Hacı Bektaş-ı Veli vefatının 753’üncü yılında Hacıbektaş’ta düzenlenen kimi etkinliklerle anıldı.
CHP-DEM farklı program, devlet ise farklı program yaptı. Aleviler “kabelerinde” bölündü.
Zaten son dönemde Alevilik üzerine tartışmalar alevlendi.
-Ali’siz Alevilik...
-Müslüman Alevilik... Vs.
En son CHP’nin genel kongresinde tanık olduk bu gerginliğe.Kılıçdaroğlu çevresi bunu ısrarla sürdürüyor...
Keza: Son yıllarda yurt dışındaki Kürt hareketleri, Alevilik üzerine yıllardır hayli çalışma yapıyor; Aleviliği Kürtleştiriyor! Bir farklı tartışmada, sorunu birgün açarız...
Benim üzerinde durmak istediğim; etnisite/ kimlik politikalarının siyasete nasıl egemen kılındığı?
Solcular bile sınıf politikalarını unuttu, salt kimlik siyasetine sarıldı!
Etnisite, siyasetin öznesi oldu. Siyasetin yeni varlık-varoluş nedeni oldu bu kimlik politikaları...
Giderek artan bir şekilde ülkedeki tüm sorunların ana nedeni, “kimlik baskıları” gösterilmeye başlandı. Bir “eşit vatandaşlık” olsa tüm sorunlar çözülecekti sanki!
Ama kimse şunu kavrayamıyor: Kürtten Aleviye kimlikler, Amerikanlaştırıldı! Bu kimlik politikasını irdeleyen pek kimse yok...
Elimizde Diyojen feneriyle solcu arıyoruz! Kimliğin, sınıfa galip getirildiğini kavrayamıyorlar mı? Mesela:
Gelir dağılımı vs. konusundaki mücadelenin yerini, kimlik merkezli çatışmaların aldığı nasıl görmezden gelinir?
★★★
Giderek baskın hale dönüşen kimlik politikalarının cumhuriyete düşmanlık yaptığının kaç kişi farkında? Tüm cumhuriyet değerlerini parçalıyorlar, köksüzlük ve yapaylık yaratıyorlar...
Kurucu CHP, Hacıbektaş’ta dile getirdiği “eşit vatandaşlıktan” ne kastediyor, anlatsa da öğrensek! Toplumu politik olarak dönüştürmeyi hedefleyen Amerikan kökenli neoliberal söylemler bunlar. Yeni sağcılıktır özünde olan...
CHP, kimlik tuzağına nasıl düşer? Bilmez mi:
Cumhuriyete karşı güvensizlik yaratmak amaçlanıyor... Büyük idealleri çökertip, kolektif umutları yok etmek hedefleniyor.
Bizim bildiğimiz cumhuriyet; fırsat eşitliği taraftarı, anti ırkçı, anti sömürgeci tam bağımsızlıkçıdır.
CHP kendini sömürgeci Batı ile kıyaslamasın, biz hiç sömürgeci olmadık. CHP bunları bilmez mi?
★★★
Son kırk yılda hem sağ, hemde sol hükümetler, neoliberal gündemi takip etti. Ekonomik gerçekler yerine kimlikçi kültürel tartışmalar teşvik edildi. Böylece:
Siyaset kültürü geriletildi. Neoliberalizme çark eden Baykallar- Kılıçdaroğulları partinin devrimci geleneğini yozlaştırdı.
Sadece CHP değil; solcular, hiçbir güçlü itirazı ifade etmeyecek “uslu kibar” çocuklara evrildi.
Ekonomik gerçekçilik adına solun artık “antikapitalist efsaneyi” bir kenara bırakması gerekiyordu ki, bıraktırdılar. Her ülkede sembolik “Elveda Proletarya” kitabı çıkarıldı! Sınıf ayrımının modası geçmişti artık...
Zamanın piyasa ruhuna uygun olarak herkes, -dönek solcu- iktisatçılara teslim oldu; her dediklerinde keramet aradı. Onlar da -üniversiteler gibi- kimlik politikalarının öncüsü oldu. Kimlik siyaseti toplumsal sorunlardan kaçmanın yolu yapıldı...
Sınıf ayrıştı, mevcut kimliklerden biri haline dönüştürüldü: Kürt sendikası, Alevi sendikası, Türk sendikası ya da partisi veya derneği vs. vs. İtibariyle küreselcilerin istekleri gerçekleşti; toplumsal muhalefet mücadelesi bölündü.
İşçi hareketleri geriletilince, fikir meydanı kimlikçiliğe teslim edildi. Ardından... Kimliği referans almayan gerici faşist yapılıverdi!
Demem şu ki:
Hangi “Alevilik” olursa olsun kimlikçilik ile harmanlanan siyaset, hoşgörünün mabeti Aleviliği de uçuruma sürükler...
Ülkeye sıkılan mermidir kimlikçi siyaset, hayati sorundur.
Hele... CHP, ne ergen ne Amerikancı entel olmalı. Her aklına geleni söylememeli... Cumhuriyetçilik, halkçılık gibi kendi değerlerinden kuşku duymamalı.
CHP, kıyamet vizyonuna karşı dik durmalı!
Yoksa, CHP Hacı Bektaş-ı Veli’yi de, Mevlana’yı da ansın kuşkusuz...