YAKIN ÇEVRESİNE SORDUM: İMAMOĞLU CHP GENEL BAŞKANLIĞI İÇİN ADAY OLACAK MI?
Bir dostumla sohbet ediyordum: “2028’e ya da 2027’ye üç-dört sene var ancak CHP’nin cumhurbaşkanı adayı tartışması çok erken başladı. Kulisleri yazan yazana.” Bu cümleleri kurmadan hemen önce, T24’te Murat Sabuncu’nun “Bir CHP dört portre/ Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı olmak için harekete geçebilir” başlıklı yazısını okumuştum ve aklıma takıldı: “Gerçekten Ekrem İmamoğlu, CHP lideri olmak ister mi?”
Sabuncu şu kulis bilgisini paylaştı:
“... Bir süredir İmamoğlu yakın çalışma ekibi ile CHP genel başkanı olma, daha doğrusu adaylığını koyma konusunda adım atmayı tartışıyor. Bunun hem partiye hem kendisine nasıl bir siyasi gelecek oluşturacağına dair değişik çalışmalar yapılıyor. Hatta konuşulan konulardan birinin de İmamoğlu’na dair siyasi yasak getirecek yargı kararının ana muhalefet partisinin lideri olduğu takdirde kolayca alınamayabileceği olduğunu söyleyebilirim. Ya da böyle bir karar alınsa bile ‘bu kararı aldıranlarla mücadele’ yönteminin daha farklı olabileceği de belirtiliyor. Bu arada Eski Danıştay 3. Daire üyesi Prof. Dr. Ali Ulusoy’un, İmamoğlu hakkında mevcut davaya ek bir dava hazırlığı yapıldığı yolundaki yazısını da hatırlatmakta fayda var. (26 Ağustos 2024/T24)”
İmamoğlu’nu yakından tanıyan ve seçim ofisinde de çalışmış bir ismi aradım. Dedi ki:
“Murat Sabuncu’nun yazısını okudum, doğru ya da yanlış bir bilgi göremedim. Siyasi yasak cezası istinafta onaylanacağı için Ekrem İmamoğlu CHP lideri olacak. Peki genel başkan olursa ceza neden gelmiyor? Ben bu mantığı anlamadım.”
CHP İÇİNDEN BİR GRUBUN İSTEĞİ
Araya girdim ve sordum: “Kimler CHP genel başkanı olmasını istiyor?” İmamoğlu’nu yakından bilen isim yanıtladı:
“Bu olayı istinaf üzerinden köpürttüler. İsmini vermeyeyim; CHP içinden bir grup ‘Sen genel başkan ol, genel başkan olursan Yargıtay onaylayamaz’ dediler. Güldük geçtik. Mantığı olmayan bir durum. Belediye başkanı olunca ceza onanıyor ancak genel başkan olunca onanmıyor. O zaman bir örnek vereyim: Canan Kaftancıoğlu CHP il başkanıydı ve ceza çıktı.”
ANLAYAMADIĞIMIZ BİR OPERASYON VAR
O zaman bir başka soru. “Genel başkanlık” ya da “cumhurbaşkanlığı adaylığı” tartışmasıyla ilgili değerlendirmesini merak ettim:
“CHP’nin kurultayı en erken 2025 Kasım sonu ya da 2026 Kasım sonu. Bir yıl uzatma hakkı var partilerin. Bir buçuk ya da iki buçuk yıllık bir süreç için isimler üzerinde böyle çok konuşulmasını parti içinde bir kliğin çalışması olarak görüyorum. Kimseye de faydası yok. Bakın istinaftan umudumuz hiç olmadı ki. Cezayı onaylar diye bekliyoruz. Mesele Yargıtay. Anlayamadığım bir şekilde bir operasyon oluyor. Bizim mahalledeki gazeteciler de bu konuları konuşmaya teşne. Tüzük kurultayı var ve 81 il başkanı da imza vermiş. Sıra dışı bir durum yok. Her şey sakin.”
KILIÇDAROĞLU-İMAMOĞLU İŞBİRLİĞİ
Peki soru şu: “Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’yla bir işbirliği içinde mi?” Yanıtı çarpıcı:
“Kemal Bey aday mı olacak? Tabii ki olmaz. Eşyanın tabiatına aykırı durumlar var. (İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’yla işbirliği yapacak) deniyor. Artık bir şeyler yazarken mantık aranmaz oldu. Kemal Bey’in ağırlığı var ama genel başkan olma şansı yok.”
ANKET ÇALIŞMASI YAPMADI
Son sorum şu oldu: Ekrem Bey genel başkanlık için bir anket çalışması yaptırdı mı?
“Genel başkanlık için bir anket çalışması yapmadı Ekrem Bey. Neden yapsın ki? O zaman neden belediye seçimlerine girdi? İBB’ye neden aday oldu? Seçimden altı ay sonra İstanbul’u bırakmak ne demek? Yüzde 51 oy almış kişi neden bıraksın? Benim anlayamadığım bu tartışmaların bu kadar erken yaygınlaşması şaşırtıcı. Belediyeyi neden ve nasıl bırakacak? Faydası nedir? Eğer bir genel başkanlık çalışması yapsa, ‘Partide kendi getirdi kendi götürdü’ denilecek ve al sana kavga nedeni.”
SONUÇ: CHP mahallesi Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden tartışmaya devam edecek ancak bildiğim ve gördüğüm; milletin esas sorunu “adaylık” değil, ekonomi.