Cep telefonu değil bize toprak lazım!
32 yaşında mankenlik ve sinema kariyerini noktalayarak Bozburun’a yerleşen Tarık Tarcan coronanın insanlığa verdiği dersi böyle anlattı.
Tarık Tarcan, 1980’li yıllarda önce podyumda, sonra da beyaz perdede fırtına gibi esen bir isimdi. 23 yaşındayken bir gazetede gözüne çarpan ilan, hayatını değiştirdi. Bugün Marmaris’in 2 bin nüfuslu Bozburun köyünde yaşayan Tarcan, sonrasını SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı:
“1981 yılında Vakko firması gazetelere amatör mankenler aradığını belirten bir ilan verdi. Eleme sonucu Vakko’nun yeni mankeni oldum. Kısa sürede 100 reklam filmi çektik. Bir süre Fransız ve İspanyol sevgililerimle Paris ve Madrit’te yaşadım. Hiç evlenmedim. Mankenlik ve sinema hayatımı 32 yaşında bitirdim. Kimseye muhtaç olmayacak miktarda para kazandım. Parayı da göze batmayı da sevmem, basit yaşarım. Sanat dünyasında birden her şeyi bırakamazsınız, bundan sonra da karakter jön, ede, ağabey, amca rolleri oynarım, ama şarlatanlık yapmam. Zaten bendensin, benden değilsin diye ve iktidarın kara listesinde olduğum için yandaş kanallardan bana teklif gelmez.
Sinema ve podyuma veda ettikten sonra Antalya Kaleçi’ne yerleştim. Kışın Antalya’da, yazın Bozburun’da yaşıyorum. Ceviz, badem, avokado dahil bir çok ürün yetiştiriyorum. Hergün 5 kilometre yürürüm. 8 metrelik ahşap teknemle, koyları dolaşırım. Bozburun’un da muhtarı gibiyim, halkla içiçeyim. Pandemiden sonra bir kez daha gördüm ki insanlar için önemli olan toprak... Cep telefonu olmasın, yaşarız. Ama toprak olmadan yaşayamayız. İleride şehirler değil, köyler ayakta kalacak. Corona virüsünün de abartıldığını, bir sosyal deney olduğunu düşünüyorum. Dünyada nüfus çok arttı. Sular azalıyor, toprak azalıyor. İngiliz Başbakanı Johnson ile Tom Hanks ve Fatih Terim gibi ünlülerin de bu virüsü kaptıkları konusunda tereddütlerim var. Ahmet efendi virüse yakalansa kimse ilgilenmez ama onlar yakalandı denirse herkes dikkat kesilir.