Büyük festival için 20 öneri
Bu yıl 5-15 Nisan tarihleri arasında 36.sı gerçekleştirilecek olan İstanbul Film Festivali’nde 22 başlık altında dünya sinemasından en yeni filmler, sinema tarihinden seçilmiş klasikler, kült yapımlar ve yeni keşiflere dair 186 uzun ve 17 kısa metrajlı film gösterilecek.
Sinemaseverler 35 yıldır olduğu gibi, önümüzdeki hafta bir kez daha baharı muhteşem filmlerle, yeni keşiflerle ve bol bol sinema soluyarak karşılayacaklar... Liste oldukça kabarık; her zevke ve ihtiyaca göre film mevcut. Ben de hem kendim için hem de pek çok sinemasever için önerebileceğim 20 filmlik bir liste oluşturdum. Bu listeyi oluştururken çok yakında vizyona da girecek olan ‘Hayalet Hikayesi’, ‘Rock’n Roll’, ‘Deha’ gibi zaten iyi olduklarını tahmin ettiğim filmleri ve ‘Baba’, ‘Mullholland Çıkmazı’ ve ‘Suspiria’ gibi çok bilinen klasikleri eklemedim. Tabi ki bu filmleri de öneriyorum. Ama benim için öncelikli olan bu 20 film.
Elleri Olmayan Kız / Sebastien Laudenbach
Bu Fransız yapımı fantastik animasyon, babası tarafından şeytana satılan bir kızın ellerini feda ederek kaçışının hikayesini anlatıyor. Filmin fragmanından da anlaşılacağı gibi zengin bir hayal gücüne olağanüstü bir estetik bakış eşlik ediyor.
Manifesto / Julian Rosefeldt
En son güzeller güzeli ‘Carol’ filminde izlediğimiz sevilen aktris Cate Blanchett bu enteresan filmde 13 farklı karakteri canlandırıyor. Oyuncu her karakterinde sanat tarihine damgasını vurmuş birbirinden farklı 13 manifestoyu okuyor. Sinemada farklı filmler izlemeye hevesli sinemaseverler için çok cazip bir deneme ‘Manifesto’.
Ben Senin Zencin Değilim / Raoul Peck
Oscar adayı belgeselde, usta yönetmen Raoul Peck, Amerika’daki ayrımcılığın ve günümüzde hâlâ geçerliliğini koruyan bu ırkçılığın kökenlerine son derece akıcı ve ilgi çekici bir kurguyla bakıyor.
Kırık Kalpler Bankası / Onur Ünlü
‘İtirazım Var’, ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ gibi sinema filmleri, ‘Leyla ilie Mecnun’ ve ‘Beş Kardeş’ gibi TV dizilerinin yaratıcısı Onur Ünlü’nün bu kabına sığmayan filmi Shakespeare’in ‘Romeo ve Juliet’inden feyz alınarak yapılmış. Geniş kadrosunda Haluk Bilginer, Serkan Keskin, Tansu Biçer, Hazal Kaya ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi ilgi çekici oyuncular var.
Genç Karl Marx / Raoul Peck
20. yüzyıla yön veren önemli düşünürlerden biri olan Karl Marx’ı konu alan ilk ciddi yapım bu. Yönetmen Peck, bu filminde Marx’ın yirmili yaşlarına götürüyor bizi. Genç Marx’ın komünizm sisteminin temelini nasıl oluşturduğunu ve nelerden etkilendiğini izlemek için güzel bir fırsat bu.
Ana, Sevgilim / Cãlin Peter Netzer
Romen yönetmen Netzer’in 2013’te izlediğimiz bol ödüllü filmi ‘Çocuk Pozu’ hâlâ hafızlardadır. Netzer, yeni filminde samimi bir aşk hikayesi anlatıyor. Yönetmen yine önceki filminde olduğu gibi doğal oyunculuk ve dinamik bir kamera kullanımını tercih etmiş. Cinsellik içeren cesur sahneler barındırdığını da not olarak düşelim.
Şafak Sökmeden / Maria Schrader
Alman oyuncu/yönetmen Maria Schrader’in yeni filmi, ünlü Avusturyalı yazar Stefan Zweig’ın eşiyle birlikte Nazi Almanya’sından kaçmasıyla başlayıp, Brezilya’da birlikte intihar ettikleri 1942 yılının şubat ayına kadar geliyor. Avusturya’nın Oscar adayı olan film, Zweig üzerine yapılmış ender filmlerden biri.
Önemsiz Bir Adam / Khushboo Ranka, Vinay Shukla
Bu son derece politik ve enteresan belgesel, Hindistan’da tek başına bir politik hareket başlatan sıradan bir vatandaşın, Arvind Kejriwal’ın hikayesini anlatıyor. Ülkesindeki yolsuzluklar üzerine konuşmalar yapan bir aktivistken ‘Sade Vatandaş’ adlı bir parti kurup bir anda kendisini politik arenada bulan Kejriwal’ın hikayesi aslında benzer bir politik iklimde yaşayan bizleri de ilgilendiriyor biraz.
Raw / Julia Ducournau
Festivalin en merak edilen filmi ama sonuna kadar izlenmesi en zor olan filmi gibi duruyor. Gösterildiği festivallerde fenalaşanların, hatta bayılan seyircilerin olduğu haberlerinin bir parça ürküttüğü filmde veterinerlik eğitimi gören bir genç kızın, bir okul geleneği olarak çiğ et yemeye zorlanınca geçirdiği değişim konu ediliyor. Şiddet içerikli ve rahatsız edici görüntülerden oluşan bir ‘meydan okuma’ olarak da değerlendirilebilecek bir film ‘Raw’.
Paris Büyüsü / Dominique Abel, Fiona Gordon
'Aşk perisi' ve 'Rumba' adlı birbirinden sevimli filmlere imza atan karı-koca sinemacı Dominique Abel ve Fiona Gordon’un yeni projesi yine kalpleri ısıtan bir komedi. Chaplin filmlerinden ve eski müzikallerden beslenen ikili, bu kez rotayı tatlı rastlantılarla ilerleyen bir aşk hikayesine çevirmiş.
Jota – Flamenkonun Ötesinde / Carlos Saura
İspanyol sinemasının usta yönetmenlerinden Carlos Saura’nın dans ve müziğin sihirli birlikteliklerini konu aldığı “Tango”, “Fados” gibi filmlerine “Jota” ile bir yenisini daha eklemiş. Film hem görsel hem de işitsel bir şölen.
Ghost in the Shell / Mamoru Oshii
1995 yapımı bu Japon animesi kendi türünün başyapıtlarından biridir. Bugünlerde Scarlett Johansson’un başrolünü oynadığı Hollywood yeniden çevrimiyle de gündeme gelen bu klasik, zamanında “The Matrix” filmlerine ilham kaynaklığı yapmış heyecanlı bir bilim- kurgu klasiğidir aynı zamanda. Ülkemizde sadece DVD’de çıkmış olan bu önemli filmi, büyük perdede izleme deneyimini kaçırmayın derim...
Son Kuşlar / Erdoğan Tokatlı
Türk sinemasının gizli başyapıtlarından biridir ‘Son Kuşlar’. Yönetmeni Erdoğan Tokatlı tarafından ‘romantik gerçekçi’ olarak tanımlanmış filmde bir lise öğrencisi olan Ayşe ile mühendis Oğuz’un melankolik aşk hikayesi anlatılmaktadır. Selma Güneri ve Ediz Hun’un pırıl pırıl performanslarını büyük bir nostaljik keyifle izleyeceksiniz...
1984 / Michael Radford
Geçtiğimiz aylarda hayata veda eden büyük İngiliz aktör John Hurt’un başrolde olduğu ünlü ‘1984’ filmini yıllar sonra sinemada izleme fırsatımmız var! George Orwell’in ölümsüz eserinden uyarlanan filmde totaliter bir rejim tarafından yönetilen kurgusal bir İngiltere’de geçen hikayede sürekli ‘büyük birader’ tarafından izlenen sıradan vatandaşlardan biri olan Winston’ın isyan çabalarını anlatıyor. Faşizm konusunda yazılmış en güçlü eserin, güçlü bir sinema uyarlaması...
Anayurt Oteli / Ömer Kavur
Her sene festival kapsamında Türk sineması klasiklerinden bir tanesi yenilenerek özel bir gecede gösteriliyor. Bu senenin filmi ise Yusuf Atılgan’ın ölümsüz romanı ‘Anayurt Oteli’nin Ömer Kavur tarafından uyarlanmış ve günümüzde sadece internette kötü bir kopyasının bulunabildiği sinema filmi. Tüm zamanların en iyi Türk filmleri listesinde hep ilk 10 filmin içinde kendisine yer bulan bu önemli filmde Macit Koper’in otel katibi Zebercet rolündeki performansı unutulmazdır.
Vahşi Bölge / Amat Escalante
Sert filmlere imza atan İspanyol yönetmen Escalante’nin yeni filmi ‘Vahşi Bölge’ de pek kolay hazmedilecek bir filme benzemiyor doğrusu... İki çocuklu bir aile ormanda bir kulübede yaşayan değişik bir varlığın etki alanına girdikten sonra yaşananlar oldukça sıra dışı bir hikayeye götürecek bizi belli ki. İki önemli festivalden en iyi yönetmen ödülü almış bu filmde oldukça cesur sahnelerin olduğu söyleniyor.
Korkuyla Uyan / Ted Kotcheff
Festivalin ‘Gömülü Hazineler’ kuşağında yer alan beş tane enteresan filmin içinde seyirciyle en kolay bağlantı kuran film ‘İlk Kan’ filminin yönetmeni Ted Kotcheff’in 1971 yapımı gerilim filmi ‘Korkuyla Uyan’ içerdiği şiddet dolu kimi sahneler yüzünden uzun bir süre gözlerden uzak tutuldu. Şehirli bir adamın bir taşra bölgesinde içine düştüğü şiddet sarmalı, cesur bir sinemayla sunuluyor filmde.
Richard III / Richard Loncraine
1995’de ülkemizde de vizyona giren ama nedense arada kaynayıp giden aynı adlı bir Shakespeare uyarlamasıdır ‘Richard III’. Usta oyuncu Ian McKellan’ın başrolde olduğu filmde Kristin Scott Thomas, Robert Downey Jr., Annette Bening gibi oyuncular da var. Film faşizan bir şekilde yönetilen kurgusal bir İngiltere’de geçmekte. Hitler benzeri bir diktatör olan III. Richard’ın ve entrikacı çevresinin hikayesi günümüze yapılan göndermelerle dolu. Ian McKellan’ın da filmin gösterimi sırasında Atlas salonunda bulunacak olması ayrıca heyecanlı.
Kaygı / Ceylan Özgün Özçelik
Sinema yazarı ve televizyon programcılığından gelen Özçelik’in ilk filmi, bir tv kanalında çalışan ama hep aynı kabusla hayatı giderek çekilmez bir hale gelen Hasret adlı genç bir kadının gerilimli hikayesini anlatmakta. Başrolde özellikle son yıllardaki komedi performansıyla dikkat çeken yetenekli oyuncu Algı Eke var.
Lady Macbeth / William Oldroyd
Bir Shakespeare uyarlaması gibi dursa da Nikolai Leskov’un kısa romanından uyarlanan bu dramatik hikayede, ailesi tarafından kendisinden büyük, zengin bir adamla evlenmek zorunda bırakılan Katherine’i anlatıyor. Genç kadın, kocasının bir çalışanına aşık olunca olaylar giderek çatallanır.