Tunceli'nin Pertek ilçesine bağlı Aşağıgülbahçe köyü sakinleri, geleneksel yöntemlerle ürettikleri çedene tozunu evlerinde kullanmanın yanı sıra satarak ek gelir elde ediyorlar. Sonbaharın gelmesiyle birlikte, bölgedeki engebeli arazilerde yetişen çedeneler olgunlaştı ve üreticiler hasat için hazırlıklara başladı. Yıllardır sürdürülen bu geleneksel üretim, hem köylüler için bir geçim kaynağı oluşturuyor hem de doğal ürünlere olan ilgiyi artırıyor.
Hasat öncesi çedene ağaçlarının altına çadır kuran Tunceli'nin köylüleri, gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra dallardaki yeşil çedeneleri sırıklarla düşürüyor. Yoğun bir mesai ile topladıkları çedeneleri torbalara dolduran köylüler, daha sonra ürünleri evlerine taşıyarak bahçelerinde güneşin altında kurumaya bırakıyor.
Birkaç günlük sürenin sonunda iyice kuruyan çedeneler, bu defa üreticilerce eleklerden geçirilip toz, toprak, ot ve dal parçalarından ayıklanıyor. Odun ateşi üzerine konulan saclarda kavrulan çedeneler, köylülerin "sıkot" adını verdikleri taş havanda öğütülerek kahve gibi toz haline getiriliyor.
Bilimsel adı "pistacia terebinthus" olan çedene, ülkenin farklı yerlerinde menengiç, çitlenbik, çıtlık, çitemik, bıttım, çıtımık, çıtlık, çetemük, yabani antep fıstığı, çıtırık ve çöğre adlarıyla da biliniyor.
Çedene üreticisi Mahmut Irmak, AA muhabirine verdiği röportajda, Aşağıgülbahçe köyünde yıllar önce dikilen birçok çedene ağacının bulunduğunu belirtti. Irmak, bazı komşularının bu ağaçları aşılayarak çam fıstığı üretimine geçtiğini de ekledi. Çedene üretimi hakkında bilgi veren Irmak, "Çedeneler yaz aylarında kırmızı, sonbaharda ise olgunlaşıp yeşil renge dönüşüyor. Çedeneleri geleneksel bir yöntem olan sıkot adı verilen taşla öğüterek hazırlıyoruz ve kilogramını 300-400 liraya satıyoruz." dedi.
Köylülerden Semi Ber de Aşağıgülbahçe köyünün 400 hanelik bir yer olduğunu anlattı.
Bölgede daha çok hayvancılığın yaygın olduğunu belirten Ber, "Bu aylarda çedene hasadı başlıyor ve biz de ev ihtiyacımıza göre topluyoruz. Çedene yağı çok sağlıklı ve Almanya'ya gittiğim zaman mutlaka götürüyorum. Bazı hastalıklara karşı çok faydası oluyor ve içinde herhangi bir katkı maddesi yok." diye konuştu.
Köylülerden Anık Öz, çedene ağaçlarının atalarından miras kaldığını belirtti. Çedene üretiminin zorlu bir süreç olduğunu vurgulayan Öz, "Çedene ağaçları her yıl bolca meyve veriyor ve sonbaharda çedeneleri toplayarak kahveye dönüştürüyoruz. Çedene kahvesini genellikle evde tüketiyoruz ve çok faydasını görüyoruz." şeklinde konuştu. Bu geleneksel içecek, hem sağlık açısından yararlı hem de köy halkı için önemli bir kültürel miras.