Geçtiğimiz cuma günü vizyona giren Yanımda Kal adlı filmde başrolü paylaşan Meriç Aral ile Çağlar Ertuğrul, SÖZCÜ'ye konuştu... Filmdeki Zeynep karakteri Meriç Aral'a kamera önünde neler yaşattı, bu karakteri oynarken zorlandığın noktalar neydi ve Zeynep nasıl birisi? MERİÇ ARAL: Zeynep çok deli dolu bir karakter. Yaşamayı çok seven, yaşama çok bağlı biri. Her anını dolu dolu yaşamaya çalışan ve küçük şeylerden mutlu olmasını seven biri. Zeynep’in bir rahatsızlığı var ve o kısımlarda o acıyı yansıtmak biraz zorladı beni. Çok rahat bir ekipleydik, Çağlar’la çok rahat çalıştığımız için zorlandığımı söyleyemeyeceğim. Ancak rahatsızlığı olan birini canlandırdığım için sadece onu yansıtma konusunda çok dikkatli davrandım. Umarım istediğim gibi olmuştur. Benim daha önce tecrübe etmediğim içsel zorluğu olan bir karakter. Çok dram oynamamıştım daha önce ama ekip ve partnerim Çağlar beni çok rahatlattı. Bu süreçte birçok şeye beraber karar verdik. Zorlukları beraber atlattık diyebilirim. Zeynep, amansız hastalığa yakalanmış bir genç kız... MERİÇ ARAL: Allah herkese şifa versin. Bu noktada asla haddimi aşacak bir şey söylemek istemem. Elbette bildiğim bir şey değil. Sadece hissetmeye ve yansıtmaya çalıştığım bir şey. Dolayısıyla bu role çalışırken kendimi çok hassas olmak durumunda hissettim. Şunu anladığımı söyleyebilirim, o an ne kadar mutlu olsan da kafanın bir yerinde hastalığı düşünüyorsun. Bu da insanı tabii ki duygusal olarak zorlayan bir süreç. Oyuncu olarak ben aklımın bir köşesinde bu durumu bilerek oynadım sahneleri. O karakterin genelini etkileyen bir şeydi bu. Kızın hayata bağlılığı da biraz hastalık üzerinden gelişiyor. Bence normalde de hayata bağlı bir kız ama bu durum onu bazı şeyleri normalden daha hızlı yaşamak durumunda bırakıyor. Amansız hastalıkla ilgili Çağlar Ertuğrul neler söylemek ister? ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Tedavisi olmayan bir ölümcül hastalıkla karşılaşmadım çok şükür. Böyle bir durum kolay olmasa gerek. Bununla yüzleşen çok insan var. Hepsine Allah'tan sabır diliyorum. Tabii ki hepimiz bir gün öleceğiz ama bunun yaklaşık tarihini tahmin etmek herkeste farklı etki yaratabilir. yanimda-kal-ic Emir'i nasıl anlatırsın bize, kazanma hırsıyla dolu bir yatırımcı mıdır? ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Çocukluğunda hırslı olmaya, sürekli çalışkan olmaya, kazanmaya zorlanmış birisi aslında. Eğitim sistemi ve iş hayatı, hatayı, başarısızlığı kabul etmiyor. Emir de özellikle babası tarafından zorlanmış biri. Aileler çocukları için en iyilerini isterler ancak bazen uzun vadede neye sebep olabileceklerini düşünmezler. Emir'in de hırsı sonradan canını sıkmaya başlıyor. Ekonomiden anlar mısın ve hayatının her hangi bir döneminde ticaret yaptın mı? ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Ekonomi tarihini takip etmeyi severim. İlgimi çeken bir konu, çünkü hatalardan ders almak ya da başarı hikayelerini takip etmek sizi de maddi manevi güçlü yapar. Bu konuyla ilgili en sevdiğim film The Big Short. Ticaret hiç yapmadım. Aşk, bu filmde canlandırdığınız karakterleri nasıl etkiliyor ve gerçek hayatta aşk sizi nasıl etkiliyor? MERİÇ ARAL: Aşk bence Zeynep’i müthiş motive ediyor. Bir yanıyla çok korkutuyor çünkü o kendi başına çıktığı bir yolda ilerlediğini düşünüyor. Bu yüzden bir sürü bedel ödemiş. Sevdiklerini üzmemek için bu süreci daha yalnız geçirmeye karar vermiş ama aşık olunca bu onu korkutuyor. Karşındakini üzecek olmanın korkusunu yaşıyor. Bir yandan da zaten kısıtlı bir zamanları olduğunu bildiği için hayata daha da bağlıyor ve motive ediyor. Bence aşk herkes üzerinde aynı etkiyi yapıyor. Aşk beni hayata çok bağlayan ve her şeyi yapabilirim hissi yaratan bir duygu... Tabii ki her şey iyi ve mutluyken, aşkın mutsuzluğu da ayrı bir olaydır. ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Emir, Zeynep'e aşık olduğunu hissettikten sonra kendini daha özgür hissediyor. Çünkü sistemin dışına çıkmaktan korkan bir işadamıyken Zeynep hayatına girdikten sonra cesurca spontane olabiliyor. Ben aşk kavramı üzerinde felsefe yapmayı sevmiyorum. Sevgi, saygı, tutkulu olmak gibi insani duyguların çok fazla üzerinde düşünmeden keyfini çıkarıyorum. Size göre aşk, her zorluğun üstesinden gelebilir mi? MERİÇ ARAL: Buna tek bir cevap vermenin doğru olmadığını düşünüyorum. Evet, aşk çok kuvvetli ve birçok şeyin üstesinden gelebilecek bir şey ama daha yıkıcı olabileceği zamanlar da olabiliyor. ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Gelmeli. En azından zorluğun üstesinden gelebilmek için sizi zorlamalı. Aksi takdirde tutku eksikliği oluyor. Aşkta gurur ön planda olmamalı. Ödün vererek, özverili olarak zorlukları beraber aşmak gerekiyor. Söz dizisinde ajan karakteriyle herkesin dikkatini çekmiştin... Bu karakterin sana göre büyüsü nedir? MERİÇ ARAL: Televizyonda kadınlara çok yazılmayan bir rol. Aksiyon ayağı ağar bir rol. Hem duygusal, hem de aksiyon tarafı olduğu için insanlar bunu televizyonda izlemeye çok alışık değiller. Ben büyüsünün bu olduğunu düşünüyorum. Bir kadının görevine ve ülkesine bağlılığı adına zaman zaman kendisini bile yok sayarak işini yapması bence büyüsü. Bu noktada oynadığım karakter birçok bedel ödüyor. Birçok sebeple çok çok severek canlandırdığımı söyleyebilirim. Bu rol bana çok uygunmuş ve ben de bunu oynarken farkettim. yanimda-kal-ic-2 Ajan karakteri için yakın dövüş ve atıcılık dersleri almış mıydın? MERİÇ ARAL: Yakın dövüş, silah kullanma dersleri aldım. Sette de profesyonel bir ekibimiz var ama öncesinde tabii yoğun bir hazırlık sürecim oldu. Yanımda Kal filminde ölümcül bir hastalığa yakalanmış şarkıcı bir kızı oynuyorsun, Söz dizisinde ise ajansın... Şimdi gönlünde nasıl bir rol var? MERİÇ ARAL: Kısa bir zamanda çok uç roller oynama fırsatı buldum. Hayal edemediğim bir rolle karşılaşmak isterim ama bunun şu anda cevabı yok. Mesela Eylem gibi bir karakteri oynamayı hayal edemezdim ve beni oyuncu olarak çok açtı. Zeynep’in de hastalığı olan, aşkı çok yoğun yaşayan bir karakter olması ben de oyuncu olarak çok büyük bir kapı açtı. Bundan sonrada dileğim yine beni şaşırtacak ve zorlayacak bir rolle karşılaşmak ama bunun ne olacağını şu anda ben de bilemiyorum. Fazilet Hanım'ın Kızları dizisinde genç kızlar seni çok beğenmişti... Yeni bir dizi yeni bir karakter ne zaman ekranda olacak, yoksa biraz dinlenmek mi istiyorsun? ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Dizideki karakter benim de beklentimin üstünde bir sempati topladı. Seyirciye ve destek olanlara teşekkür ediyorum. Tekrardan yeni bir dizide görmek istediklerini söylüyorlar. Umarım dizilerdeki çalışma şartları düzelir ben de geri dönmeyi düşünürüm. Dizi setleri giderek daha da yorucu mu oluyor, ne dersiniz? Setlerdeki çalışma koşullarını nasıl değerlendiriyorsunuz? MERİÇ ARAL: Dizi setleri çok yoğun ve bu zaten herkesin bildiği bir şey. Bunun birçok sebebi var. Bunları tek tek anlatmaya gerek yok. Bir zaman sonra o sürece giriyorsun ve belki içten içe daha yormaya başlıyor. Aslında bunlar setten sete değişen şeyler. Ben şu anki dizi setimi ve ekibimi çok seviyorum. Severek ve samimiyetle yapıyoruz ve aslında daha iyisini yapabilmek adına yorulmayı da göze alıyoruz. Bizim koşullarımız kolay değil çünkü Söz dizisinin formatı gereği çok konforlu koşullarda çalışmıyoruz ama kendi içimizde çok severek yaptığımız için bu koşullara kolay adapte olmanın yollarını bir şekilde buluyoruz. ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Özellikle ekip için daha yorucu oluyor. Onlar yorgun olunca mutsuz oluyorlar ve sonuçta bu işin kalitesine de yansıyor. Kalitesiz bir iş daha da mutsuz ediyor ve kısır döngüye giriyorsunuz. Ben hayatımda ilk serumumu dizi setinde aldım. Zaten gün geçmiyor ki birisi halsizlikten, iyi beslenememekten hasta düşmesin. 150 dakikalık diziyi 6 günde yazmak, çekmek, kurgulamak inanılmaz zor. İzleyen için de özet ve reklamlar da girince bu süreler ızdırap oluyor. Kesinlikle dizi süreleri kısaltılmalı. Oyunculuğa başladığınız film miydi dizi miydi, rolünüz neydi? Ve o günden bu yana oyunculukta aldığınız mesafeyi yeterli buluyor musunuz? MERİÇ ARAL: Çok saçma bir cevap vereceğim ama ilk oynadığım şey ilkokulda çocuk ansiklopedisi rolü oynamıştım. Oradan epeyce bir mesafe katettiğimi düşünüyorum. Sonra lisede tiyatro kulübündeydim. Bugün Git Yarın Gel Diye bir oyun oynamıştık, Alman dinlenme evi sahibi bir kadını oynamıştım. Çok keyifliydi. Profesyonel olarak ise Sultan dizisinde Diyar karakteriydi. O zaman tabii tecrübesiz olduğum için birazcık cahil cesaretiyle oynuyordum ve ne yaptığımı bilmiyordum ama hiçbir zaman hiçbir mesafeyi yeterli bulmuyorum. Bir yol katettiğimi düşünüyorum ama daha katedecek çok yollar olduğunu da biliyorum. Bu bir süreç. yanimda-kal-ic-3 ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Tiyatro ile başladım oyunculuğa. Çok keyifliydi. Profesyonel anlamda reklamlarla atıldım diyebilirim sektöre. Ardından bir gün kendimi Dağ filminde buldum. Benim için büyük şans oldu. Birçok fırsatı beraberinde getirdi. Geldiğim yeri unutmadan her şans için minnettarım. Daha da iyi işlerde olmak her oyuncu gibi benim de hayalim. Eğitimin sonu yok. Bundan sonra hedefleriniz, planlarınız nedir? ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Sürekli ertelediğim Los Angeles'a taşınma planım var. Aslında kısa bir süre yaşadım orada kendimi denemek adına ve oranın şartlarına ayak uydurabileceğime inandım. MERİÇ ARAL: Oynayabildiğim sürece oynamak istiyorum. Çünkü bu işi çok severek yapıyorum. Hedefim, planım şu diyebileceğim bir şey yok, gerçekten birçok koşula bağlı olarak ilerliyor bizim işimiz. Dilerim hep Yanımda Kal ve Söz’de olduğu gbi farklı karakterleri canlandırma fırsatı bulurum hayatım boyunca. film-afis İnsanlar neden Yanımda Kal filmini izlemeli? MERİÇ ARAL: Hayat birçok sebeple zor ama birçok sebeple de çok güzel. Bence bu film insanlara o zorluk içinde küçük şeylerin önemini ve insan ilişkilerinin kıymetini hatırlatacak sıcaklıkta bir film. İnsan olmanın güzelliğini hatırlamak adına izleyebileceklerini düşünüyorum. ÇAĞLAR ERTUĞRUL: Yanımda Kal inanma isteğini tazelemek isteyen herkese iyi gelecek bir film. Bence bu filmi izleyen herkes sevdiklerine bir kez daha sımsıkı sarılacak.