Günümüzde öğrenmenin ne anlama geldiği, nasıl tasarlandığı ve tasarlanması gerektiği gibi sorular etrafında şekillenen 4. İstanbul Tasarım Bienali, Akbank Sanat, Yapı Kredi Kültür Sanat, Pera Müzesi, Arter, SALT Galata ve Studio-X Istanbul olmak üzere Beyoğlu’nda yer alan altı farklı mekâna yayılıyor. Sergilerin yanı sıra birçok etkinliğe de ev sahipliği yapacak bu mekânlar bienalde tasarımla etkileşim halindeki alanlardan birine odaklanan ayrı bir okula dönüşecek. Bienalde tasarım, mimari, biyoloji, sosyoloji, gastronomi, pedagoji, ekoloji, teknoloji ve ekonomi gibi pek çok farklı alandan, 6 kıtadan 200’ün üzerinde katılımcının sergi ve projeleri yer alıyor. Tasarım eğitiminin nasıl farklı olabileceği, eskiden ve yeniden neler öğrenilebileceği, gelenekselle teknolojinin nasıl bir araya geleceği, farklı ağlar içinde nasıl farklı üretetilebileceği ve nasıl alternatifler yaratılabileceği gibi soruları merkezine alan 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde, haritalardan yiyeceklere, ölçüm birimlerinden zamana, el sanatlarından yapay zekâya, resimden uzay istasyonuna kadar tasarımı ve öğrenme biçimlerimizi farklı açılardan ele alan projeler yer alıyor. iksvtasarimbienali2 Okullar Okulu, bienal süresince düzenlenecek 100’ü aşkın söyleşi, performans, yüz yogası, blockchain atölyesi, koleksiyonerlik sohbeti, yemek atölyesi, kafe sohbeti, haritalama çalışması ve film programıyla eğitimi okulun ötesine taşıyarak tüm şehre yayıyor. 'CEVAPTAN ZİYADE SORULARA YOL AÇSIN' Basın toplantısındaki konuşmasında bienalin Okullar Okulu temasının çıkış noktasını ve bienalin yapısını anlatan küratör Jan Boelen, "Tasarım bienalini Okullar Okulu olarak adlandırarak geleneksel ‘kurum olarak okul’ çağrışımının ötesine geçmeyi hedefledik. Her şey ve her yer bir okul olabilir; tasarım ile girdiğimiz en ufak etkileşim bile pedagojiktir. Bauhaus’tan 99 yıl sonra tasarım disiplini ve dünya çok farklı bir yerde olmasına rağmen tasarım eğitimi büyük ölçüde aynı kaldı. Yine de eğitimin, deneylere ve yeni fikirlerin denenip sınanabildiği istisna alanlarına imkân veren bir geleneği hep vardı. Bir bienal bu alanların da ötesine geçebilir mi? Okullar Okulu; yaratıcı üretimi, sürdürülebilir işbirliklerini ve sosyal bağlar kurmayı cesaretlendiren bir dizi dinamik öğrenme formatı önererek kendini gösteriyor. Tasarımı ve tasarlamaktan öğrenmeyi bir pedagoji olarak ele alıyoruz. Tasarım, eğitim ve tasarım eğitimi hakkında bir tartışma başlatmak istiyoruz. Bienalin cevaplar sunmaktan ziyade sorulara yol açmasını istiyoruz. Bu da hepimize, kendi eğitimimizin aktörü olma sorumluluğunu yüklüyor” dedi.