Şile ilçesine bağlı Oruçoğlu köyünde yaşayan 65 yaşındaki Fatma Çetin, kayınvalidesinden öğrendiği sirke üretimi işini dördüncü kuşak olarak devam ettiriyor. 45 yıldır aile üyeleri ile sirke üreten Fatma Çetin, son 10 senedir de ürettiği sirkeleri satıyor. Çetin, kaynağı kendi bahçesinde ürettiği doğal malzemeler olan sirkeleri meşe fıçılarında bekletiyor. Çetin’in mutfağından çıkan yabani elma sirkesi, yabani armut sirkesi, muşmula sirkesi, kuşburnu sirkesi, kızılcık sirkesi gibi birbirinden farklı 36 çeşit sirke hem Şile'deki Yeryüzü Pazarı'nda hem de yurt dışında alıcı buluyor. İTALYA'DAN ÖDÜL ALDI Çetin'in ürettiği kestane balı sirkesinin ünü ise ülke sınırlarını aştı. İtalya'dan ödül alan kestane balı sirkesi, aynı zamanda dünya genelinde yerel ürünleri korumak, küçük üreticinin kalkındırılması, aracısız satış ve tüm dünyanın bu ürünleri tanımasını sağlamak amacıyla başlatılan Uluslararası Nuh'un Ambarı Listesi'ne girmiş durumda. Sirke üretimine nasıl başladığını anlatan Fatma Çetin, "Bu işe İstanbul'dan Oruçoğlu köyüne taşındığım zaman başladım. Bal sirkesi bizim atalarımızdan kalma. Dördüncü kuşak olarak yapıyoruz. Bal sirkesinin de satışını 16 senedir yapıyoruz. Önceden dedemizin balları vardı, kendisi yetiştiriyordu. Şu anda da balcılardan alıyoruz. Tabii denetlenmiş olan ballardan alıyoruz. Gıda mühendisleri, tarım mühendisleriyle çalışıyoruz" dedi. "8 AYDA OLUYOR" Sirke çeşitlerinden de bahseden Çetin, "36 çeşit sirkemiz var. Bunlar hep ormandan toplanır. Bir kısmını da kendimiz atalık tohumlarımızdan, meyvelerimizden hiç ilaçlanmamış olan, denetlenmiş olan meyvelerimizden yapıyoruz. Çok zor tabii ki, 8 ayda anca oluşuyor. Ama bir sene geçmesi gerekiyor. İtalya'dan ödül de aldık. Nuh'un Ambarı'na girdi. 26 ülke tek seçti sirkemizi. Şu anda dünya listelerine girdi ve UNESCO'ya da gitti. Coğrafya işareti verilecek, bekliyoruz. Herkese de öğretiyorum" diye konuştu. (İHA)