Diyarbakır'ın Osmanlı Valisi Hadım Ali Paşa tarafından 1534 yılında inşa edilen cami bugünlerde adeta çürümeye terk edilmiş durumda. Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrılan yüksek bütçe tartışma konusu olurken, aynı kurumun sorumluluğunda olan caminin bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı metruk bir yapı görümünde olması başta mahalle sakinleri ve cami cemaatinin de tepkisine neden oldu. SÖZCÜ'nün yerinde incelediği caminin batısındaki medrese binası ise yürek sızlattı. Kısa süre önce restore edilen ancak korunamadığı için tekrardan eski haline dönen caminin medresesine ait pencere camları kırık, pencere kanatlarının da açık olduğu görüldü.
(FOTO: SÖZCÜ)
PENCERELER AÇIK GECE SOKAK HAYVANLARI GİRİYOR Pencerelerin açık olması nedeniyle geceleri sokak hayvanlarının girip kirlettiği, gündüzleri de farelerin cirit attığı bir mekân haline geldi. Medresenin hemen yanındaki mutfak ve lavaboların bulunduğu mekânın durumu da yine iç sızlatan görüntüye sahip. Mutfağın dolaplarının kırıldığı, çekmece ve elektrik tesisatlarına ağır hasar verildiği, lavabo ve muslukların söküldüğü, kapıların kırıldığı caminin ilgisizlikten bu hale gelmesi gerek tarih severleri, gerekse cami cemaatini çileden çıkardı.
(FOTO: SÖZCÜ)
600 YILLIK MEDRESEYE SERAMİK KAPLAMA Medresedeki restorasyonun da aslına uygun biçimde yapılmadığı belirtiliyor. Tarihi tescilli mekân olmasına rağmen medresedeki oda duvarlarının alçı ile sıvanarak üzerinin gelişigüzel boyandığı, zeminin ise orijinalinde taş yapı olmasına rağmen seramik fayanslarla kaplandığı dikkatlerden kaçmadı. Medrese odalarının kapı ve pencerelerinin açık olması ve bakımsızlıktan dolayı duvar ve zeminlerin küflendiği gözlendi. İki kısımdan oluşan ve Şafiler bölümü de bulunan caminin orta kısmı ibadete açık bulunurken, ana giriş kapısının sol tarafındaki binanın hali ise medreseden daha kötü durumda.
(FOTO: SÖZCÜ)
Küflenme ve rutubete bağlı duvarlarındaki sıvaları dökülen caminin pencere camlarının kırık olduğu ve içerisinin fazla ve gereksiz eşyaların istiflendiği bir depo olarak kullanıldığı belirlendi.