Cambridge Arkeoloji Dergisi'nde (Cambridge Archaeological Journal) yayımlanan çalışmaya göre, Neolitik İrlanda’da (MÖ 3900-2500) inşa edilen megalitik anıtlar, daha önce sanıldığı gibi elit ve iç içe geçmiş hanedanlara değil, çok daha geniş ve çeşitli topluluklara hizmet ediyordu. Araştırmanın başyazarı Dublin Üniversitesi’nden arkeolog Neil Carlin’e göre bu yapılar, toplumun farklı gruplarını bir araya getiren tören alanlarıydı.
Önceki çalışmalar, bu anıtları inşa edenlerin sığır yetiştiren ve tahıl eken erken dönem çiftçiler olduğunu göstermişti. O dönemdeki yaygın görüşe göre, bu anıt mezarlar siyasi veya dini elit ailelere aitti. Ancak yeni DNA verileri bu varsayımı sorgulatıyor.
Araştırmacılar, İrlanda’daki mezar tiplerini dört ana gruba ayırdı. İlk üçü daha basit yapılar olup Neolitik dönemin erken evresinde kullanılıyordu. Dördüncüsü olan “gelişmiş geçit mezarları” ise yaklaşık MÖ 3300’de ortaya çıktı. Bu mezarlar taş koridorla girilen büyük dairesel höyüklerden oluşuyordu. Hatta bu yapılar, Stonehenge ve Mısır piramitlerinden bile daha eski.
Araştırma ekibi, geçit mezarlarına gömülen bireylerin çoğunun yakın akraba olmadığını tespit etti. Bu da, bu mezarların yalnızca hanedan ailelerine ait olduğu düşüncesini çürütüyor. Carlin’e göre bu durum, farklı toplulukların mevsimsel olarak bir araya gelerek birlikte çalıştığı, yemek yediği ve ölülerini gömdüğü sosyal yapının bir göstergesi olabilir.
Erken Neolitik dönemde kullanılan küçük ve basit mezarların, yakın akraba topluluklarına ait olduğunu gösteren DNA bulgularıyla uyumlu olduğu da ortaya çıktı. Ancak geç dönemdeki büyük geçit mezarlarında, gömülen bireylerin genetik olarak daha çeşitli ve uzak akraba oldukları saptandı.
Araştırmacılar, bu geçişin neden gerçekleştiğinin net olmadığını belirtiyor. Ancak İrlanda’daki geçit mezarlarının kümelenme biçimi, farklı toplulukların belirli zamanlarda törensel amaçlarla bir araya geldiklerini gösteriyor olabilir.