Azerbaycanlı Samira Efendi, HaftaSonu Sözcü’ye, müzik dünyasını ve ülkesini temsil ettiği Eurovision Şarkı Yarışması sonrasında yaşananları anlattı... ■ Müzisyen olmaya nasıl karar verdin? Çocukken müzisyen olmaya karar verdim çünkü erken yaşlardan itibaren bu alana çok ilgi duydum. ■ Azerbaycan Türklerinde gençlerin Türkçesi mükemmele yakın. Genç nesil bunu nasıl başardı? Bence sebebi gençlerimizin Türkçe şarkılar, Türkçe filmler vb. dinlemeleri. Türkiye’ye büyük bir ilgi ve sevgi var. ■ “Yeni Ulduz”, “O Ses Azerbaycan” ve “Silk Way Star” gibi yarışmalarda derece aldıktan sonra bu yıl Azerbaycan’ı Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil ettin. Müthiş bir performansa rağmen sonuncu oldun. Haksızlığa uğradığını düşünüyor musun? Katıldığım her yarışma ve festival benim için büyük bir deneyim. Her birinden aldığım unutulmaz anlar ve mutluluklar, hayatım boyunca hafızama kazındı. Eurovision’daki yerime gelince, Eurovision’un benim için harika bir sıçrama tahtası olduğunu söyleyebilirim. Her provada, performansımıza büyük bir sorumluluk ve sevgi ile yaklaştım ve çok keyif aldım. Şarkımız ve sahne performansımız hem yabancı hem de yerli dinleyiciler tarafından çok sevildi ve bence asıl mesele bu. ■ Eurovision’da Azerbaycan politik oylamanın kurbanı mı oldu? Müziği siyasetle kıyaslamak ve gerekçe olarak göstermek istemiyorum. Müzik büyük bir güçtür. Bazen bir şarkının düşüncelerimizi ve hayata bakışımızı değiştirebileceğini kabul etmemiz lazım. ■ Beş defa Eurovision elemelerine katıldın. Altıncıda finallerde yer aldın. 2022’de yine Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmayı düşünüyor musun? Evet, birkaç kez seçim turlarına katıldım ve sonunda 2 yıl üst üste ülkemi temsil edebildim. Henüz 2022’ye katılma teklifi almadım. ■ Sahne performansın mükemmel. Bunun için profesyonel eğitim aldınız mı? Genelde Eurovision’dan önce dans ederdim, bu yüzden dans etmek ve gerçekleştirmek zor değildi. Kurduğumuz dans çok fazla pratik ve zaman gerektiriyordu ve ekibimiz ve ben birkaç ay boyunca üzerinde çalıştık. Bence başardık. ■ Azerbaycan’ı temsil ederken Türk halkı senin yanındaydı. Bu sorumluluk nasıl duygu? Üzerinde bir baskı oluşturdu mu? Evet, hala o sevgiyi ve desteği hissediyorum. Sosyal ağlarımda her zaman güzel mesajlar alıyorum. Bunun için bir kez daha teşekkür ederim. ■ Bizde de Çetin Alp Opera şarkısıyla sonuncu, Ajda Pekkan da Petrol şarkısıyla 15. olmuştu. Mata Hari adlı şarkı ile katılman konusu bakımından risk miydi? Bunun bir risk olduğunu söyleyemem çünkü farklı ruhlarda birkaç seçeneğimiz vardı. Odak grubumuzun son kararı Mata Hari oldu. Benim isteğimde bu yöndeydi. ■ Mata Hari şarkısına etnik müziğin yedirilmesi çok iyiydi.  “Mata Hari”de kullanılan müziğin “Konyalım Yürü” sample’ının kullanılması, bir anda müziğin Türk ezgilerinin ağırlık basması ve el ele tutup halay çekmeniz kimin fikriydi? 2020’de Kleopatra ve 2021’de Mata Hari şarkılarında milli müzik aletlerimizi kullandılar: ud, tar, balaban, zurna, nagara. Şarkımızın ortasında milli dansımız Yallı’ya da yer verildi. Konyalım şarkısıyla hemen hemen aynılar, sadece isimleri farklı. Bu da kardeşliğimizin açık bir örneğidir.