Yazar, yönetmen ve Türk Halk Müziği sanatçısı Bülent Kılıçaslan pandemi nedeniyle ara vermek zorunda kaldığı Pir Sultan Abdal oyununu yeniden sahnelemeye başladı. 2 yıl boyunca oyunun metin ve prova çalışmalarını hazırlayan Kılıçaslan, yasakların bitmesiyle ilk gösterimini 17-18 Ağustos’ta Elazığ Devlet Tiyatroları’nda sahnelediği oyunun Türkiye ve Avrupa turnesine hazırlandığını söyledi. 24 Eylül’de İzmir, 9 Aralık’ta ise İstanbul’da sahnelenecek olan oyun, Pir Sultan Abdal’ın eşsiz eserlerinden oluşan geniş bir repartuar ve Kılıçaslan’ın oyunculuğuyla beş kişilik bir orkestra, ve semah ekibi ile seyircisine direniş ozanının hayatını ve türkülerini sunuyor. HALKA UMUT OLDU Kılıçaslan, Pir Sultan Abdal’ın hayatını sahne koyma nedenini şöyle anlattı: “Pir Sultan Anadolu’nun bağrında açılmış bir kızıl gonca güldür. Darağacında; ezilenin, dışlananın, sömürülenin, ötekinin haykırışıdır. Kardeşliğin yok sayıldığı çağda umudun, direnişin adıdır. Halkıyla öyle içi içe geçmiş ki kişiliği, özü, sözü nerede kendisinin, nerede halkın olduğunu kestiremezsiniz. “Yürü bre hınzır paşa /Senin de çarkın kırılır / Güvendiğin padişahın / Onun da çarkı kırılır’’ haykırışıyla, umutların tükendiği zamanda ezene, sömürene başkaldırarak halkına umut olmuştur.
Pir Sultan’ın eserlerinden oluşan repertuvar ve Bülent Kılıçaslan’ın oyunculuğuyla 5 kişilik bir orkestra ve semah ekibi, seyircisine direniş ozanının hayatını sunuyor.
KAYIRMACILIK VAR Pir Sultan Abdal’ın Gelin Canlar Bir Olalım, Sivas Ellerinde Sazım Çalınır, Derdim Çoktur Hangisine Yanayım gibi 12 farklı eserini oyunda seslendiren Bülent Kılıçaslan, sözlerine şöyle devam etti: Altı yüz yıl önce yaşamış ve az kaynağın elimize ulaştığı, şiirlerinden ve halk söylencelerinden anlamaya çalıştığımız bir yaşamı var Pir Sultan’ın. Ancak hayat hikayesi bugünü anlatıyor. Uyarlamaya çalışmadım çünkü bugün de aynı şeyler aynen yaşanıyor. Kayırmacılık yine var. Mezhepçilik, adamcılık, nepotizm var. Aslında seyirci bugünü görüp çıkıyor. Düzen hep böyle miydi? diyor. Pir Sultan’ın dediği gibi bozuk düzende sağlam çark olmaz. Aynısını yaşıyoruz. GERÇEK AYDINI VURDU Pandemi nedeniyle sanata verilen uzun aranın ardından yeniden sahnelere dönmenin mutluluk verse de yaraların zor sarıldığını söyleyen Kılıçaslan “Pandemi tüm dünyada yoksulları ve yoksullara destek olan gerçek aydın ve sanatçıları vurdu. Sisteme entegreolanlar yine ayakta kaldı. Yaraların  sarılması için halkın yaralarının sarılması lazım.  Destekler çok yeterli gelmedi. Aslında maddi destekten ziyade seyirci ile sorunsuz, güvenli buluşacağımız, seyircinin güven duyarak geleceği koşulların yaratılmasını istiyoruz. Bu süreç birçok arkadaşımızın hayatına mal oldu. Ve hem halk hem de yöneticiler olarak her konuda hazırlıksız olduğumuz görüldü. Tüm sektörler gibi sanat sektörü ve sanatçılar bundan ders çıkarmalı. Bu alanda örgütlenme ve sendikalaşmayı önemsemeliyiz. Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi, “Hakkı yenen ve ezilen canlar gelin bir olalım” diye konuştu.