Gripin, 22 yıl önce mühendis, iktisatçı, iç mimar ve işletme mezunu 4 arkadaşın tesadüfen bir araya gelmesiyle kuruldu. Ortak sosyal çevre, ortak kültürel altyapı ve en önemlisi ortak müzik zevkleri grubu bugünlere başarıyla getirdi. Birol Namoğlu (vokal), Murat Başdoğan (gitarlar), İlker Baliç (davul) ve Arda İnceoğlu  ‘Gripin’i anlattı. Apolitik olmadıklarını ancak ülke sorunlarına da kayıtsız kalamadıklarını belirten başarılı grupla içten bir sohbet gerçekleştirdik... 50’li yaşların üzerindekiler Gripin’i ağrı kesici ilaç olarak bilir. Gruba adını nasıl koydunuz? Birol: Grubu kurduk kurmasına ancak bir türlü ismi bulamıyoruz. Üstelik ilk sahne alacağımız güne kadar. Gruba isim arayışımız sürerken, biraz da umutsuzluğa kapılmışken, Gayrettepe’deki fabrikanın tabelası gözümüze ilişti. O an Evren Gülçığ ile birbirimize bakıp ‘Neden olmasın?’ dedik. (Gülüyor.) Rock müzik genelde politik olur. Rock’da karşı çıkış, direniş olur. Sizin müziğiniz apolitik mi? Birol: İçimizden ne geliyorsa onları yazmaya çalışıyoruz. Aslında ‘Baba Mesleği’, ‘Böyle Kahpedir Dünya’ pek apolitik sayılmaz. Arda: ‘Nasılım Biliyor musun?’ Ulu Önder’e yazılan bir mektuptur mesela. İlker: Ama genellikle ikili ilişkiler hakkında şarkılar ürettiğimiz doğru. Murat: Elbetteki siyasete, dünyada ve Türkiye’de olan biteni takip ediyor, yaşıyoruz. Ülkenin sizce en büyük sorunu ne? İlker: Bence etkin değerlerden, ahlaki değerlerden uzaklaşmamız, kural, hak, hukuk tanımamamız. Bu market sırasından trafikteki kural tanımazlıklara, liyakat ilkesinden uzaklaşmaktan eş dost kayırmaya kadar gidiyor. Arda: Kadına, çocuğa, tüm canlılara uygulanan şiddet. Ve bu suçların cezasız kalması. Murat: Bugünlerde özellikle hayat pahalılığı. Küresel ısınmanın, nüfus artışının etkilerinin üzerine bir de plansızlık, fırsatçılık eklenince.. Birol: Sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde olan israf ve açgözlülük. 5 kıtada, birçok ülke ve şehirde çaldık, oralarda bulunma imkanı, gözlemleme imkanı bulduk. Memleketimizin 75 şehrinde çaldık, dolaştık. İnsan olarak ortalama hayat süremiz belli. Bu süreyi birbirimizin hakkını yiyerek, kavga ederek değil pastayı büyütüp adil dağıtmaya çalışarak, hayatın çilesinden çok keyfini yaşamaya ve yaşatmaya çalışarak geçirmeliyiz. Tarihten ders almayan, aklın, bilimin peşinden gitmeyen ülkelerde yaşananlar, etrafımızda olanlar ortada. Atatürk’ün, değerini her gün daha da fazla anlıyoruz, kuruluş ilkelerimizin önemini her gün daha iyi anlıyoruz.
HEDEFİMİZ HAYATIMIZ BOYUNCA MÜZİK YAPMAK Grup 22 yıldır bir arada nasıl kalmayı başardığını anlattı: Birol: Bizden daha fazla zamandır beraber olanlar da var. (Gülüyor) Hedefimiz hayatımız boyunca müzik yapmak. İlker: Ve bunu beraber yapmak. Murat: Bizim ilişkimizde de iniş çıkışlar, tartışmalar oluyor. Arda: Ama bir şekilde bunu çözmeye çalışıyoruz.
Grubu kurduktan sonra hayatınızda bugüne kadar neler gelişti? Murat: Biz bir yandan müzik yapmaya çalışırken bir yandan da başka dallarda eğitimlerimizi tamamladık. Uzun bir yolculuk oldu. Arda: Bu yolculuğun ancak 10. yılında tamamıyla ve sadece müzik yapar olduk. İlker: Yani hayatımızı müzikten kazanmamız zaman aldı. İşin manevi yönü bizim için her zaman ön planda oldu, vazgeçmedik. Birol: Elbete maddi yönü oldu. Ama daha da önemlisi bu zaman dilimi içinde arkadaşlıklarımıza, evliliklerimize, dünyayı dolaşmamıza, en keyifi anlarımızı yaşamamıza Gripin vesile oldu. Boş zamanlarınızda neler yaparsınız. Birol: Şehirlerimiz farklı artık. Ben boş zamanlarımda bolca dizi ya da film izliyor, oyun konsolunda parmak sallıyor ya da dost sofralarında hayata anı katıyorum. Arda: Benim eşimle bir süredir boş zamanım olmuyor. Bu yılın ortalarında bir kızımız oldu, mesaimiz yoğun. İlker: Aynı durumda bizde de mevcut. Venüs, kızımız, boş zamanlarımızın tamamı onunla geçiyor. Murat: Ben de Ege’ye yol alanlardanım. Yeni yeni yerleşiyoruz ve evin işleri bitmek bilmiyor diyebilirim. Ama yolculuklarda, konser öncelerinde beraber olduğumuz boş anlarda ortak noktamız değişik tatlar, yöresel yemekler peşinde koşmak. Grup içinde fikir çatışması yaşanıyor mu? İlker: Oluyor olmaz olur mu? Ama çok fazla değil. Murat: Oylama sisteminin içinde kalmaya çalışıyoruz. Arda: Uzun yılların verdiği dostluk var, paylaşılan çok an var. Büyük bir aileyiz ve bazen zaman alsa da konuşarak, dinleyerek, düşünerek sorunlarımızı çözüyoruz. Bugüne kadar böyle oldu en azından. Birol: Baktığımızda grupları dağıtan 2 büyük sebep var aslında. Ekonomik sebepler ve ‘Ergonomik’ sebepler. Türkiye’de grup müziğinden kazanılabilecek para belli, bunun uzun yıllardır farkındayız. Ego konusuna gelince elbete ego sahibi insanlarız ama aşırısına kaçmamaya, adil bir şekilde devam etmeye çalışıyoruz. Öyle ki Gripin kliplerinde herkes eşit süre almalıdır ve alır. Albümlerin yerini single aldı. Dijital müzik dünyası beklentileri karşılıyor mu? Arda: Dijitalin hem avantajları hem de alışamadığımız taraftarı var tabii. Adapte olmakta zorlandık ama zorundaydık. İlker: Elbette albüm tadını vermiyor singlelar. Kartonet incelemek, albümün bütününü anlamaya çalışmak çok farklı deneyimler. Ya da deneyimleri mi demeliyiz bilmiyorum. Birol: Ama yeni çıkışlar için de avantaj dijital dünya. Kalıcı olmak ise artık daha zor. İlk teklimizi yaparken çok zorlandık.  Yeni projeleriniz neler? Murat: Yeni şarkımız tamamlanmak üzere. Arda: Bunun yanı sıra ara ara yayınlayacağımız sevdiğimiz şarkıların yeniden yorumlamaları var. İlker: Bunların da ikisi tamamlandı. Birol: Bir yandan da çok özlediğimiz, çok beklediğimiz ve sonunda kavuştuğumuz konserler devam ediyor. Bugün 20 yaşında olanlar şarkılarınızla büyüdü diyebiliriz. Dinleyici kitlenizde ağırlık hangi yaş grubu? Birol: İlginç bir şekilde farklı yaş gruplarına ulaşmayı başarabilmişiz. Arda: Elbette zaman değişiyor, müzik değişiyor, hepimiz değişiyoruz. Bu hızlı değişimler arasında bunca yıl kalıcı olabilmek bizim için büyük mutluluk. Ama dedik ya, hedefler büyük. İlk yıllarına göre Gripin’in müziğinde ne gibi değişiklikler oldu? İlker: Müzik yapmaya devam ettikçe hem enstrümanlarımızla hem de birbirimizle olan bağımız arttı. Bunun dışında İstanbul’da liselerimizde rock müzik ile başladığımız müzik serüvenlerimiz farklı türleri de dinledikçe o yelpazeden etkilendi, değişti, değişmeye de devam ediyor. Arda: Yollarda geçirdiğimiz zaman, güzel Anadolu’yu gezdikçe, o topraklardan aldığımız ilham da tabii müziğimizi değiştirmiştir.