kalmış bir oyunun içindeyiz. Soğuk hava mı var? Geçmiş olsun, kapı açılmaz. Eliniz mi terledi? Dokunmatik ekran çalışmaz.  

Yahu bu gözler, ‘Hemen geliyorum’ deyip arabasını şarj etmek için karda kışta şort terlik dışarı çıkıp da kapıyı bir türlü açamadığı için arabasına bagajdan giren arkadaşlar gördü.  

★★★

Otomobil şirketleri, arabaları ‘akıllı’ yaparak sürücülere iyilik yaptıklarını sanıyor ama aslında tam tersi oluyor. Çünkü artık basit bir düğme yerine, sürüş esnasında ekranlara dokunarak menüler arasında gezmek zorundayız. Gözümüz yoldan ayrılıyor, dikkatimizi toplamak imkânsız hale geliyor. 

★★★

Araştırmalara göre dokunmatik ekranlar sürücülerin dikkatini 40 saniye dağıtıyor. Yani hızla giderken 40 saniye boyunca bir menü içinde kayboluyorsun. 40 saniye! Bu süre içinde otoyolda dört şerit değiştirebilir, yanlışlıkla bir kasabaya sapabilir ve muhtemelen emniyet şeridinde dinlenen polis memurunun kahvesine dalabilirsin. 

★★★

ABD’de 2022’de sürücülerin yüzde 60’ı araba kullanırken dokunmatik ekranlarına hatalı dokunuşlar yaptığını rapor etmiş.  

Ve işin ironik tarafı... Avrupa’daki otomobil üreticileri, yıllarca Tesla’nın ekran odaklı tasarımına öykünüp düğmeleri ortadan kaldırdıktan sonra, şimdi tekrar düğmelere dönmeye başlamış! Büyük icat: Buton! 

★★★

Bir önceki arabamda; dokunmatik ekran ‘sayesinde’, basit bir klimayı açmak için bile beş farklı menüden geçmem gerekiyordu. Üstelik ekran, ellerim terli olduğunda algılamıyordu. El freni, elimin altına konulan basit bir düğme olduğundan bir defasında müziğin ritmine kaptırmışken yanlışlıkla bastım ve araba o hızla stop etti.  

Şu anki arabamda ise şerit asistanı yüzünden, aniden önüme direksiyon kıran bir otomobilden kaçamadığım için az daha kaza yapıyordum. O ‘asistan’ artık kapalı! 

Bir düğmeyi çevirip geçmek varken, neden yolda giderken telefonda oyun oynar gibi sürekli arabanın içini yönetmek zorunda kalıyorum!  

★★★

Temel olarak dokunmatik ekranların sorunu, hiç de dokunmatik olmayışları... Bir kere onları kullanırken bakmamız gerekiyor. Üstelik güneş vurunca her şey parlıyor, kayboluyor. Ayrıca düğmelerin sunduğu (bizim bir işlemi başarıyla tamamladığımızı hissettiren) geri bildirim, dokunmatik ekranlarda yok.   

Halbuki, düğmeler sadece biz tüketicilerin, dokunma duyusuna hitap eden bir enstrüman değil. Kallavi bir anahtarla otomobilin kapısını çevirip ‘şak’ diye açmak, elinle kavrayabileceğin levye kalınlığındaki bir el frenini, yavaşça çekip ‘tık, tık, tık’ sesini duymanın verdiği güven... Aynı benim salondaki 1990’lardan kalma amfinin kocaman, ağır ağır ama yağ gibi kayan ses düğmelerini çevirirken yaşadığım his gibi... 

★★★

Sevgili otomobil üreticileri, yeni bir fikir veriyorum: Bir dahaki modele kapı kolları ekleyin. Hani şu basit, açılabilenlerden. Biliyorum, çok radikal bir fikir ama belki de devrim niteliğinde olur!