Dünyada Karşılaşmış Gibi izleyici karşısına çıktı
KREK Tiyatro'nun yeni oyunu Dünyada Karşılaşmış Gibi, uzun süredir heyecanla bekleniyordu.
Berkun Oya'nın yazdığı ve yönettiği, Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin ve Settar Tanrıöğen'in yer aldığı bir oyun düşünün... Heyecanlanmamak mümkün değil! Usta isimlerin yer aldığı Dünyada Karşılaşmış Gibi, dün Volkswagen Arena'da prömiyerini yaptı. Birçok sanatçının izlemeye geldiği oyun, ilk gösterisinde büyük beğeni topladı...
Oyunun sahne tasarımı oldukça farklıydı. Zira, temsil camekanların içinde iki farklı yöne doğru gerçekleştiriliyordu. Tabii bu arada replikler, koltuklara yerleştirilen kulaklıklar sayesinde dinlendi. İlk perdenin ardından farklı tarafta oturanlar yer değiştirdi. Bu farklılık, 'öteki'ye dair merak duygusunu artırırken, izleyiciyi de spekülatif yorumlarla işin içine katıyor. Bu şekliyle oyunun aslında iki farklı başlangıcı ve sonu olduğu söylenebilir.
Koltuğumuzun konumuna göre, ilk olarak karakoldaki memurların oturduğu odada iki polis memuru Sadık (Fatih Artman), Yavuz (Alican Yücesoy) ve karakola düşmüş Mevlüt ile (Öner Erkan) karşılaşıyoruz. Mevlüt, bitirim, geveze ve kötek ile uslanmayarak, doğruları söylemekten geri durmayan "ayrık otu"... Öner Erkan'ın başarılı oyunculuğunu pekiştiren makyajı oldukça başarılı. Onunla uğraşan Karadenizli memur Yavuz ise sinirine hakim olamayan ve oldukça tanıdık bir polis...
Karakoldaki bir diğer memur ise Naci (Serkan Keskin). Naci, memurlar arasında en ilginç karakter. "Ruh" gibi gezinmesi, ani patlamaları ve yaşamayı ağır bir yük olarak sırtında taşıması izleyicinin ona pür dikkat kesilmesine sebep oluyor. Yavuz ile Naci, farklı karakterler olsa da bir yerde ortaklaşıyorlar: İşkence...
İkili, oyunda polis kurumuyla ilgili tanıklıklarımız üzerinden bir eleştiri inşa etmemizi de sağlıyor. Bunu o kadar kanıksamış haldeler ki, "rahatlama ve sinirden arınma" belirtisi dahi göstermiyorlar. Tabii, işkenceye maruz kalan Mevlüt ise hepimizden daha "cesur" ya da daha "deli" olacak ki, çıkarıveriyor ağzından baklayı: "İnsan görünümlü hayvanlar."
Tüm bu keşmekeş içinde tir tir titreyen, içine girdiği şoku atlatamayan Aziz (Okan Yalabık) de vadettiği hikayesiyle oyunu başka bir evreye taşıyor. İlk perde de neler yaşadığına çok tanık olmasak da, ikinci perde de Aziz ile birlikte komiser Taner'in yaşadıklarına odaklanıyoruz.
Aziz, takıntı haline getirilen aşk ve ilişki dehlizinin insana neler yaptırabileceğini yansıtmakla kalmıyor, trajikomik denilebilecek duygusallığıyla da komiser Taner'in de yaşadıklarını öğrenmemize vesile oluyor. Naci ve Yavuz'un aksine devletin "babacan" yanını temsil eden Taner, kurumların ya da durumların salt siyah ya da salt beyaz olmadığını da gösteriyor. Aziz'in sürekli kendisini suçlaması ve bütün suç ihalesini üzerine alması, bir noktada komiser Taner'in "bilge" yönünü de keşfetmemizi sağlıyor.
Farklı hayatlara ve hikayelere tanık olduğumuz Dünyada Karşılaşmış Gibi, üstlenilen rolleri ve görevleri, bu görevleri ifa ederken hayatımızı etkileyen psikolojik gelgitleri izleyiciye sunuyor. "Mümkün olanı" yeniden hatırlatan Dünyada Karşılaşmış Gibi'de Sadık rolünde Fatih Artman'ı izlemek ise apayrı bir keyif. Mesleğine ve ailesine sadık bir memur rolünde olan Artman, tüm karakterler içerisinde dengenin ne kadar değerli olduğuna dair de hatırlatıcı...
OYUNUN KÜNYESİ:
Yazan, Yöneten: Berkun Oya
Yapımcı: Nisan Ceren Göknel
Oyuncular (alfabetik sırayla) : Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin ve Settar Tanrıöğen
Sahne Tasarım: Berkun Oya
Sahne ve Dekor Uygulama: Muhtar Pattabanoğlu
Işık Tasarım: Cem Yılmazer
Prodüksiyon Sorumlusu: Evrim Zeybek
Proje Asistanı: İrem Avcı
Teknik Sorumlu: Emrah Altıntoprak
Ses Tasarım, Miksaj ve Uygulama: Hakan Atmaca