Röportaj: Yüksel ŞENGÜL - Mutluluğa atılan adımlara düğün salonları tanıklık eder ama filmin adı ‘Düğüm Salonu’… Neden ‘düğün’ değil de ‘düğüm’? İrem Sak: Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM) kelime oyunlarını sever. Ben bu kadar senede bunu anladım. Filmin isim babası Yılmaz Erdoğan. Olayların bu kadar karıştığı bir film için ‘düğüm’ çok doğru bir kelime... Emre Karayel: Bu, çok güzel bir soru ama cevabını vermek filmin sürprizini anlatmak olur. Filmi seyirciler izlesin ve bu sorunun cevabını onlar bulsun. - Siz hiç birbirine giren iki düğüne tanık oldunuz mu? İ.S.: Çekim yaptığımız Buca Gölet’te bir yandan gerçek düğünler de devam ediyordu. Hatta o düğünlerdeki müziklerin durmasını bekledik bazı sahnelerde. Benim sette olmadığım bir çekim günü oradaki düğünlerden birinde olaylar çok büyümüş, hatta silah sesleri duyulmuş. Ambulans bile gelmiş diye duydum. Türkiye’de maç ve düğün üstüne bir de alkol eklenince sanırım tüm kontrol elden gidiyor. Benim karışan düğüm olan bir düğün anım yok çok şükür. E.K.: Kendi içinde birbirine giren çok düğün hatırlıyorum. Hatta “Birbirine girmeyen düğün hatırlıyorum” dersem yalan olur. Çünkü genelde düğünlerimizde böyle tatlı olaylar olur ama iki düğünün aynı mekanda olup da birbirine girdiğine hiç şahit olmadım. - Tarık nasıl bir karakter? E.K.: Canlandırdığım karakter Tarık düğündeki iki çiftin damatlarından biri. Alkol tedavisi görmüş ama düğünde içip sarhoş oluyor. Aslında karısına aşık ama gözü dışarda çünkü flörtöz bir yapısı var. img_8944

Aynı gün aynı nikah dairesi

- Peki Hülya nasıl biri? Onun da gözünü gelin olduğu akşam eski sevgilisiyle öpüşecek kadar aşk mı bürümüş? İ.S.: Hülya standart bir gelin değil. Bu, hem spor gelinliğinden hem saç modelinden anlaşılıyor. Evlenme meraklısı değil. Yaşı geldiği için, aile ve toplum baskısı nedeniyle evlenen bir kız. Serkan (Şahin Irmak) ile yaşadığı olaylı ayrılıktan sonra aşka küsmüş. Hayattan böyle bir beklentisi yok. Maskülen bir tavrı var. Serkan’a hâlâ aşık ve düğün günü onunla karşılaşması tüm dengesini bozuyor. - Filmin hikayesi yaşanmış bir olaydan mı esinlenmiş? İ.S.: Evet. Şahin’in (Irmak) bir arkadaşının başına gelmiş diye biliyorum. Aynı gün aynı nikah dairesine denk gelmişler iki eski sevgili. Bu da ilham olmuş filme. Bir gün aşklar biter filmi kalır diyelim. (Gülüyoruz) img_8991

Kimse kendi düğününde eğlenmiyor

- Peki sizin özel hayatınızda yapmayı düşündüğünüz bir düğün fikri var mı? İ.S.: İki kişinin ortak zevkine uyan bir şey olmalı düğün. Ama düğün telaşını ve oradaki kalabalığı sevmiyorum. Tek tek masaları gezme işi de çok yorucu. Bunu yapan bütün çiftlere üzülüyorum. Kimse kendi düğününde eğlenmiyor. Düğünümde tek hedefim mutlu olmak ve dans etmek olacak, bundan eminim. E.K.: Ben Adanalıyım. Benim düğünümde davul, zurna, halay mutlaka olmak zorunda. Adana’nın düğün halayları da güzeldir bu arada. - İzleyici filme nasıl tepki verecek? İ.S.: Empati kurulması gereken bir konu işleniyor filmde. Aşk evliliği mi mantık evliliği mi? Yıllar sonra bile iki sevgili tekrar beraber olabilir mi? Gibi sorular gelecek akıllara. Seyirci açısından takip etmesi çok keyifli bir hikaye. filmden

Tiyatroyla barışmam lazım

- Bir röportajımızda “Ağlamamak için televizyon haberlerini izlemiyorum” demiştiniz... Bu durum hâlâ devam ediyor mu? İ.S.: Evet, 1.5 yıldır ağlamamak için televizyondaki haberleri izlemiyorum. - Gönlünüzce tiyatro yapabiliyor musunuz? İ.S.: Bu kadar yoğun televizyon ve sinema koşturmasında tiyatro yapmaya vakit ayıramadım. Okumam gereken oyunları okuyamadım. Bir ara tiyatroyla barışmam lazım. - Gündeminizde bir dizi projesi var mı? İ.S.: Dizi kesin olur. Sit-com ya da daha farklı bir iş. Kendimi beslemek ve geliştirmek istiyorum.