Geçmişi yaklaşık 300 yıl öncesine dayanan değirmenler, Karadeniz’in simgelerindendi. İnsanların un ihtiyaçları gibi, büyükbaş küçükbaş ve kümes hayvanlarının yem ihtiyaçları da sağlanırdı değirmenlerden. Yöre halkının buluştuğu, dertleştiği ve muhabbet ettiği yerleriydi. O dönemlerde çevrede olan bitenleri en iyi değirmenciler bilirdi. Zamanla sayıları azaldı, gelişen teknolojiyle birlikte değirmen kültürü de unutulmaya başlandı. Derelere yapılan HES’ler nedeniyle kuruyan su kaynakları yüzünden taş dibekleri artık çalışmaz hale geldi. YENİLERİ EKLENECEK Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, unutulmaya yüz tutan, harabeye dönen 6 değirmen için çalışma başlattı. Kılıçlı, Çamlıyurt, Ocak, Kıratlı, Özdil ve Tepeköy mahallelerinde yenilenen değirmenler hizmete açılıyor. Değirmenlerin turizm açısından da büyük öneminin olduğunu belirten Bıyık, “Teknoloji nedeniyle köylerimizin bu önemli kültürel ve ekonomik zenginliklerinin yok olmasına razı değiliz. Unutulmaya yüz tutmuş değirmen kültürünü canlandırmak, çiftçilerimize katkı sunmak amacındayız. Daha birçok mahallemizde sahip çıkılmayı bekleyen değirmenlerimiz var” dedi. YABANCI TOHUM Bıyık, “Maalesef günümüzde bir yabancı tohum modası var. Halk arasında buna ‘ziraat tohumu’ deniyor ama aslen İsrail tohumu olduğu söyleniyor. Bu tohumdan üretilen mısır ununun rengi, kokusu, aroması kesinlikle yerli mısırımıza denk olmuyor. İlçemizde tarıma ve kültüre katkı sunacak, tarihi yaşatacak çalışmalarımızı sürdüreceğiz” yorumunu yaptı.