Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ), 12'üncü Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile Kuvvet Harp Enstitüleri 6'ıncı Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'ne katıldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli Savunma Üniversitesinin 8 yıl gibi kısa sürede kat ettiği mesafede büyük emeği olan rektörümüzü ve yöneticilerimizi kutluyorum. Bugüne kadar üniversite idaremize gereken her türlü desteği verdik. Eğitim faaliyetleriyle birlikte stratejik, bilimsel ve kültürel sahada attığı vizyonel adımlarla her zaman üniversitemizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da sizleri desteklemeyi sürdüreceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi yolumuzda, yönümüzde ileriye dönüktür. Dünya değişirken, Türkiye değişirken, ülkemizin karşılaştığı tehditlerin boyutu ve niteliği değişirken, askeri eğitim sistemimizin aynı kalması, hele hele geriye gitmesi asla tahayyül edilemez. Eğitimden silah ve teçhizata, vatan savunmasına dair hiçbir alanda geriye gidişe Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz. Her zaman daha yenisini, daha iyisini, daha mükemmelini hedefleyeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum" dedi.

"KAN DERYASINI DURDURMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ, YAPMAYI DA SÜRDÜRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Değerli arkadaşlar, coğrafi bakımdan, stratejik avantajlar sunduğu kadar tehdit ve tehlikeleri de beraberinde getiren bir konumda yer alıyoruz. İnsanlığın gündemini meşgul eden, hemen her kriz ülkemizin çevresinde yaşanıyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş iki buçuk yılını geride bırakmak üzere. Bir tarafın diğerine tam üstünlük sağlayamadığı çatışmalar zaman zaman tırmanarak ve ciddi can kayıplarına ve yıkımlara yol açarak devam ediyor. Yakın gelecekte üzülerek ifade etmek isterim ki savaşı sona erdirmeye dönük güçlü bir irade de görülmüyor. Bölgemizin bir müddet daha savaşın yükünü çekmeye devam edeceği anlaşılıyor. Türkiye olarak savaş tüccarları dışında kimseye bir faydası olmayan ve ikili komşumuza da zarar veren bu kan deryasını durdurmak için elimizden geleni yapıyoruz, yapmayı da sürdüreceğiz" dedi.

"NATO ZİRVESİNDE MUHATAPLARIMIZA ÇOK NET BİÇİMDE İFADE ETTİK"

Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Gazze'deki katliamı atlatmakta artık kelimeler dahi yetersiz kalıyor.16 bini çocuk, 40 bine yakın masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin masum insan yaralandı. İsrail'in doğrudan sivil yerleşim yerlerini hedef aldığı saldırıları sebebiyle Gazze'nin neredeyse dörtte üçü enkaz yığınına dönüştü. Savaş hukukuna dair hiçbir ilke, kural ve kırmızı çizgi dikkate alınmadı. Hatta kasıtlı olarak çiğnendi.

"HİÇBİR ÜLKE YÜZDE 100 GÜVDENDE HİSSEDEMEZ"

- Şunu bir defa açık açık söylemek lazım. 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşananlar savaş değildir. Devletin güvenliğini sağlama mücadelesi değildir. Meşru müdafaa hiç değildir. Gazze'de şahit olduğumuz düpedüz soykırımıdır. Katliamın, barbarlığın ve soykırımın en sevil örneğidir. Bu utanç lekesi ve masumların kanlarını dökenlerin ne de 9 aydır cinnet halini tribünden seyredenlerin alımlarından asla temizlenmeyecektir. İsrail, güvenliğini daha çok toprak işgal etmekte aradıkça Türkiye dahil ülkemizdeki, bölgemizdeki hiçbir ülke kendini yüzde yüz güvende hissedemez. Bu gerçekten hareketle zulme tepkimizi en sert şekilde gösterirken Gazze'de ateşkesin sağlanması ve kalıcı barışa giden yolun açılması için de yoğun çaba harcıyoruz.

- Arzumuz kısa sürede ateşkes ilan edilerek Gazze halkının bir nebze de olsa rahat nefes almasıdır. Bunun için İsrail hükümeti üzerinde daha fazla baskı kurulması gerektiğini NATO zirvesinde muhataplarımıza çok net biçimde ifade ettik. NATO'nun Gazze krizini görmezden gelemeyeceğini, bunun sonuçlarının çok ağır olacağını her görüşmemizde vurguladık."