Teksas Üniversitesi Austin ekibi tarafından yürütülen çalışmada, 20 yıl boyunca toplanan 471 su örneği analiz edildi. Araştırma, göldeki 2.855 bakteriyel genomun yüzde 80’inde mevsimsel değişimlere bağlı genetik döngüler tespit etti. Bakteriler, binlerce nesil boyunca evrimleşiyor, ardından bir önceki hallerine geri dönüyor.
Araştırmayı yöneten Brett Baker, bu bulguların mikrobiyal toplulukların zaman içindeki değişimini anlamamızda çığır açıcı olduğunu belirtti. "Bu veri, mikrobiyal ekoloji ve evrim hakkında daha fazla bilgi edinmemizin sadece başlangıcı," dedi.
Araştırma, çevresel değişimlerin bakteri türlerini nasıl etkilediğini de ortaya koydu. 2012 yılında yaşanan sıcak ve kurak yaz, göldeki nitrojen metabolizmasını etkileyen genlerde büyük bir değişikliğe neden oldu. Bunun, azalan nitrojen üreten yosun miktarından kaynaklandığı düşünülüyor.
Araştırmacılar, DNA dizilimlerini incelemek için metagenom analizi yöntemini kullandı. Mikroekolog Robin Rohwer, her bir bakteri genomunu bir kitap gibi düşünerek, "Bu kitapların cümlelerini bulup doğru sırayla yeniden bir araya getirmek gerekiyordu" diyerek çalışmanın zorluğunu anlattı.
Elde edilen bulgular, ekoloji ve evrimin birbirinden bağımsız değil, birlikte çalıştığını ortaya koydu. Bu durum, gezegenimizin ısınmasıyla birlikte daha da önemli hale geliyor. Bakterilerin karbon emilimi ve su ekosistemlerindeki besin zincirini nasıl etkilediği, bu adaptasyonlar sayesinde daha iyi anlaşılabilir.
Araştırma, bakterilerin iklim değişikliğine hem kademeli hem de ani çevresel değişikliklere adapte olacağını gösteriyor. Rohwer, "İklim değişikliği mevsimleri ve ortalama sıcaklıkları yavaşça değiştirirken aynı zamanda ani ve aşırı hava olaylarına da neden oluyor," diyerek bu değişimlerin mikrobiyal yaşam üzerindeki etkisine dikkat çekti.